MAHKEMESİ : MERSİN 1. İŞ MAHKEMESİTARİHİ : 10/06/2014NUMARASI : 2012/726-2014/296DAVA :Davacı, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, fazla mesai ücreti, resmi tatil ücreti, hafta tatili ücreti ile fark ücret alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır. Hüküm süresi içinde davacı ile davalılardan T.C. Sağlık Bakanlığı avukatları tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I A) Davacı İsteminin Özeti:Davacı kıdem, ihbar tazminatı ve bir kısım işçilik alacağı isteklerinde bulunmuştur.B) Davalı Cevabının Özeti: Davalılar davanın reddini savunmuşturlar.C) Mahkemenin ilk kararı Dairemizin 2010/7255 Esas 2012/16707 Karar sayılı ilamı ile özetle ve sonuç olarak “Davacı işçinin fazla çalışma yapıp yapmadığı konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır. Somut olayda, davacı dava dilekçesinde hastanenin acil servisinde 16 saat çalışma ve 32 saat dinlenme esasıyla çalıştığını belirtmiştir. Taraf tanıkları da hastanenin acil kayıt işinde iddia edildiği şekilde çalıştığını belirtmişlerdir.Davacının sadece acil serviste çalıştığı dönemde belirtilen şekilde çalıştığı kanıtlanmıştır. Davacı bu çalışma şeklinde birinci haftada dört, izleyen hafta ise üç kez 16 saat çalışmaktadır.16 saatin 7.5 saati normal çalışma, üç saati ise ara dinlenmedir. İş Yasasının 63. maddesine göre günlük 11 saati aşan çalışma haftalık 45 saatin aşılıp aşılmadığına bakılmaksızın fazla çalışma niteliğindedir. Bu itibarla geriye kalan 5.5 saatlik çalışma, fazla çalışma niteliğinde olduğundan, davacı ayın birinci haftası 22, izleyen hafta ise 16.5 saat fazla çalışma yapmış olmaktadır. Belirtilen şekilde fazla çalışma alacağı hesaplanarak ve hakkaniyet indirimi yapılarak sonuca gidilmesi gerekirken anılan alacağın reddine karar verilmesi hatalıdır. Davacının belirlenen çalışma şekline göre çalışma gününe denk gelen genel tatil günlerinde de çalıştığı aynı şekilde kanıtlandığından, genel tatil alacağının da kabulüne karar verilmesi gerekirken yerinde olmayan gerekçe ile reddine karar verilmesi isabetsizdir. Davacı dava dilekçesinde ihbar tazminatı olarak 200 TL talep etmiştir.Bir ıslah söz konusu olmadığı halde anılan alacağın 958.51 TL olarak hüküm altına alınması istekle bağlılık kuralına aykırıdır. Harçtan muaf olan davalı Bakanlıktan harç tahsiline karar verilmesi de yerinde değildir.”gerekçeleriyle bozulmuştur.D) Yerel Mahkeme Kararının Özeti: Mahkeme bozma ilamına uymuş, asıl dava yönünden davanın kısmen kabulü yönünde hüküm kurmuş, bozmadan sonra yapılan yeniden yargılama sırasında açılan ve asıl dava ile birleştirilen ek dava yönünden ise, davanın reddi kararı vermiştir.E) Temyiz:Kararı davacı ile davalı Bakanlık vekilleri ayrı ayrı temyiz etmiştir.F) Gerekçe: 1- Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davacı ile davalı Bakanlık vekillerinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.2- Dosyada mevcut taraflar arasında imzalanan 15.01.2010 tarihli protokolden davacının kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ile ferilerinin ve ayrıca bozma öncesi verilen 23.12.2009 tarihli kararda davacı lehine takdir edilen 575,00 TL lik vekalet ücretinin davacıya ödendiği anlaşılmaktadır. Mahkemece bu ödemeler dikkate alınmadan hüküm kurulması hatalıdır. 3-Bozma öncesi tespit edilen ihbar tazminatı miktarının, davalı lehine usuli kazanılmış hak oluşturduğu gözetilmeksizin, bozma sonrası tekrar hesap edilerek, bu miktarın üzerinde kalan 79,97 TL’lik kısmının mahkemece kabulü isabetsizdir.4- Ek davada talep edilen ihbar tazminatı alacağının, ek dava tarihi öncesi 15.01.2010 tarihli protokol uyarınca ödendiği anlaşıldığından, mahkemece bu talep hakkında red kararı verilmesi gerekirken, "karar verilmesine yer olmadığına" şeklinde karar verilmesi ve bu dosya yönünden davacı lehine vekalet ücretine hükmedilmesi hatalıdır. 5- Mahkemece karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre kendisini vekille temsil ettiren davalılar lehine ayrı ayrı 1.500.00’er TL. vekalet ücreti takdir edilmiştir. Bu durum Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 3/2 fıkrasında yer alan ret sebebi aynı olan davalılar yararına tek vekalet ücretine karar verilmesi gerektiği kuralına aykırı olup, davalılar lehine tek bir vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 22.10.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.