Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 28632 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 14710 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : İŞ MAHKEMESİDAVA : Davacı, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ile fazla mesai ücreti, yıllık izin ücreti, genel tatil ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Yerel mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Hüküm süresi içinde taraflar avukatlarınca temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I A) Davacı İsteminin Özeti:Davacı vekili özetle; müvekkilinin 12/12/2005 tarihinde davalı şirkette yönetici asistanı olarak işe başladığını, 2010 yılında ihracat satış müdürü olarak çalışmaya devam ettiğini, 2012 yılının Mart ayında doğum iznine ayrılan müvekkilinin 3600 prim günü ödeme gün şartını taşıyor olması sebebiyle sigortaya bunu belgeler yazı almak için müracaat ettiğini, sigortanın müvekkilinin çalışma süresinin 3831 gün olduğuna dair müvekkiline yazı verdiğini, 20/07/2012 tarihinde iş yerine giden müvekkilinin aldığı yazı ile iş akdini feshetmeyi düşünürken müvekkilinin iş akdini davalı şirketin haksız olarak feshettiğini iddia ederek; kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, fazla çalışma ücreti, genel tatil ücreti ve yıllık izin ücreti alacaklarının faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir. B) Davalı Cevabının Özeti:Davalı vekili özetle; iş sözleşmesinin haklı olarak sona erdirildiğini, davacının kıdem ve ihbar tazminatı hakkı bulunmadığını, fazla mesai yapılmadığını, yapıldığında ücret bordrosu ile ödendiğini, davacının izinlerini kullandığını, ihracat müdürü olarak çalışmadığını savunarak, davanın reddini talep etmiştir C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. D) Temyiz:Kararı, taraflar temyiz etmiştir. E) Gerekçe: 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 297 nci maddesi uyarınca, mahkeme kararlarının; a) Hükmü veren mahkeme ile hâkim veya hâkimlerin ve zabıt kâtibinin ad ve soyadları ile sicil numaraları, mahkeme çeşitli sıfatlarla görev yapıyorsa hükmün hangi sıfatla verildiğini, b) Tarafların ve davaya katılanların kimlikleri ile Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası, varsa kanuni temsilci ve vekillerinin ad ve soyadları ile adreslerini, c) Tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri, ç) Hüküm sonucu, yargılama giderleri ile taraflardan alınan avansın harcanmayan kısmının iadesi, varsa kanun yolları ve süresini, d) Hükmün verildiği tarih ve hâkim veya hâkimlerin ve zabıt kâtibinin imzalarını,e) Gerekçeli kararın yazıldığı tarihi,içermesi, hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi zorunludur. Bu biçim yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereğidir. Aksi hal, hükmün infazında zorluklara ve tereddütlere, yargılamanın ve davaların gereksiz yere uzamasına, davanın tarafı bulunan kişi ve kurumların mağduriyetlerine sebebiyet verecek ve Kamu düzeni ve barışını olumsuz yönde etkileyecektir (Hukuk Genel Kurulu - 2007/14-778 E, 2007/611 K, Dairemizin 01.04.2008 gün ve 2007/38353 Esas, 2008/7142 Karar sayılı ilamı). Somut olayda Mahkemenin gerekçeli kararında dava dilekçesi kısaca özetlenmiş, davalının savunmalarının ne olduğu yazılmadan, soyut biçimde “ Davalı davanın reddini istemiştir“ şeklinde bir açıklama yapılmış, Delillerin neler olduğu ve tanık beyanları yazılmadan “ …deliller toplanılmış, tanıklar dinlenilmiş, dosya bilirkişiye tevdi edilmiş… “ açıklaması yapılmış, Gerekçe olarak “ Tüm bu deliller ve dosya kapsamı gözönüne alındığında davacının haksız olarak işten çıkarıldığı konusu davalı tarafından yeterince ispatlanamadığından davacının davasının kısmen kabulü gerekmiş... “ şeklinde bir açıklama yazılmış, kanun yolunun ne olduğu ve süresi yazılmamıştır. Mahkemenin gerekçeli kararı yukarıda içeriği belirtilen HMK.nun 297. maddesine uygun değildir. Mahkemece davacının iddiaları kısaca açıklanmış ise de, davalının savunmalarının ne olduğu yazılmamış, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan deliller belirtilmemiş, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri açıklanmamıştır. Sonuç olarak Mahkemenin gerekçeli kararının T.C. Anayasası’nın 141. Maddesinin amacına ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 297 nci maddesine uygun olmadığı anlaşıldığından kararın bozulması gerekmiştir. Ayrıca davacının dava dilekçesinde kıdem tazminatı dışında ki alacaklar için, 100 er TL talep ettiği gözden kaçırılmamalıdır. F)Sonuç: Temyiz olunan kararın, sair yönler incelenmeksizin, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 14.10.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.