MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİDAVA : Davacı, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ile hafta tatil ücreti, fazla mesai ücreti, yıllık izin ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarınınn ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.Yerel mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I A) Davacı İsteminin Özeti:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 26/03/2006-09/05/2013 tarihleri arasında davalı işyerinde kozmetik bölüm sorumlusu olarak çalıştığını, doğum yapacak olması sebebiyle 21/07/2012 tarihinde ücretsiz izne gönderildiğini, izin bitiminde iş akdinin haksız feshedildiğini ileri sürerek, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, fazla çalışma ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücreti ile yıllık izin ücreti alacaklarını istemiştir.B) Davalı Cevabının Özeti:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;davacının doğum iznine çıktığını, doğumdan sonra ücretli izin ve 6 aylık ücretsiz izin hakkını kullanmış olduğunu, davacının çalışmak istemediğini, davacı hakkında işe gelmeme tutanaklarının düzenlenerek devamsızlık nedeniyle iş akdini haklı feshettiklerini savunarak, davanın reddini istemiştir.C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:Mahkemece özetle toplanan deliller, tanık beyanları, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamının değerlendirilmesinde; davalı tarafça bilgi ya da belge sunularak ispatlanmadığından davacının 26/03/2006-09/09/2012 tarihleri arasındaki kullandırıldığı ve ödendiği ispatlanamayan yıllık izin ücreti, tanık beyanlarıyla fazla mesai ve bayram genel tatillerde çalıştığını davacı ispatladığından, taleplerinin kısmen kabülüne karar verilerek ,hesaplanan miktarlardan % 30 oranında taktiri indirim yapıldığı, hafta tatillerinde çalışma olgusunun varlığı kanıtlanamadığından hafta tatili talebinin reddine karar verilmiştir.D) Temyiz:Kararı davalı temyiz etmiştir.E) Gerekçe:Duruşmada tefhim edilen ve hükmün esasını teşkil eden hüküm özeti ile gerekçe arasında çelişki olması 10.04.1992 gün ve 1991/7 Esas, 1992/4 karar sayılı İçtihadı Birleştirme Kararına aykırıdır.6100 sayılı HMK. 298/2. maddesinde kısa karar ile gerekçeli kararın çelişkili olamayacağı yukarıda belirtilen Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı'na uygun bir biçimde yeniden düzenlenmiştir.6100 sayılı HMK.nun 298/2. maddesine göre “ Gerekçeli karar, tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamaz.” Hüküm özeti ile gerekçeli karar arasındaki çelişki yukarıda belirtilen Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı ve HMK. nun 298/2. Maddesine göre başlı başına bozma sebebidir.Somut uyuşmazlıkta mahkeme karar gerekçesinde davacının hizmet akdinin ...'ya bildirilen 20.11.2006 tarihinde başladığı ve 09.05.2013 tarihinde sona erdiği kabul edilerek,davacının hizmet süresinin 20.11.2006-09.05.2013 tarihleri arasında geçtiğinin tespit edildiği görülmektedir. Bilirkişi raporunda ise davacının hizmet süresi .....kayıtları doğrultusunda 20.11.2006 - 09.05.2013 arası ve davacı iddiası gibi 26.03.2006-09.05.2013 arası olmak suretiyle seçenekli olarak hesap edilmiştir. Mahkemece hizmet süresinin 20.11.2006 - 09.05.2013 tarihleri arasında kabul edilmesine rağmen bilirkişi raporundaki hizmet süresinin 26.03.2006-09.05.2013 arası esas alındığı seçenekteki hesaplamaya göre karar verilerek gerekçeli karar ve kısa karar arasında çelişki oluşturulmuştur.Bu nedenlerle 10.04.1992 gün ve 1991/7 Esas, 1992/4 karar sayılı İçtihadı Birleştirme Kararına, 6100 sayılı yasanın HMK.nun 298/2. maddesine aykırı olduğu anlaşılan hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.F) Sonuç:Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, bozma sebebine göre sair temyizi itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 16.02.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.