Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 28260 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 18849 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : İSTANBUL ANADOLU 2. İŞ MAHKEMESİTARİHİ : 12/03/2014NUMARASI : 2013/717-2014/126DAVA :Davacı, kıdem ve ihbar tazminatı, ücret, yıllık izin, genel tatil ve fazla çalışma ücreti ile asgari geçim indirim alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır. Hüküm süresi içinde davalılardan Sabancı Üniversitesi Rektörlügü avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I A) Davacı isteminin özeti: Davacı vekili; müvekkilinin, 21/09/2006-29/09/2008 tarihleri arasında asıl işveren olan Sabancı Üniversitesi bünyesinde yemek hizmeti sunan davalı alt işveren B.. Gıda nezdinde aşçı olarak çalıştığını, iş yerinde tüm işçilerin ücret ve işçilik alacaklarının ödenmesinde aksaklıklar olduğunu, müvekkilinin son olarak 2008 Eylül ayında Ramazan bayramı öncesinde işverenle konuştuğunu ve ücretlerinin ödenmesini talep ettiğini, işverenin işlerin iyi gitmediğini ücretleri şimdi ödeyemeyeceğini bu şekilde çalışırsa çalışmasını aksi taktirde başka bir iş bakmasını söylediğini ve müvekkilinin bayram iznindeyken iş akdine son verdiğini ileri s??rerek; kıdem ve ihbar tazminatları ile ücret, yıllık izin, genel tatil, ve fazla çalışma ücretleri ile asgari geçim indirimi alacaklarının davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. B)Davalılar cevaplarında özetle: Davalı S.. R.. vekili; müvekkili ile diğer davalı arasındaki ilişkinin kiralayan-kiracı ilişkisinden ibaret olduğunu, müvekkili üniversitenin diğer davalı şirketten herhangi bir yemek hizmeti almadığı gibi herhangi bir hizmet bedeli ödemesi de yapmadığını, aksine diğer davalıdan kira ödemesi aldığını, bu kira sözleşmesinin tarafların karşılıklı mutabakatı ile 08/09/2008 tarihinde sona erdirildiğini, davacının diğer davalı işveren nezdinde çalışan sigortalı işçi olduğunu, bu nedenlerle dava konusu olan tazminat ve işçilik alacaklarına ilişkin müvekkili şirketin sorumluluğu bulunmadığını savunarak; davanın reddi gerektiğini talep etmiştir. Davalı B.. Ş..'ne usulüne uygun yapılan tebligata rağmen davaya karşı herhangi bir beyanda bulunmadığı gibi, duruşmalara da iştirak etmeyerek davayı takip etmediği görülmüştür. C)Yargılama süreci ve yerel mahkeme kararının özeti: Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup, davalı S.. R.. vekilince karar süresinde temyiz edilmiştir. Dairemizin 08.10.2013 tarih ve 2011/33725 Esas ve 2013/25403 Karar sayılı ilamı ile mahkemece karar gerekçesinde davalıların müştereken ve müteselsilen sorumlu oldukları belirtilmesine karşın hüküm fıkrasında hangi davalının sorumlu olduğu açıklanmadan “davalıdan” şeklinde talep edilen işçilik alacaklarının hüküm altına alınması, ayrıca gerekçeli kararın 2. Sayfasının fark kıdem tazminatı ile başlayan 3. Paragrafının hüküm ile çeliştiği gerekçeleri ile yerel mahkemenin kararının bozulmasına ve bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Yerel mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Ç)Temyiz: Karar süresi içinde davalı S.. R.. tarafından temyiz edilmiştir. D)Gerekçe: 1-Davacı; davalılar arasında asıl-alt işveren ilişkisinin bulunduğunu ve iş sözleşmesinin haksız olarak fesih edildiğini ileri sürerek ihbar ve kıdem tazminatı ile bir kısım işçilik alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir. Mahkemece; davalılar arasında alt-asıl işveren ilişkisi bulunduğu ve davacının iş akdinin haksız olarak feshedildiği gerekçesi ile davalıların birlikte sorumluluğuna karar verilmiştir. Alt işveren, bir işverenden, işyerinde yürüttüğü mal veya hizmet üretimine ilişkin yardımcı işlerde veya asıl işin bir bölümünde işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işlerde iş alan ve görevlendirdiği işçileri sadece bu işyerinde çalıştıran diğer işveren olarak tanımlanabilir. Alt işverenin iş aldığı işveren ise, asıl işveren olarak adlandırılabilir. Bu tanımdan yola çıkıldığında asıl işveren alt işveren ilişkisinin unsurları, iki ayrı işverenin olması, mal veya hizmet üretimine dair bir işin varlığı, işçilerin sadece asıl işverenden alınan iş kapsamında çalıştırılması ve tarafların muvazaalı bir ilişki içine girmemeleri gerekir. Alt işverene yardımcı iş, ya da asıl işin bir bölümü, ancak teknolojik nedenlerle uzmanlık gereken işin varlığı halinde verilebilecektir. 4857 sayılı İş Kanununun 2. maddesinde asıl işveren alt işveren ilişkisini sınırlandırılması yönünde yasa koyucunun amacından da yola çıkılarak asıl işin bir bölümünün alt işveren verilmesinde “işletmenin ve işin gereği” ile “teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işler” ölçütünün bir arada olması gerektiği belirtilmelidir. 4857 sayılı İş Kanununun 2. maddesinin 6. ve 7. fıkralarında tamamen aynı biçimde “işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işler” sözcüklerine yer verilmiş olması bu kararlılığı ortaya koymaktadır. Somut olayada; davacının, üniversite kampüsünün içerisinde yer alan kafeteryada çalıştığı anlaşılmaktadır. Kafeterya işletmeciliği davalı üniversite açısından yardımcı iş, asıl işin bir bölümü ya da teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren bir iş niteliğinde değildir. Davalı şirketin ayrı bir tüzel kişiliği bulunmakta olup davacı, davalı şirketçe işletilen kafeteryada hizmet akdi ile çalışmaktadır. Dosyadaki bilgi ve belgelerden davalılar arasındaki hukuki ilişkinin asıl-alt işveren ilişkisi olmayıp kira akdine dayandığı anlaşılmaktadır. Bu nedenle davalı üniversiteye kiracının işçileri ile ilgili olarak işçilik alacakları açısından husumet yöneltilemeyeceğinden, Üniversite aleyhine açılan davanın husumet yokluğu nedeni ile reddi yerine talep edilen alacaklardan sorumlu tutulması hatalıdır. 2- Kabule görede, Dairemizin bozma ilamında da belirtilmesine karşın davalı üniversitenin 2547 sayılı yasanın 56/b maddesi uyarınca harçtan muaf olduğunun düşünülmemesi de yerinde değildir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, 25.09.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.