MAHKEMESİ : KOCAELİ 2. İŞ MAHKEMESİTARİHİ : 08/05/2012NUMARASI : 2009/744-2012/217DAVA :Davacı, kıdem tazminatı, yıllık izin ücreti, fazla mesai ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücreti ile hafta tatili ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır. Hüküm süresi içinde davalılar avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I A) Davacı İsteminin Özeti:Davacı vekili dava dilekçesi ile özetle; davacının, davalılara ait işyerlerinde 26.02.2003 tarihinden 13.07.2009 tarihine kadar kasiyer olarak çalıştığını, davacının en son ücretinin aylık net 850 TL ücret aldığını, ayrıca işveren tarafından kendisine öğlen yemeği verildiğini, davacının iş sözleşmesinin 13.07.2009 tarihinde evlenmesi sebebi ile haklı olarak fesih ettiğini, ancak kıdem tazminatının kendisine ödenmediğini, işverene işe girerken teminat olarak verdiği senedin davalı işveren tarafından iade edilmediğini, hiçbir alacağı kalmadığına dair yazıyı aldıktan sonra bu senedin iade edildiğini, davacının davalı işverendeki çalışmalarında her gün sabah 08.00 akşam 20.00 saatleri arasında haftada 6 gün olmak üzere çalıştığını, haftalık bir gün iznini hafta sonu pazar günü kullandığını, bu özverili çalışmasına rağmen fazla çalışma, hafta tatili ve genel tatil alacakları eksik yada hiç ödenmediğini, ayrıca yıllık ücretli izinleri eksik kullandırılmasına rağmen kullanmadığı izinlerinin ücretinin ödenmediğini iddia ederek fazlaya ilişkin haklı saklı kalmak üzere şimdilik kıdem tazminatı, fazla çalışma, yıllık izin ücreti, genel tatil ve hafta tatili çalışma alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir.B) Davalı Cevabının Özeti:Davalılar vekili cevap dilekçesi ile özetle, davacının 16.05.2003 tarihinde müvekkili S.. T.. Ltd. Şti.'ne ait iş yerinde çalışmaya başladığını, 04.07.2009 tarihinde istifa etmek sureti ile iş yerinden ayrıldığını, son ücretinin asgari ücret olduğunu, işyerinden ayrılırken de tüm haklarını aldığını, davacının kıdem tazminatına hak kazanmadığını, davacının iş yerinde işin gereği bazen fazla mesai yaptığını, yaptığı zaman da bunun ücretinin de tamamen ödendiğini, aynı şekilde genel tatillerde de çalışması halinde bunun ödendiğini, yıllık ücretli izinlerini kullandığını, kullanmadığı izinlerinin de ücretinin ödendiğini, davacının haftalık izinlerini kullandığını bu nedenle haksız açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.D) Temyiz:Kararı davalı yasal süresi içerisinde temyiz etmiştir.E) Gerekçe:1- Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.2- İş sözleşmesinin bayan işçi tarafından evlilik sebebiyle feshedilip feshedilmediği ve buna göre kıdem tazminatı hakkının doğup doğmadığı noktasında taraflar arasında uyuşmazlık söz konusudur. 4857 sayılı İş Kanununun 120 nci maddesi yollamasıyla, halen yürürlükte olan 1475 sayılı Yasanın 14 üncü maddesinin birinci fıkrasında, bayan işçinin evlendiği tarihten itibaren bir yıl içinde evlilik sebebiyle kıdem tazminatına hak kazanabilecek şekilde feshedebileceği hükme bağlanmıştır. Kadın işçinin evlilik sebebiyle fesih hakkı, evlilik tarihinden itibaren başlar. Bu hak, sadece bayan eşe tanınmış olup, resmi evlilik işleminin tamamlanmasından itibaren bir yıl içinde kullanılmalıdır.Kadın işçinin evlilik öncesinde bu hakkını kullanması da olanaksızdır. Yine evlilik öncesi çeşitli işlemlerin yapılmasının işe devamsızlık noktasında geçerli mazereti oluşturup oluşturmayacağı her bir olay yönünden değerlendirilmelidir. Kadın işçinin yasanın tanıdığı fesih hakkını kullanması halinde, kıdem tazminatı talep hakkı doğar. Feshin işverence kabul edilmesi gerekmez. Aynı zamanda işçinin işverene ihbar öneli tanıması zorunluluğu da bulunmamaktadır. Kadın işçinin, iş sözleşmesini evlilik nedenine dayalı olarak feshine rağmen başka bir işte çalışmaya başlamasının yasal hakkın kötüye kullanımı olup olmadığı her bir somut olay yönünden ayrı ayrı değerlendirilmelidir. Evliliğin kadına yüklediği toplumsal sorumluluğun bir gereği olarak yasada belirtilen fesih hakkı tanınmıştır. Çalışma hayatının evlilikle birlikte gereği gibi yürütülemeyeceği düşüncesi, aile birliğinin korunması ve kadının aile ile ilgili görevleri, yasa koyucuyu bu doğrultuda bir düzenlemeye yöneltmiştir. Bununla birlikte Anayasal temeli olan çalışma hak ve hürriyetinin ortadan kaldırılması düşünülemez. Kadın işçinin evlilik nedenine bağlı feshinin ardından kısa bir süre sonra yeniden çalışmasının gerekleri ortaya çıkmış olabilir. Hatta kadın işçi evlilik nedenine dayalı feshin ardından ara vermeksizin başka bir işyerinde çalışmaya başlayabilir ve bu durum evliliğin kadına yüklediği görevlerin yerine getirilmesi noktasında daha olumlu sonuçlar doğurabilir. Somut olayda davacı işçi baskı altında alındığını usulünce ispat edemediği ve imzasını inkâr etmediği kendi el yazısı ile kaleme alınmış dilekçesine göre 4.7.2009 tarihi itibariyle evlilik işlemlerini yapabilmek için istifa etmiş, ancak 11.7.2009 tarihinde evlenmiştir. Evlilik nedeni ile feshin kıdem tazminatına hak kazandırabilmesi için bu hakkın evlenme tarihinden itibaren 1 yıl içinde kullanılması gerekirken, somut olayda evlenme tarihinden önce gerçekleşen istifanın haklı nedenle fesih olarak kabulü mümkün değildir. Davacı işçinin kıdem tazminatı talebinin reddi gerekirken kabulü isabetsizdir. 3- Davacı vekili dava dilekçesinde müvekkili davacı işçinin açıkça haftanın 6 günü çalıştığını, haftalık iznini Pazar günleri kullandığını beyan ettiği halde, davacı işçi lehine hafta tatili alacağına hükmedilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.F) Sonuç:Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 22.09.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.