MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİDAVA : Davacı, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ile izin ücreti, ücret, fazla mesai ücreti, genel tatil ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.Yerel mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I A) Davacı Talebinin Özeti:Davacı vekili, davacının davalıya ait ... plakalı, .... hattında yolcu taşıyan minübüste şoför olarak çalıştığını, 01/10/2006 tarihinde çalışmaya başladığını, iş akdinin 01/10/2008 tarihinde işveren tarafından haksız olarak feshedildiğini ileri sürerek, kıdem ve ihbar tazminatı ile izin ücreti, ücret, fazla çalışma ücreti ve genel tatil ücreti alacaklarını talep etmiştir.B) Davalı Cevabının Özeti:Davalı, taraflar arasında hizmet ilişkisi bulunmadığını, bir an için hizmet ilişkisinin bulunduğu kabul edilse dahi iş akdinin işveren tarafından haklı olarak feshedildiğini savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti ve Yargılama Süreci:Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, taraflar arasında hizmet ilişkisi bulunmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.Karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiş, yapılan temyiz incelemesi sonucunda Dairemizce bozulmuştur. Bozma ilamında özetle, taraflar arasında hizmet ilişkisinin bulunduğu bu nedenle işin esasına girilerek, feshin kim tarafından yapıldığı, feshin haklı olup olmadığı, davacının talep ettiği alacaklara hak kazanıp kazanmadığı hususlarının tespit edilmesi gerektiği belirtilmiştir.Mahkemece bozmaya uyulmuş ve yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.D) Temyiz:Bozmadan sonra verilen karar davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.E) Gerekçe:1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.2- Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacının ıslah harcını yatırıp yatırmadığı ve bu bağlamda ıslahın geçerli olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.Davacı vekili tarafından dosyaya sunulan 07/12/2010 tarihli ıslah dilekçesi ile talep edilen alacaklar, bilirkişi raporu doğrultusunda ıslah edilmiş ancak ıslah harcı yatırılmamıştır. Bu husus (ıslah harcının yatırılmadığı) kararın gerekçesinde belirtilmiş olmasına rağmen, hüküm altına alınan alacaklara dava tarihi ve ıslah tarihi ayrımı yapılarak faiz yürütülmüştür. Bir başka ifadeyle, harcı yatırılmamış olmasına rağmen ıslah geçerli kabul edilmiş ve buna göre hüküm kurulmuştur. Bunun üzerine dava dosyası "Mahkemece ıslah harcının yatırılıp yatırılmadığı araştırılarak, yatırılmış ise buna dair belgenin dosya içine konması, yatırılmamış ise mahkemece ıslah harcının yatırılmadığına dair bir tutanak tutularak bu tutanağın dosyaya eklenmesi..." gerekçesiyle iki kez geri çevrilmiştir. Geri çevirme kararlarımızdan sonra mahkemece 08/09/2015 tarihli tutanak tutulmuştur. Bu tutanakta, ıslah harcı yatırılmış ise buna dair belgenin sunulması için davacı vekiline tebligat yapıldığı buna rağmen ıslah harcının dosyaya ibraz edilmediği belirtilmiştir.Yukarıda yapılan tespitler kapsamında, her ne kadar davacı tarafından dosyaya sunulan dilekçe ile alacak miktarları ıslah yoluyla arttırılmış ve mahkemece iş bu ıslah dilekçesine göre alacaklar hüküm altına alınmış ise de ıslah harcı yatırılmadığı için geçerli bir ıslahın varlığından söz edilemez. Mahkemece, ıslah harcı yatırılmadığı için dava hiç ıslah edilmemiş gibi (ıslah dilekçesi nazara alınmadan) hüküm kurulması gerekirken, geçerli bir ıslah varmış gibi hüküm kurulması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.F) Sonuç:Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 28/10/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.