Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 30284 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 36867 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ : İSTANBUL ANADOLU 7. İŞ MAHKEMESİ (KARTAL 3. İŞ)TARİHİ : 26/09/2012NUMARASI : 2009/1285-2012/735DAVA :Davacı, kıdem tazminatı, ücret, prim, fazla mesai ücreti, yıllık izin ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücreti ile hafta tatili ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Yerel mahkeme, davanın reddine karar vermiştir. Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I A)Davacı İsteminin Özeti:Davacı vekili 16/12/2009 tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı işyerinde 03/04/2003 tarihinde inşaat malzemesi pazarlamacısı olarak çalışmaya başladığını, müvekkilinin 18/09/2007 tarihinde iş akdine haklı nedenle 4857 sayılı İş Kanununun 24/2 maddesi gereğince feshettiğini, davalı işverenlikçe maaşlarını tam ve zamanında alamadığını fazla çalışma ve tatil günlerinde yaptığı çalışmalarının karşılığını alamadığını, Kartal 4.İş Mahkemesinin 2007/131 E. 2009/240 K . sayılı dosyası ile dava açıldığını, söz konusu davada bilirkişi ücreti yatırılamadığından reddedildiğini, müvekkilinin mağduriyetinin giderilmesi için mahkememizde yeniden dava açtıklarını beyanla kıdem tazminatı ve ödenmeyen işçilik alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.B)Davalı Cevabının Özeti:Davalı vekili dilekçesinde; davacının davalı şirkette OSB olarak tabir edilen ahşap inşaat malzemesi pazarlama departmanında çalışan bir personel olduğunu, bu bölümün uzman olmadığı bir bölüm olduğunu, müvekkili şirketin bu konuda bir bölüm açmak istediğini ancak çalışanların deneyimsiz ve özellikle davacının performansının yetersiz olması sebebi ile başarılı olunamadığını, bu departmanda yıllık bakıldığında şirketin zarar ettiğinin görüldüğünü beyanla davacının iddialarının hukuki dayanağının olmadığını, davacının masraflar çıktıktan sonra sattığı ürünlerden elde edilen kardan pay alma şeklinde bir ücretle çalışıyorken son iki yıldır çalıştığı departmanın kar edememesi, davacının aldığı çekleri kontrol etmeden alması, zamlı maaşını da yetersiz bularak istifa dilekçesi verdiği, davaya konu edilen kalemlerin hiç birinde alacağı bulunmadığını beyanla açılan davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:Mahkemece, 25/04/2012 tarihli celsede dosyanın bilirkişi heyetine tevdii edilmesine ve davacı vekiline bilirkişi ücretini yatırması için iki haftalık mehil verilmesine karar verildiği ancak yatırması gereken ücreti yatırmadığı böylelikle davacının talebinde belirttiği miktarların doğruluğu tespit edilemediği, bu suretle de davasını ispatlayamadığı belirtilerek davacının davasının reddine karar verilmiştir.D)Temyiz:Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.E) Gerekçe:Mahkemece 2009 yılında açılan iş bu davada, 25/04/2012 tarihli oturumda, aynen “1-Davacı vekiline beyanda bulunması için iki haftalık süre verilmesine , 2-Davacı tarafa tarafından iki haftalık sürede 500,00 TL bilirkişi ücreti yatırıldığında dosyanın mahkememizce resen seçilecek iki kişilik iş güvenliği uzmanı kusur bilirkişilerine tevdiine , 3-Davacı tarafça bundan sonraki yargılama sırasında kullanılmak üzere iki haftalık kesin süre içerisinde 500 TL gider avansı yatırılmasına 4-Dosyanın resen seçilecek hesap bilirkişisisine tevdiine,( bir hukukçu bir muhasebeci ) 250,00 şer TL bilirkişi ücreti ile bilirkişi tebliğ ücretinin avanstan karşılanmasına” şeklinde ara karar oluşturulmuş ve dava 26/09/2012 tarihinde “ açılan davanın gider avansı yatırılmadığı gerekçesi ile reddedilmiş, gerekçeli kararda bilirkişi ücreti yatırılmadığı ve davacının talebinde belirtilen miktarların doğruluğu tespit edilemediği, bu süreçte davasını ispatlayamadığından davacının davasının reddine karar verildiği anlaşılmıştır.Öncelikle redde dayanak 25/04/2012 tarihli oturumun 2 numaralı ara kararının ne için oluşturulduğu anlaşılamamıştır.1086 sayılı Yasa döneminde açılan iş bu davada yargılama sırasında yürürlüğe giren 6100 sayılı HMK uyarınca yatırttırılması istenen gider avansının ne olduğu mahkemenin ara kararında açıkça belirtilmemiştir.Ayrıca dosyanın neden tekrar bilirkişiye sevkedildiğinin gerekçeleri de açıklanmadığı gibi dosyada alınan 21/10/2012 tarihli bilirkişi raporuna neden itibar edilmediğinin gerekçesi açıklanmamış, ara kararlarının yerine getirilmemesinin yaptırımları da belirtilmemiştir.Mahkemece usulüne uygun olarak oluşturulmayan yaptırım ve ihtarat içermeyen ara kararına dayanarak davanın reddi hatalıdır.Mahkemece tüm dosya kapsamı bir değerlendirmeye tabi tutularak ek bilirkişi raporu gerekirse buna ilişkin HMK’nın 273. maddesi de dikkate alınarak ara kararı oluşturulup davalı vekilinin “kesin hüküm” savunması da değerlendirilerek sonuca gidilmelidir.F)Sonuç:Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgilisine iadesine 20/10/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.