Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.Hüküm süresi içinde, davalı avukatınca temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.KARARDavacı işçinin davalıya ait işyerinde çalışırken kusurlu eyleminden dolayı zarara sebebiyet verdiği ve zarar miktarının da 10 günlük ücreti tutarından daha fazla olduğu iddiasıyle sözleşmesine son verildiği görülmektedir. Davacı işçi bu dava ile ihbar ve kıdem tazminatı isteklerinde bulunmuştur. Mahkemece esas yönünden bir inceleme yapılmadan 1475 S. İş Kanunu'nun 18. nci maddesinde öngörülen 6 iş günlük sürenin geçirildikten sonra davalı işverenin akdi fesih yoluna gittiği kabul edilmi?? ve her iki istek de böylece hüküm altına alınmıştır. Davalı işverenin bir Anonim Şirket olduğu açıktır. Anonim şirkette feshe yetkili olan makamın öncelikle belirlenerek bu konuda hak düşürücü 6 iş günlük sürenin geçip geçmediği sorunu çözümlenmelidir. Somut olayda vardiya amiri 19.9.1998 tarihinde durumunu tesbit etmiş ve personel müdürlüğüne işi havale etmiştir. Disiplin kurulunca 24.9.1998 tarihinde fesih yoluna gidilmesi kararlaştırılmıştır. Dosya içeriğine göre personel müdürü olur vermek suretiyle aynı gün bunu onaylamıştır. Şayet personel müdürü feshe yetkili ise davalı işverenin işlemi yasaya uygundur.Yetkili makam yönetim kurulu gibi bir organ ise onun önüne soruşturma evrakının hangi tarihte intikal ettirildiği önem taşır. Bir başka anlatımla yönetim kurulu konuya vakıf olduktan sonra altı iş günlük süreyi geçirmişse o zaman fesih haksız nitelik kazanır. Bu hususlar düşünülmeden yazılı şekilde fesih işlemi haksız sayılarak ihbar ve kıdem tazminatlarının hüküm altına alınması hatalıdır.SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 14.2.2002 gününde oybirliğiyle karar verildi.