MAHKEMESİ : İSTANBUL 14. İŞ MAHKEMESİTARİHİ : 04/07/2014NUMARASI : 2014/507-2014/297DAVA :Davacı, feshin geçersizliğinin tespiti ile işe iadesine, işe başlatılmama halinde 8 aylık ücret tutarında tazminat alacağının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Yerel mahkeme, davanın reddine karar vermiştir. Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I A) Davacı İsteminin Özeti: Davacı, iş sözleşmesinin işverence feshedildiğini ileri sürerek işe iadesine ve işe başlatılmaması halinde ödenmesi gereken tazminatının 8 aylık ücret tutarı olarak belirlenmesine karar verilmesini istemiştir. B) Davalı Cevabının Özeti: Davalı, davanın reddini istemiştir. C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti: Mahkeme, Dairemizin 17.04.2014 tarih 2013/16839-2014/13170 sayılı BOZMA ilamı konusunda olumlu veya olumsuz bir karar vermeksizin dava dilekçesinin görev yönünden reddine karar vermiştir. D) Temyiz: Kararı davacı vekili temyiz etmiştir. E) Gerekçe: Bozma kararı uyarınca Mahkemenin yapacağı işlemler HMK. nun 373/3. maddesinde belirtilmiştir. Mahkemece dava dosyası yeniden esasa kaydedildikten sonra bozma ilamını taraflara tebliğ edip, duruşmada hazır bulunan tarafa/taraflara bozmaya karşı diyeceklerini sorup, Yargıtay’ın bozma kararına uyulup uyulmayacağına karar verilip, bozmaya uyulursa bozma gereği yerine getirilir, direnme kararı verilirse, taraflara son diyecekleri sorulup, hiçbir değişiklik yapılmadan önceki karar tefhim edilir. Hüküm sonucunun ne şekilde oluşturulacağı ve neleri içereceği HMK.nun 297/2. maddesinde “Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.” hükmünü taşımaktadır. Bu hüküm genel olarak hüküm sonucuna ilişkin olup, basit yargılamaya tabi davalar açısından hüküm sonucunun tefhimi HMK. nun 321. maddesinde “Kararın tefhimi, mahkemece hükme ilişkin tüm hususların gerekçesi ile birlikte açıklanması ile gerçekleşir.” şeklinde hüküm altına alınmıştır. Bu iki hükme göre basit yargılamaya tabi bir davada duruşmada tefhim edilecek hüküm sonucu hem HMK.nun 297/2. maddesindeki unsurları taşımalı, hem de gerekçeli olmalıdır. Somut dava dosyası bu yasal düzenlemeler ışığında değerlendirildiğinde; Öncelikle Mahkemece bozma ilamı duruşmada okunmamış, bozmaya uyulup, uyulmadığına ilişkin bir ara kararı alınmadan, karar verilmiştir. Mahkemece bozma kararına uyulmasına ilişkin açık bir ara kararı alınmadan hüküm kurulması hatalıdır. Ayrıca; dosya temyiz incelemesi için mahkemesince Dairemize gönderilmişse de daha önce Dairemizin 17.04.2014 tarih 2013/16839-2014/13170 sayılı ilamı ile temyizen incelendiği kararın “davacının yaptığı iş, iş sözleşmesi ve tüm dosya kapsamı değerlendirildiğinde davalı işverenin kağıt üzerinde gösterildiği; gerçek işverenin şirket ortağı M.. H.. olduğu ve fiilen hizmet ilişkisinin bu taraflar arasında kurulduğu, davanın hasımda yanılma nedeniyle davalı şirkete yöneltildiği anlaşılmakla 6100 sayılı yasanın 124. Maddesi uyarınca gerçek işverenin davaya dahil edilmesiyle iş güvencesi koşulları ve işe iade koşullarının buna göre değerlendirilmemesinin hatalı” olduğu gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiştir. İstanbul 14. İş Mahkemesi tarafından ise bozmaya uyulup uyulmadığına dair bir karar verilmeksizin “4857 sayılı yasanın 4. Maddesi gereğince; taraflar arasındaki akitin İş Kanunu kapsamında olmadığı, Borçlar Kanunu hükümlerine tabi olduğu gerekçesiyle Yargıtay 9. Hukuk Dairesi'nce bozulduğu” gerekçesiyle karar BOZMA kararı göreve ilişkinmiş gibi Asliye Hukuk Mahkemesine tevzi için gönderilmiştir. İstanbul 14. Asliye Hukuk Mahkemesince yerinde olarak usulüne uygun bir dava olmadığından karar verilmesine yer olmadığına, dosyanın İstanbul 14. İş Mahkemesi'ne gönderilmesine karar verilmiştir. Davacı vekili İstanbul 14. İş Mahkemesi'nin, dosyanın Asliye Hukuk Mahkemesi'ne gönderilmesi işlemini temyiz etmiştir. Duruşmada gerekçenin açıklanmamasının nedeni belirtilmeden, tarafların hak ve borçları açıklanmadan hüküm özetinin tefhimi HMK. nun 297/2 ve 321. maddelerine aykırıdır. Ayrıca T.C. Anayasa’sının 141 inci maddesi uyarınca, Mahkeme kararı gerekçeli olmak zorundadır. Bu husus 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 297 nci maddesinde de hüküm altına alınmıştır. Anılan anayasal ve yasal düzenlemeler gereğince yargıcın, tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri kararda göstermesi zorunludur. Mahkemenin gerekçeli kararında dava dilekçesi ile davalı savunması özetlenmiş, bozma ilamından söz edilmiş, ancak bozma gerekçesi ile ilgisiz olarak görev, uyuşmazlık konusuymuş gibi “Davanın açıklanan niteliği, davaya bakmaya mahkamemezin görevli olmaması nedenleri ile 4857 sayılı İş Kanunu, 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu 6100 sayılı HMK. uyarınca dava dilekçesinin görev yönünden reddine, mahkememizin görevsizliğine, dosyanın görevli İstanbul Asliye Hukuk Mahkemelerine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.” şeklinde bir açıklama yapılmıştır. Mahkemenin bu açıklaması Anayasanın 141. maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 297 nci maddesinde amaçlanan gerekçe değildir. Neticeten T.C. Anayasa’ sının 141. maddesi ile HMK. nun 297. maddesinin amaçladığı anlamda gerekçe taşımayan, HMK. nun 297/2 ve 321. maddesine uygun tefhim içermeyen kararın bozulması gerekmiştir. İstanbul 14. İş Mahkemesi'nce 12.09.2014 tarihli temyiz formu ile dosya temyiz incelemesi için bir kez daha Dairemize gönderilmişse de açıklandığı üzere BOZMA kararı gereğince herhangi bir işlem yapılmadığından önceki BOZMA kararındaki gerekçeler doğrultusunda işlem yapılmak üzere yeniden BOZULMASINA karar verilmiştir. F) Sonuç: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, bozma sebebine göre sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 30.09.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.