MAHKEMESİ : İZMİR 4. İŞ MAHKEMESİTARİHİ : 10/03/2014NUMARASI : 2011/652-2014/183DAVA :Taraflar arasındaki, uğranılan banka zararının ödetilmesi davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı nedenlerle gerçekleşen miktarın faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine ilişkin hüküm süresi içinde temyizen incelenmesi taraflar avukatınca istenilmesi ve davalılar avukatınca duruşma talep edilmesi üzerine dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 21.10.2014 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü davalılar adına Avukat E.. B.. geldi. Karşı taraf adına kimse gelmedi. Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatın sözlü açıklaması dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor sunuldu, dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı iflas idaresi, banka zararın ödetilmesini talep etmiş, davalılar banka kasa açığının hırsızlık olayına dayandığını, banka politikası gereği polise bildirilmediğini bu yüzden sigortadan da zararın karşılanamadığını, 6 yıl sonra bu davanın açıldığını savunmuşlardır. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş hükmü taraflar temyiz etmiştir. 1.Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davacının tüm temyiz itirazlarıyla davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir. 2- Dairemizce verilen bozma üzerine bankacı bilirkişilerden alınan ilk raporda 1994 yılında çalındığı ileri sürülen yabancı paralarla ilgili idari ve adli soruşturma başlatılmadığı, kasa açığı olarak muhasebe edildiği ve ancak iflas idaresi tarafından 2000 yılında dava açıldığı, işverence işletme zararı olarak kabul edildiği ve davalıların sorumlu olmadığı görüşü açıklanmış, mahkemece aksi kanaate varılacaksa, bankanın % 70 oranında kusurlu olduğu belirtilmiş diğer % 30 kusur ise davalılar arasında paylaştırılmıştır. Davacının itirazı üzerine hırsızlık olayı olmamış gibi yeniden kusur raporu düzenlenmesi istenmiş ve bilirkişi heyeti tarafından hırsızlık olayının olmadığının kabulüne göre % 100 kusur oranı davalılar arasında paylaştırılmıştır. Mahkemece bozma sonrası alınan ek rapora göre belirlenen kusur oranları nispetinde ve toplamda davalılar % 100 oranında kusurlu kabul edilerek isteklerle ilgili karar verilmiştir. Davalıların taleplerine ve mahkemece müzekkere yazılmasına rağmen olaya dair 1994 yılında düzenlenen rapor dosyaya sunulmamıştır. Ancak ceza yargılaması sırasında ifadesi alınan banka müfettişi, olayla ilgili rapor düzenlendiğini, raporun genel müdürlükte olması gerektiğini ve bankada meydana gelen hırsızlık üzerine açığın oluştuğunu belirtmiştir. Bu durumda her ne kadar banka kayıtlarında kasa açığı olarak işlem görmüşse de, olay günü hırsızlık meydana gelmiş ancak banka politikası gereği olay emniyet birimlerine bildirilmemiştir. 6 yıl süreyle kasa açığı olarak kayıt altına alındıktan sonra 2000 yılında davalılar hakkında dava açılmıştır. Olay üzerine gerekli adli ve idari soruşturmayı başlatmayan işverenin zararın ortaya çıkmasında asıl kusurlu olduğu kabul edilmelidir. Bu yönde bozma sonrası alınan 03.02.2012 tarihli ilk rapordaki kusur oranları üzerinden davalıların sorumluluklarına karar verilmesi gerekirken, zararın tamamının davalılardan tahsiline karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, davalılar yararına takdir edilen 1.100.00 TL.duruşma avukatlık parasının karşı tarafa yükletilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine 21.10.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.