Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 2999 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 31899 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :. İŞ MAHKEMESİDAVACI DAVA : Davacı, yıllık izin ücreti alacağının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.Yerel mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir. Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I A) Davacı Talebinin Özeti:Davacı vekili, müvekkilinin 01.12.1993 ile 30.01.2012 tarihleri arasında davalı şirketin ............. şubesinde dolum görevlisi olarak çalıştığını ve emeklilik sebebi ile işten ayrıldığını belirterek, yıllık izin alacağı hariç tüm hak edişlerini aldığını ancak davalı işverenin neredeyse 20 yıllık çalışmasına karşılık hiç yıllık izin kullandırmadığını ve bu izinlere yönelik ücretlerinin de ödenmediğini iddia etmek suretiyle yıllık izin ücreti alacağının davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.B) Davalı Cevabının Özeti:Davalı vekili, 31.01.2012 tarihli ‘‘ İş Sözleşmesinin Karşılıklı Anlaşmayla Sona Erdirilmesine İlişkin Protokol’’ gereğince davacıya yıllık izin alacağı da dahil tüm alacaklarının ödendiğini ve buna ilişkin.............. 31.01.2012 tarihli 100.642,41 TL tutarında ödeme dekontunun bulunduğunu, protokol gereğince davacının yıllık izin ücreti de dahil davalıyı ibra ettiğini belirtmek suretiyle açılan davanın reddini talep etmiştir.C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:Davacının kullandığı yıllık izin kayıtlarının tetkikinden 282 gün izin kullandığının anlaşıldığı, ayrıca iş akdinin sona erdirilmesine ilişkin 31.01.2012 tarihli protokolün 3. Bendine göre davacıya kullanmadığı yıllık izinler karşılığı olarak 7.816,28 TL ödenmiş olduğundan davacının bakiye yıllık izin alacağının bulunmadığı anlaşıldığından davanın reddine karar verilmiştir.D) Temyiz:Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.E) Gerekçe:Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacının yıllık izinlerini kullanıp kullanmadığı, kullanılmayan yıllık izin süresi varsa ücretlerin ödenip ödenmediği noktasında toplanmaktadır.4857 sayılı İş Kanununun 59 uncu maddesinde, iş sözleşmesinin herhangi bir nedenle sona ermesi halinde, işçiye kullandırılmayan yıllık izin sürelerine ait ücretlerin son ücret üzerinden ödeneceği hükme bağlanmıştır. Yıllık izin hakkının ücrete dönüşmesi için iş sözleşmesinin feshi şarttır. Bu noktada, sözleşmenin sona erme şeklinin ve haklı nedene dayanıp dayanmadığının önemi bulunmamaktadır.Yıllık izinlerin kullandırıldığının ispatı işverene aittir. İşveren yıllık izinlerin kullandırıldığını imzalı izin defteri veya eşdeğer bir belge ile kanıtlamalıdır. Bu konuda ispat yükü üzeride olan işveren, işçiye yemin teklif edebilir.Akdin feshi halinde kullanılmayan yıllık izin sürelerine ait ücret, işçinin kendisine veya hak sahiplerine ödenir. Böylece, iş sözleşmesinin feshinde kullanılmayan yıllık ücretli izin hakkı izin alacağına dönüşür. Bu nedenle zamanaşımı da iş sözleşmesinin feshinden itibaren işlemeye başlar.Kanunda, iş sözleşmesinin feshinde ödenmesi gereken izin ücreti için kesin bir ödeme günü belirlenmiş değildir. Yasada, sözleşmenin feshi anı yıllık ücretli izin hakkının ücrete dönüşmesi, bir başka anlatımla izin ücretine hak kazanma zamanı olarak kabul edilmiştir. İş sözleşmesinin feshedildiği tarihte izin ücreti muaccel olur, ancak faiz başlangıcı bakımından işverenin ayrıca temerrüde düşürülmesi gerekir.Dairemizce, iş sözleşmesinin feshinde ödenmesi gereken izin ücreti, geniş anlamda ücret içinde değerlendirilmemiş ve İş Kanununun 34 üncü maddesinde sözü edilen bankalarca mevduata uygulanan en yüksek faize karar verilemeyeceği kabul edilmiştir. (...................) Bu itibarla, izin ücreti için yasal faiz uygulanmalıdır. Somut uyuşmazlıkta davacının hak ettiği ancak kullanmadığı yıllık izin süresi ile ilgili olarak bilirkişi tarafından hesaplama yapılırken yasanın belirlediği asgari süreler nazara alınarak saptama yapılmış ise de dosya kapsamında yer alan yıllık izin formlarında işveren tarafından işçiye daha uzun süreli izin kullanma olanağı tanındığı anlaşılmaktadır. Buna göre işveren yıllık ücretli izin kadar 26 gün, bu yıldan sonra ise 30 gün üzerinden kullanıldığından izin hakkının 2004 yılına kadar yıllık 26 gün, bu tarihden sonra ise yıllık 30 gün olduğu kabul edilerek varsa bakiye izin süreleri belirlenmelidir. Mahkemece, davacının yıllık izin süresini eksik hesaplayan ve buna göre yıllık izin ücreti alacağını yanlış belirleyen bilirkişi raporuna göre karar verilmesi hatalı olup kararın bozulması gerekmiştir. F) Sonuç:Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı nedenden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 17.02.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.