MAHKEMESİ : ANKARA 11. İŞ MAHKEMESİTARİHİ : 26/07/2012NUMARASI : 2010/663-2012/694DAVA : Davacı, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, fazla mesai ücreti, yıllık izin ücreti, ücret, hafta tatili ücreti, genel tatil ücreti ile asgari geçim indirimi alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır. Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I A) Davacı İsteminin Özeti: Davacı vekili; Müvekkilinin davalı işyerinde 11.05.2008-14.05.2010 tarihleri arasında davalı işyerinde ofis elemanı olarak çalışmasına rağmen işveren tarafından şantiye işçisi olarak gösterildiğini, kış aylarında şantiyenin kapalı olmasından istifade ederek işten çıkmış gibi gösterdiğini ve SSK primlerini ona göre yatırdığını, davacının esas ücretinin 1.500,00 TL olduğunu ancak primlerinin asgari ücret üzerinden yatırıldığını, davalının davranışlarının 4857 Sayılı Yasanın 24/2-a maddesine aykırılık teşkil ettiğini, müvekkilin ücretinin kanuna ve sözleşmeye aykırı olarak hesaplandığını bu hususun ahlak ve iyiniyet kurallarına aykırı olduğunu, davalı işverene davacının alacaklarını ödemesi hususunda ihtarname çekildiğini ancak ihtarnamenin sonuçsuz kaldığını iddia ederek, kıdem ve ihbar tazminatı, fazla mesai, yıllık izin, ücret alacağı, hafta tatili, genel tatil alacakları ve asgari geçim indiriminin davalıdan tahsilini talep etmiştir.B) Davalı Cevabının Özeti: Davalı vekili; davacının 08/07/2008 tarihinde işe başladığını, maaşının 1500 TL olmadığını, rapor bitiminde işe gelmediğini, hiçbir alacağının bulunmadığını savunarak davanın reddini talep etmiştir. C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. D) Temyiz:Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir. E) Gerekçe:Anayasanın 141 inci maddesi uyarınca, yargı kararlarının gerekçeli olarak yazılması gerekir. Bu husus 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 297. ve 298. maddelerinde de hüküm altına alınmıştır. Anılan anayasal ve yasal düzenlemeler gereğince yargıcın, tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri kararda göstermesi zorunludur. Maddi olgularla hüküm fıkrası arasındaki hukuki bağlantı da ancak bu şekilde kurulabilecek, ayrıca yasal unsurları taşıyan bu gerekçe sayesinde, kararların doğruluğunun denetlenebilmesi mümkün olacaktır (Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 26.05.2008 gün ve 2007/20517 Esas, 2008/12483 Karar sayılı ilamı) Somut olayda, mahkemece yapılan yargılama sırasında, iki ayrı bilirkişi raporu alınmış ve kararda gerekçe olarak “…Mahkememizce bilirkişiden rapor alınmış, bilirkişi raporunda davacının davalı işverenden bir kısım işçilik alacaklarının bulunduğunu, hafta tatili ücret alacağının şartları oluşmadığından reddine karar verilmesi gerektiği belirtilmiştir. Mahkememizce toplanan delillere ve dosya içeriğine uygun düşen bilirkişi raporuna itibar edilerek aşağıdaki hüküm fıkrası kurulmuştur.” Denilerek karar verilmiştir. Gerekçe, 1086 sayılı HMK’ nin 297. Maddesinin 1/c bendinde belirtildiği üzere, tarafların iddia ve savunmalarının özetlenmesi, toplanan delillerin tartışılması ve hangi delile ne sebeple üstünlük tanındığının açıklanmasıdır. Mahkemenin yukarıda yazılan açıklamaları, Anayasa ve yasaların anladığı anlamda gerekçe değildir. İki farklı rapordan hangisine de itibar edildiği açıklanmamıştır. Hüküm, usulüne uygun gerekçe taşımamaktadır.F) Sonuç:Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, bozma sebebine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 02.10.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.