Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 28958 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 28405 - Esas Yıl 2012





T.C. YARGITAY 9. Hukuk Dairesi Y A R G I T A Y İ L A M IESAS NO : 2012/28405 KARAR NO : 2014/28958 MAHKEMESİ : DÖRTYOL 1. İŞ MAHKEMESİTARİHİ : 20/12/2011NUMARASI : 2005/385-2011/424DAVA :Davacı, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, ikramiye alacağı, yıllık izin ücreti, hafta tatili ücreti ile fazla mesai ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır. Hüküm süresi içinde davalılardan İ.. D.. Ç.. San.AŞ. avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi B.Çatak Irız tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I A) Davacı İsteminin Özeti:Davacı, iş akdinin haksız ve ihbarsız olarak feshedildiğini ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatı ile fazla çalışma ücreti, hafta tatili ücreti, yıllık ücretli izin ve ikramiye alacaklarının tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.B) Davalı Cevabının Özeti:Davalı, davanın reddini talep etmiştir.C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:Mahkeme, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanarak davanın kısmen kabulüne karar vermiştir. D) Temyiz:Kararı davalılardan İlhan Demir Çelik San. A.Ş. temyiz etmiştir. E) Gerekçe:1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalı İ.. D... Ç.. Ş.. aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.2-Dava konusu kıdem süresine esas çalışma süresi taraflar arasında ihtilaflıdır. Davacı, dava dilekçesinde davalılar nezdinde 1987 tarihinden itibaren saha sorumlusu olarak çalışırken 22.09.2004 tarihinde iş akdine son verildiğini iddia etmiş, daha sonra 15.03.2011 havale tarihli beyan dilekçesi ile çalışma tarihlerine ilişkin açıklama yapmıştır.Davalılardan İ..D.. Ç..Şirketi ise, davacının 20.07.2002 tarihinden 21.09.2004 tarihine kadar işyerlerinde çalıştığını, bu çalışmanın da tüm hak ve alacakları ödenerek sona erdiğini savunmuştur.Davalılardan İ.. Y..’nin 02.03.2005 tarihli celsedeki beyanında da, davacının 1989 yılından 2004 yılına kadar aralıklı olarak davalı Şirket bünyesinde çalıştığını ve kendisinin diğer davalı Şirketin bünyesinde 2 yıl süre ile taşeronluk yaptığını ve davacıya 1.500.000.000- TL. tazminat ödediğini beyan etmiştir.Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda kıdem tazminatına esas çalışma süresi seçenekli olarak belirlenmiş, Mahkeme de davacının 01.07.1987-22.09.2004 tarihleri arasında davalılara ait işyerlerinde çalıştığı, bu tespit edilen çalışma süresinde 03.11.1999-20.07.2002 tarihleri arasındaki dönemde farklı işyerlerinde çalıştığı kabul edilerek, raporun 2. Seçeneğine göre farklı işyerlerinde çalıştığı kabul edilen dönem dışlanarak hesaplanan 14 yıl, 6 ay, 4 günlük çalışma süresine itibarla hüküm kurulmuştur.Dosyadaki bilgi ve belgelerden ve özellikle davacının 15.03.2011 havale tarihli açıklama dilekçesinden, Mahkemece farklı işyerlerinde çalıştığı kabul edilen dönem dışında da davacının davalı işyerlerinde kesintisiz bir çalışmasının olmadığı anlaşılmaktadır. Nitekim, kabul edilen çalışma dönemi davacının sözkonusu beyanı ile de örtüşmemektedir.Bu durumda, Mahkemece yapılacak iş davacının dosyaya ibraz ettiği çalışma süresine ilişkin 15.03.2011 havale tarihli kabulü de dikkate alınarak iddia edilen döneme ilişkin kayıtlarda görünen başka işyerleri ile davalılar arasındaki bir ilişkinin olup olmadığı irdelenerek dosyadaki diğer delillerle birlikte kıdem tazminatına esas çalışma süresinin tayin ve tespiti gerekir. Bu konuda hükme esas alınan raporda denetime elverişli değildir.Belirtilen sebeple, Mahkemece uyuşmazlık konusu çalışma süresinin eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak saptanması yerinde değildir.3-Davacının iddia ettiği fazla çalışmayı yapıp yapmadığı yahut karşılığının ödenip ödenmediği huşuları da taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.Hükme esas alınan bilirkişi raporunda, genel ve soyut ifadeler kullanılarak tanıkların 12-13 saat çalıştığı anlatımına dayalı olarak bir hesaplama yapılması, ayrıca Mahkemece dosyada seçenekli hesaplama tarzını içeren bilirkişi raporu da dahil olmak üzere fazla çalışma hesabına ilişkin 3 rapor bulunmasına karşın hangi raporun hükme esas alındığının belirtilmemesi, keza uygulanan takdiri indirim oranının da gerekçede açıkça belirtilmeksizin “bilirkişi raporundaki tespit edilen miktarlar üzerinden mahsup yapılarak” yönünde açıklama ile yetinilmesi hususları da usule ve kanuna aykırıdır.Bu durumda, Mahkemece davalının usulü kazanılmış hakkı da dikkate alınarak fazla çalışma hesabının denetime elverişli bir rapor alınarak değerlendirilmesi ve bu konudaki gerekçenin de yukarıda değinilen eksiklikler giderilerek oluşturulması gerekir.Netice itibariyle, denetime elverişli olmayan rapora dayalı ve usul hukuku kurallarına aykırı olarak açık ve net olmayan bir gerekçe ile fazla çalışma alacağının kabulü isabetsizdir. 4-Ayrıca, dava konusu fazla çalışma alacağının zamanaşımına uğrayıp uğramadığı konusunda da uyuşmazlık bulunmaktadır.Dava konusunun ıslah yoluyla arttırılması durumunda, 1086 sayılı HUMK hükümlerinin uygulandığı dönemde, ıslah dilekçesinin tebliğini izleyen ilk oturuma kadar ya da ilk oturumda yapılan zamanaşımı defi de ıslaha konu alacaklar yönünden hüküm ifade eder. Buna bağlı olarak Mahkemece davalının kanunî süresi içinde ıslaha karşı zamanaşımı itirazını müteakiben aldırılan bilirkişi raporunda, 18.07.2002 tarihinden önceki fazla çalışma alacağının zamanaşımına uğradığı kabul edilmiş ise de; davacı 18.07.2008 tarihinde ıslahı yapmış olup, zamanaşımı define konu fazla çalışma alacağı 5 yıllık zamanaşımına tabi olmakla ıslah tarihi dikkate alındığında 18.07.2003 tarihinden evvelki dönem bakımından ve ıslah ile artırılan miktarlara hasren bu değerlendirmenin yapılması gerektiğinden dosya içeriğindeki zamanaşımı define ilişkin hesaplama da isabetsizdir.5-Mahkemece hükmedilen miktarların net mi brüt mü olduğunun kararda belirtilmemesinin infazda tereddüde yol açacağının düşünülmemesi de hatalıdır.F) Sonuç:Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 02.10.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.