Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 2829 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 30401 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİDAVA : Davacı, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ile fazla mesai ücreti, resmi tatil ücreti, bayram tatil ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.Yerel mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Hüküm süresi içinde taraflar avukatlarınca temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I A) Davacı İsteminin Özeti:Davacı, 2007 yılı Mayıs ayından 19/02/2013 tarihine kadar davalı iş yerinin servis bölümünde (oto elektrik-mekanik) çalıştığını, iş akdinin 4857 sayılı İş Kanununun 25 inci maddesinin II.fıkrası (d) bendine göre feshedildiğinin bildirildiğini, feshin haksız olduğunu ileri sürerek fazlaya ilişkin dava ve talep hakları saklı kalmak kaydı ile kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, fazla çalışma ücreti, resmi tatil ve bayram tatilleri çalışma ücreti alacağını talep etmiştir.B) Davalı Cevabının Özeti:Davalı, davacının iş akdinin haklı nedenlerle feshedildiğini, davacının işçilik alacaklarını 26/02/2013 tarihinde tediye makbuzu imzalayarak aldığını, ayrıca davacının bakiye bir alacağının kalmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti ve Yargılama Süreci:Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davalının iş akdini haksız feshettiği, davacıya işçilik alacaklarına karşılık ödeme yapılmış olduğu, davacı tarafından ödeme yapılmadığı iddia edilse de tediye makbuzu bulunduğu ve imza inkarında bulunulmadığı, senede karşı senetle ispat kuralı gereğince ödemenin yapıldığı kabul edilerek bu miktarın yapılan hesaplamadan mahsup edildiği belirtilerek, davanın kısmene kabulüne karar verilmiştir. D) Temyiz:Kararı taraf vekilleri temyiz etmiştir. E) Gerekçe:1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalı vekilinin tüm, davacının aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.2-Fesih tarihinde yürürlükte olan 6098 sayılı Kanunun 420 nci maddesinin 2. ve 3. fıkrasında "İşçinin işverenden alacağına ilişkin ibra sözleşmesinin yazılı olması, ibra tarihi itibarıyla sözleşmenin sona ermesinden başlayarak en az bir aylık sürenin geçmiş bulunması, ibra konusu alacağın türünün ve miktarının açıkça belirtilmesi, ödemenin hak tutarına nazaran noksansız ve banka aracılığıyla yapılması şarttır. Bu unsurları taşımayan ibra sözleşmeleri veya ibraname kesin olarak hükümsüzdür.Hakkın gerçek tutarda ödendiğini ihtiva etmeyen ibra sözleşmeleri veya ibra beyanını muhtevi diğer ödeme belgeleri, içerdikleri miktarla sınırlı olarak makbuz hükmündedir. Bu hâlde dahi, ödemelerin banka aracılığıyla yapılmış olması zorunludur." Şeklinde düzenleme yapılmıştır.Dosya içerğine göre, davacının iş sözleşmesinin feshinden sonra düzenlenen ibranamede kıdem ve ihbar tazminatı toplamı net 5.893,61 TL olarak belirtilmiş olup, aynı tarihli tediye makbuzu ile ödendiği ifade edilmiştir. Ancak davacı bu bedelin ödenmediğini iddia etmiştir. 6098 sayılı Kanunun 420 nci maddesi gereğince ibranamedeki miktarların banka yoluyla ödenmesi gerekir. Banka aracılığı ile yapılmadığı takdirde ibraname ve ödeme belgesi hükümsüz sayılır. Mahkemece bu husus araştırılmadan ödemelerin mahsup edilmesi hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.F) Sonuç:Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 16/02/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.