MAHKEMESİ : KAYSERİ 2. İŞ MAHKEMESİTARİHİ : 19/04/2012NUMARASI : 2010/801-2012/292DAVA :Davacı, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, kötüniyet tazminatı, izin ücreti, ücret, fazla mesai ücreti ile genel tatil ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır. Hüküm süresi içinde taraflar avukatlarınca temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I A) Davacı İsteminin Özeti:Davacı, iş sözleşmesinin davalı işverence haksız olarak feshedildiğini ileri sürerek, kıdem, kötüniyet ve ihbar tazminatı ile ücret, izin, fazla çalışma, hafta ve genel tatil alacaklarını istemiştir.B) Davalı Cevabının Özeti:Davalı, davacının belirli süreli iş sözleşmesi ile çalıştığını ve süre bitiminde kıdem ve ihbar tazminatı ödenerek iş sözleşmesinin haklı nedenle feshedildiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davalının iş sözleşmesinin feshetmekte haksız ve kötüniyet olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. D) Temyiz:Kararı taraflar avukatları temyiz etmiştir. E) Gerekçe: 1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacının tüm davalının ise aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir. 2- Uyuşmazlık, taraflar arasındaki ilişkide kötüniyet tazminatı koşullarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.Belirsiz süreli iş sözleşmesinin taraflarca ihbar öneli tanınmak suretiyle ya da ihbar tazminatı ödenerek her zaman feshi mümkün ise de, bu hakkın da her hak gibi Medenî Kanunun 2 nci maddesi uyarınca dürüstlük ve objektif iyiniyet kurallarına uygun biçimde kullanılması gerekir. Aksi takdirde fesih hakkının kötüye kullanılmış olduğundan söz edilir. Fesih hakkını kötüye kullanan işveren, 4857 sayılı İş Kanununun 17 nci maddesi uyarınca, bildirim sürelerine ait ücretin üç katı tutarında tazminat ödemek zorundadır. Bahsi geçen tazminata uygulamada kötüniyet tazminatı denilmektedir.Kötüniyet tazminatına hak kazanma koşulları ve tazminat miktarının hesaplanması açısından, 4857 sayılı Yasada önemli değişiklikler öngörülmüştür. Yasanın 17 nci maddesinin altıncı fıkrasının açık hükmü gereğince, iş güvencesi kapsamında olan işçiler yönünden kötüniyet tazminatına hak kazanılması mümkün değildir. 1475 sayılı Yasada, “işçinin sendikaya üye olması, şikâyete başvurması” gibi sebepler ileri sürülerek iş sözleşmesinin sonlandırılması, kötüniyetin varlığı açısından örnekseme biçiminde sayıldığı halde, 4857 sayılı Yasada genel anlamda fesih hakkının kötüye kullanılmasından söz edilmiştir. Maddenin gerekçesinde de belirtildiği üzere, işçinin işvereni şikâyet etmesi, aleyhine dava açması veya tanıklık yapması nedenlerine bağlı fesihlerin kötüniyete dayandığı kabul edilmelidir. Tazminat miktarının belirlenmesi de Yasa ile açıklığa kavuşturulmuş, “kötüniyet tazminatının” ihbar önellerine ait ücretin üç katı tutarında olacağı belirtilmiş ve ayrıca ihbar tazminatının da ödeneceği hüküm altına alınmıştır. Yasanın 17 nci maddesinin son fıkrasındaki düzenleme kötüniyet tazminatını da kapsamakta olup, bu tazminatın hesabında da işçiye ücreti dışında sağlanmış para veya para ile ölçülebilir menfaatler dikkate alınmalıdır (Yargıtay 9.HD. 12.6.2008 gün 2007/21422 E, 2008/ 15336 K). Somut olayda mahkemece davacının iş sözleşmesinin kötüniyetli olarak feshedildiği kabul edilerek kötüniyet tazminatına hükmedilmiştir. Taraflar arasında yapılan son sözleşme 01.09.2009-31.08.2010 tarihlidir. Davalı tarafça iş sözleşmesinin belirli süreli olduğu savunulmuş ise de iş sözleşmesinin bir kez yenilenmiş olması ayrıca yapılan işin niteliği nazara alındığında belirsiz süreli olduğu sabittir. Davacının iş sözleşmesi 31.08.2010 tarihinde sona ermiştir. Davacı ile birlikte çalışan 12 işçi fazla çalışma ücretlerinin ödenmediği gerekçesiyle davalı işvereni 09.08.2010 tarihinde bölge çalışma müdürlüğüne şikayet etmiştir. Mahkemece bu yapılan şikayet üzerine işçinin iş sözleşmesinin işverence kötüniyetli olarak feshedildiği kabul edilmiş ise de işveren tarafından yapılan fesih iş sözleşmesinin bitiş tarihi olarak kararlaştırılan 31.08.2010 tarihinde yapılmıştır. Feshin kötüniyetli olarak yapıldığına ilişkin tanık olarak dinlenen Y.. A..'nın açtığı davada kötüniyet tazminatı talebi reddedilmiş olup bu karar dairemizin 02.07.2014 gün ve 2012/24918 E. 2014/23065 K.sayılı ilamı ile onanmıştır. Taraflar arasındaki iş sözleşmesi davalı işverence 31.08.2010 tarihinde belirli süreli olduğu kabul edilerek davalı işverence feshedilmiş ise de yapılan feshin kötüniyetli olduğu davacı işçi tarafından ispat edilememiştir. Mahkemece davacının kötüniyet tazminatı talebinin reddi gerekirken kabulüne karar verilmesi isabetsizdir. F) Sonuç: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 14.10.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.