MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİDAVA : Davacı, asıl davada, kıdem tazminatı ile yıllık izin ücreti, ücret alacağı, fazla mesai ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının, birleşen davada, ücret alacağı, fazla mesai ücreti alacaklarnının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Yerel mahkemece, asıl ve birleşen davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I A) Davacı İsteminin Özeti:Davacı, davalı şirkette 02/11/2007-18/09/2012 tarihleri arasında dini bayramlar dışında kalan tüm ulusal bayram ve genel tatil günleri de dahil olmak üzere haftanın 6 günü 05.00-23.00 saatleri arasında en son 900.00 TL si net ücret, yemek, servis, sosyal hakları karşılığında ... hattı şoförü olarak çalıştığını, 21 günlük ücretli yıllık izin hakkının kullandırılmadığı gibi ücretin ödenmediğini, 19 günlük Eylül 2012 dönemine ait maaşın ödenmediğini, iş sözleşmesinin haksız ve bildirimsiz olarak feshedildiğini beyanla fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile kıdem tazminatı, yıllık izin ücreti, ücret alacağı, fazla mesai ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının işleyecek yasal faizleri ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.B) Davalı Cevabının Özeti:Davalı, davacının 01/11/2007 tarihinde şirkette 21/04/2009 tarihinde ... e ait acentelikte 19/10/2009 tarihinde .. .. firmasında en son 01/06/2011 tarihinde şirkette işe başladığını, 13/09/2012 tarihinde kullandığı aracı merkeze bıraktığını, servis aracının gitmesi üzerine evine bırakılmasını istediğini ve orada çalışanlara işyeri yöneticilerine küfür ve hakaret ettiğini, bu sebeple iş akdinin İş akdinin 4857 sayılı yasanın 25/2-b gereğince haklı olarak feshedildiğini ,maaş bordrolarının davacı tarafından ihtirazı kayıt koymaksızın imzalamış olduğunu, bütün maaşların banka hesabına yatırılmış olduğunu, ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalışma yapılmadığını beyanla davanın reddini istemiştir.C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti ve Yargılama Süreci:Mahkemece toplanan delillere ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davalının iş sözleşmesini fesihte haklı olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Mahkemenin 05.07.2013 tarihli kararının, taraflarca temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 19.12.2014 tarihli ilamı ile bozulmasına karar verilmiştir.Mahkemece bozma ilamına uyulmuş ve yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. D) Temyiz:Bozmadan sonra verilen karar davacı tarafından temyiz edilmiştir.E) Gerekçe: 1-Mahkemece bozma kararı sonrası kurulan yeni hükümde, davacının sadece fazla çalışma ve bakiye ücret alacakları hüküm altına alınmıştır. Davacının diğer alacakları hakkında bozma konusu yapılmadığından yeniden hüküm kurulmasına yer olmadığına karar verilmiştir.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 297 nci maddesi uyarınca, mahkeme kararlarının; a) Hükmü veren mahkeme ile hâkim veya hâkimlerin ve zabıt kâtibinin ad ve soyadları ile sicil numaraları, mahkeme çeşitli sıfatlarla görev yapıyorsa hükmün hangi sıfatla verildiğini, b) Tarafların ve davaya katılanların kimlikleri ile Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası, varsa kanuni temsilci ve vekillerinin ad ve soyadları ile adreslerini,c) Tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri, ç) Hüküm sonucu, yargılama giderleri ile taraflardan alınan avansın harcanmayan kısmının iadesi, varsa kanun yolları ve süresini, d) Hükmün verildiği tarih ve hâkim veya hâkimlerin ve zabıt kâtibinin imzalarını,e) Gerekçeli kararın yazıldığı tarihi,içermesi, hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi zorunludur. Bu biçim yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereğidir. Aksi hal, hükmün infazında zorluklara ve tereddütlere, yargılamanın ve davaların gereksiz yere uzamasına, davanın tarafı bulunan kişi ve kurumların mağduriyetlerine sebebiyet verecek ve Kamu düzeni ve barışını olumsuz yönde etkileyecektir (Hukuk Genel Kurulu - 2007/14-778 E, 2007/611 K, Dairemizin 01.04.2008 gün ve 2007/38353 Esas, 2008/7142 Karar sayılı ilamı). Hükmün bir kısmının bozma kapsamı dışında bırakılması bu kısımların bağımsız bir şekilde onandığını göstermez, hükmün bir kısmının bozma kapsamı dışında bırakılmasının amacı bu kısımların doğru olduğunu belirlemek, bozmanın sınırlarını çizmek ve bu şekilde usulü kazanılmış hakları oluşturup, korumaktır. Bozma kararı üzerine önceki hüküm tamamen ortadan kalkar. Bu nedenle bozma kararından sonra da Mahkemece HMK’nın 297. maddesinde belirtilen unsurları taşıyacak şekilde yeni bir karar verilmesi zorunludur. Mahkemece yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi HMK’nın 297. maddesine açıkça aykırıdır.2-Hükmedilen miktarların “net” mi yoksa “brüt” mü olduğunun hüküm fıkrasında belirtilmemesinin hükmün infazında tereddüt yaratacağının düşünülmemesi hatalı olup, ayrıca bozmayı gerektirmiştir.F) Sonuç:Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 27.10.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.