MAHKEMESİ : SİVAS İŞ MAHKEMESİTARİHİ : 28/12/2011NUMARASI : 2008/182-2011/640DAVA :Davacı, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, izin ücreti, ücret, fazla mesai ücreti, hafta tatili ücreti ile genel tatil ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır. Hüküm süresi içinde taraflar avukatlarınca temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I A) Davacı İsteminin Özeti:Davacı, iş sözleşmesinin davalı işverence haksız olarak feshedildiğini ileri sürerek, kıdem ve ihbar tazminatı ile ücret, izin, fazla çalışma, hafta ve genel tatil alacaklarını istemiştir.B) Davalı Cevabının Özeti:Davalı, davacının işvereni olmadığını, fazla çalışma yapmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davalının iş sözleşmesinin feshetmekte haksız olduğu, fazla çalışma ve genel tatil çalışması yaptığı, yıllık ücretli izin kullanmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. D) Temyiz:Kararı taraflar avukatlarınca temyiz etmiştir. E) Gerekçe: 1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının tüm davacının ise aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir. 2-Kıdem tazminatına esas alınması gereken süre konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.1475 sayılı Yasanın 14/2 maddesi, işçinin aynı işverene bağlı olarak bir ya da değişik işyerlerinde çalıştığı sürelerin kıdem hesabı yönünden birleştirileceğini hükme bağlamıştır. O halde kıdem tazminatına hak kazanmaya dair bir yıllık sürenin hesabında, işçinin daha önceki fasılalı çalışmaları dikkate alınır. Bununla birlikte, her bir fesih şeklinin kıdem tazminatına hak kazanacak şekilde gerçekleşmesi, hizmet birleştirmesi için şarttır. İşçinin önceki çalışmaları sebebiyle kıdem tazminatı ödenmişse, aynı dönem için iki defa kıdem tazminatı ödenemeyeceğinden, tasfiye edilen dönemin kıdem tazminatı hesabında dikkate alınması mümkün olmaz. Yine, istifa etmek suretiyle işyerinden ayrılan işçi kıdem tazminatına hak kazanmayacağından, istifa yoluyla sona eren önceki dönem çalışmaları kıdem tazminatı hesabında dikkate alınmaz. Ancak aynı işverene ait bir ya da değişik işyerlerinde çalışılan süre için kıdem tazminatı ödenmemişse, bu süre aynı işverende geçen sonraki hizmet süresine eklenerek son ücret üzerinden kıdem tazminatı hesaplanmalıdır. Zamanaşımı definin ileri sürülmesi halinde, önceki çalışma sonrasında ara verilen dönem on yılı aşmış ise önceki hizmet bakımından kıdem tazminatı hesaplanması mümkün olmaz. Somut olayda davacı davalı işyerinde 01.06.2004-01.06.2006-18.08.2006-28.02.2007 tarihleri arasında aralıklarla 894 gün çalışmıştır. Buna karşın mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacının ikinci dönem çalışmasının bir yıldaz az olduğu belirtilerek kıdem tazminatı hesaplamasında dikkate alınmamıştır. Yukarıda belirtildiği üzere 1475 sayılı Yasanın 14/2 maddesi, işçinin aynı işverene bağlı olarak bir ya da değişik işyerlerinde çalıştığı sürelerin kıdem hesabı yönünden birleştirileceğini hükme bağlamıştır. Mahkemece gerekirse bilirkişiden ek rapor alınmak suretiyle davacının kıdem tazminatı 894 günlük toplam kıdem üzerinden 28.02.2007 tarihinde geçerli olan asgari ücrete göre hesaplamalıdır. Yine davacının ihbar tazminatı 6 hafta üzerinden yıllık izin alacağıda 28 gün üzerinden akdin feshedildiği 28.02.2007 tarihindeki asgari ücret üzerinden hesaplanarak hüküm altına alınmalıdır. F) Sonuç:Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 14.10.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.