Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 28403 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 19721 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ : İŞ MAHKEMESİDAVA : Davacı, feshin geçersizliğine, işe iadesine ve yasal sonuçlarına hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir. Yerel mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I A) Davacı İsteminin Özeti:Davacı, iş sözleşmesinin haklı ve geçerli bir neden olmaksızın fesih edildiğini ileri sürerek, feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini talep etmiştir.B) Davalı Cevabının Özeti:Davalı, davacının kötüniyetli dava açtığını, Üniversite’de 22.11.2005 tarihinde Halkla İlişkiler Dairesi Başkanlığı’na bağlı grafiker olarak çalışmaya başlayan davacının çalıştığı birimin 2015/Ocak ayında yeniden yapılanma projesi kapsamında, Kurumsal İtibar Direktörlüğü’ne bağlandığını, bu durumun davacıya daha önce müteaddit kereler sözlü olarak, bilahare 13.01.2015 tarihinde de elektronik postayla resmi ve yazılı olarak bildirilmesine karşın davacının bağlandığı yeni birimde görev yapmayı reddettiğini, kendisine idari amirinin verdiği iş ve talimatları yerine getirmediğini, keza 13.01.2015 tarihinde kendisine bildirim yapılmasına rağmen idari amirinin yaptığı toplantıya katılmadığını, hatta bununla yetinmeyerek idari amirinin odasına girerek “senin çalışmalarını beğenmiyorum. Ben sana bağlı çalışmam. Sen kimsin ki? Bu Üniversite’de senin gibi işe yaramaz bir adamı nasıl işe almışlar?” gibi kışkırtıcı ve hakaretamiz cümleler kurarak ve amirine kendisine verilen işleri yapmayacağını belirterek odadan çıktığını, bu nedenle iş akdinin 4857 sayılı Kanun’un 25. maddesinin 2. Fıkrasının (b), (d) ve (h) bendleri gereğince haklı nedenle feshedildiğini ve fesih sebebi olaylara ilişkin görgüye dayalı tanık beyanları ile savunmanın ispatlanacağını savunarak, davanın reddini istemiştir.C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:Mahkemece, toplanan kanıtlara dayanılarak, yazılı fesih bildiriminde sözleşmenin Yasanın 25/II–(e) maddesi gereği feshedildiğinin açıklandığı, işveren fesih sebebi ile bağlı olup, daha sonradan fesih sebebini değiştiremeyeceği gibi, feshin haklı veya geçerli nedene dayandığının ispat yükümlülüğünün de işverene ait olduğu, cevap dilekçesinde, feshin 4857 sayılı İş Kanunu 25/II–(b), (d), (h) maddesi gereğince yapıldığının savunulduğu, yazılı fesih bildirimindeki, işverenin güvenini kötüye kullanılması, hırsızlık yapması, işverenin meslek sırlarını ortaya atması gibi doğruluk ve bağlılığa uymayan davranışları vb. fesih sebeplerini somutlaştırıp açıkça ortaya koymadığı gibi bu yönde tutanak ve iç yazışmanın da bulunmadığı, fesih bildiriminde dayanılan nedenin davalı tarafça ispatlanmadığının anlaşıldığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.D) Temyiz:Kararı davalı temyiz etmiştir. E) Gerekçe:4857 sayılı İş Kanunu'nun 20/2 maddesi uyarınca “feshin geçerli bir sebebe dayandığını ispat yükümlülüğü işverene aittir”. İşveren ispat yükünü yerine getirirken, öncelikle feshin biçimsel koşullarına uyduğunu, daha sonra, içerik yönünden fesih nedenlerinin geçerli (veya haklı) olduğunu kanıtlayacaktır. Dairemizin kararlılık kazanan uygulaması bu yöndedir. (04.04.2008 gün ve 2007/29752 Esas, 2008/7448 Karar sayılı ilamımız).İşçi fesihte sebep gösterilmediği veya gös­terilen sebebin geçerli olmadığı iddiasında bulunacaktır. İspat yükü ise işverendedir. İşçi, feshin başka bir sebebe dayandığını iddia etmesi durumunda, bu iddiasını ispatla yükümlüdür (m. 20/f.2). İşçinin feshin başka bir sebebe dayandığını iddia etmesi ve bunu ispatlaması, işverenin geçerli fesihle ispat yükünü ortadan kaldırmaz. (Dairemizin 01.12.2008 gün ve 2008/6294 Esas, 2008/32601 Karar sayılı ilamı).Gerek işverenin haklı veya geçerli sebebin varlığını savunması gerekse davacının işverenin gösterdiği sebep dışında bir sebebe dayandığı iddiasını ileri sürülmesi durumunda bu vakıalar bir hukuki işlem olmadığından takdiri delillerle ispatı mümkündür. Dosya içeriğine göre, işveren tarafından davacı işçinin iş sözleşmesi olumsuz davranışlarından kaynaklanan nedenle 4857 sayılı İş Kanun’un 25/II. maddesine dayanılarak feshedilmiştir. Davalı savunmasını ispat için tanık deliline dayanmış ve cevap dilekçesinde de tanık isimlerini bildirmiştir. Mahkemece ön incelemenin yapıldığı duruşmada aynı zamanda tahkikat aşamasına geçilmiş ve davacının bildirdiği tek tanık dinlendikten sonra Hukuk Muhakemeleri Kanun’un 241. maddesi gereğince diğer tanıkların dinlenilmemesi yönünde ara karar verdikten sonra aynı celsede davanın esası hakkında hüküm verilmiştir.Mahkemenin 6100 sayılı Kanun’un 241. maddesine dayanılarak oluşturulan ara karar, taraflardan yalnız birinin (davacının) tanığını dinlemesi, ayrıca dinlenilen bu tanığın da davalı işverene karşı davasının bulunması karşısında hukuken isabetsizdir.Bu durumda, Mahkemece davalı tanıklarının dinlenilmemesi yönünde verilen ara karar usul hükümlerine aykırı olduğu gibi hukukî dinlenilme hakkının da ihlali niteliğindedir. Kararın salt bu nedenle bozulması gerekmiştir.Ayrıca, Mahkemece 2547 Sayılı Yasa’ nın 56/b maddesi uyarınca harçtan muaf olan davalı Üniversite aleyhine harç yükletilmemesi gerektiği gözetilmeden karar verilmesi de hatalıdır.F) Sonuç:Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, 13.10.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.