MAHKEMESİ : İSTANBUL 13. İŞ MAHKEMESİTARİHİ : 27/03/2012NUMARASI : 2011/45-2012/89DAVA :Davacı, kıdem tazminatı, görev tazminatı, fazla mesai ücreti, hafta tatili ücreti, genel tatil ücreti ile yıllık izin ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır. Hüküm süresi içinde taraflar avukatlarınca temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı, işçilik hak ve alacakları ödenmemesi nedeniyle haklı nedenle iş akdini feshettiği belirterek tazminat ve işçilik alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı, davacının istifa ederek işten ayrıldığı ve bu nedenle kıdem tazminatına hak kazanmadığını belirterek davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, her ne kadar davalı taraf davacının istifa ettiğini bu nedenle kıdem tazminatına hak kazanamayacağını ileri sürmüş ise de; uzun süre çalışması olan davacının tüm yasal haklarını bırakarak istifa etmesi hayatın olağan akışına aykırı olduğu bu durumda davacının 4857 sayılı yasanın 24. maddesi uyarınca iş sözleşmesini haklı olarak fesih ederek sonlandırıldığı gerekçesi ile kıdem Tazminatı talebinin kabulüne karar verilmiştir. Kararı, yasal süresi içinde taraflar temyiz etmiştir. 1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davacının tüm davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.2- Taraflar arasında davacının kıdem tazminatına hak kazanıp kazanmadığı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır. Somut olayda davacı 26.10.2006 tarihinde herhangi bir nedene dayanmaksızın istifa iradesini içeren dilekçe vermiş, dilekçenin kabulünü takiben ihbar öneli içinde çalışmasını sürdürmüş ve önel içinde iş arama iznini de kullanmıştır. İstifa dilekçesinin iradesi sakatlanarak alındığı yönünde herhangi bir iddia ve delil ortaya konmadığı gibi, işçinin 4857 sayılı yasa 24. maddesinde tanımlanan haklı fesih yoluna gittiğinin kabulü de mümkün değildir. İşçi derhal fesih hakkını kullanmadığı gibi açıklandığı üzere önel içinde çalışmasını sürdürmüştür, bu durumda işçinin haklı fesih olgusunun kabulüne yasal imkan bulunmamaktadır. Kıdem tazminatı talebinin reddi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile kabulü hatalıdır. Sonuç: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 14.10.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.