MAHKEMESİ : İSTANBUL 11. İŞ MAHKEMESİTARİHİ : 12/06/2012NUMARASI : 2008/250-2012/440DAVA :Davacı, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, fazla mesai ücreti, yıllık izin ücreti, hafta tatili ücreti, prim alacağı ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarınınn ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır. Hüküm süresi içinde taraflar avukatlarınca temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I A) Davacı İsteminin Özeti:Davacı, davalıya ait işyerinde kurumsal satış müdürü olarak çalışırken iş sözleşmesinin işverence haksız şekilde feshedildiğini ileri sürerek, kıdem ve ihbar tazminatı ile fazla çalışma, yıllık izin, hafta tatili, prim, ulusal bayram ve genel tatil alacaklarının tahsilini, istemiştir.B) Davalı Cevabının Özeti:Davalı, 31/08/2008 tarihinde karşılıklı anlaşma sonucu davacının işten ayırıldığını, tüm alacaklarını aldığını, savunarak, davanın reddini istemiştir.C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davacının davasında kısmen haklı olduğu gerekçesi ile prim alacağı dışındaki taleplerin kısmen kabulüne karar verilmiştir.D) Temyiz:Kararı taraflar temyiz etmiştir. E) Gerekçe:1- Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, tarafların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.2- Hafta tatili ücretinin hesabı yönünden taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır. 4857 sayılı İş Kanununun 46 ncı maddesinin ikinci fıkrası gereğince, çalışılmayan hafta tatili günü için bir iş karşılığı olmaksızın işçinin ücreti tam olarak ödenir. Hafta tatilinde çalışan işçinin ücretinin nasıl hesaplanacağı yasalarda düzenlenmemiş ise de, Dairemizce hafta tatilinde yapılan çalışmanın fazla çalışma sayılacağı, buna göre ücretin yüzde elli zamlı ödenmesi gerektiği görüşü benimsenmiştir (Yargıtay 9.H.D. 23.5.1996 gün 1995/37960 E, 1996/11745 K.). Buna göre hafta tatilinde çalışılmışsa, çalışma karşılığı olmaksızın ödenmesi gereken bir yevmiye yanında, çalışmanın karşılığı da bir buçuk yevmiye olarak ödenmelidir. Şu hale göre çalışılan hafta tatilinin ücreti ikibuçuk yevmiye olmalıdır.Hafta tatili ücretleri çalışılan dönem ücreti üzerinden hesaplanır. Son ücrete göre hesaplama yapılması doğru olmaz. Bu durumda hafta tatili ücretlerinin hesabı için işçinin son ücretinin bilinmesi yeterli değildir. İstek konusu dönem içinde işçi ücretlerinin miktarı da belirlenmelidir. İşçinin geçmiş dönemlere ait ücretinin belirlenememesi halinde bilinen ücretin asgari ücrete oranı yapılarak bilinmeyen ücretin buna göre tespiti de Dairemiz tarafından kabul görmektedir. Ancak işçinin işyerinde çalıştığı süre içinde terfi ederek çeşitli unvanlar alması veya son dönemlerde toplu iş sözleşmesinden yararlanması gibi durumlarda, bilinen son ücretin asgari ücrete oranının geçmiş dönemler yönünden dikkate alınması doğru olmaz. Bu gibi hallerde, ilgili meslek kuruluşlarından bilinmeyen dönemler için ücret araştırması yapılmalı ve dosyadaki diğer deliller birlikte değerlendirmeye tabi tutularak sonuca gidilmelidir. Somut olayda, davacının ayda bir Pazar çalıştığı kabul edilmiş olup, hafta tatili ücreti hesabında yukarıdaki ilke kararında belirtildiği üzere hesaplama yapılırken, çalışma karşılığı olmaksızın ödenmesi gereken bir yevmiye yanında, çalışmanın karşılığı bir buçuk yevmiye de hesaplanmalıdır. Mahkemece bu hususun göz ardı edildiği rapora itibar edilmesi hatalıdır.3- Zamanaşımına tabi alacaklar yönünden, kısmi dava ile talep edilen miktarlar dışında kalan kısımlar yönünden zamanaşımı savunması dikkate alınarak ve çıkan miktara kısmi davada talep edilen kısımlar eklenerek bakiye alacakların hüküm altına alınması gerektiği düşünülmeden, zamanaşımı hesabında yanılgılı değerlendirme ile davacının hafta tatili, genel tatil ve fazla çalışma alacağının eksik şekilde hüküm altına alınması isabetsizdir. 4- Davacı, davalı işyerinde hak kazandığı son birkaç aylık primlerin ödenmediğini ileri sürmüş, davalı ise davacının tüm haklarını aldığını savunmuştur. Mahkemece davacının prim alacağı talebi red edilmiş ise de, 20/04/2010 tarihli bilirkişi raporunda açıklandığı üzere işyeri kayıtları yerinde uzman bilirkişi marifeti ile incelenerek sonuca gidilmelidir. Prim alacağı talebi hakkında eksik inceleme ile karar verilmesi hatalıdır.5- Davacı işçinin fazla çalışma, hafta tatili ve genel tatil ücreti isteklerinin kabulüne karar verilmiştir. Fazla çalışmaların uzun bir süre için hesaplanması ve miktarın yüksek çıkması halinde Yargıtay’ca son yıllarda taktiri indirim yapılması gerektiği istikrarlı uygulama halini almıştır (Yargıtay 9.HD. 11.2.2010 gün 2008/17722 E, 2010/3192 K; Yargıtay, 9.HD. 18.7.2008 gün 2007/25857 E, 2008/20636 K.). Ancak fazla çalışmanın tanık anlatımları yerine yazılı belgelere ve işveren kayıtlarına dayanması durumunda böyle bir indirime gidilmemektedir. Dairemizin önceki kararlarında; fazla çalışma ücretlerinden yapılan indirim, kabul edilen fazla çalışma süresinden indirim olmakla, davalı tarafın kendisini avukatla temsil ettirmesi durumunda reddedilen kısım için davalı yararına avukatlık ücretine hükmedilmesi gerektiği kabul edilmekteydi (Yargıtay 9.HD. 11.02.2010 gün 2008/17722 E, 2010/3192 K.). Ancak, işçinin davasını açtığı veya ıslah yoluyla dava konusunu arttırdığı aşamada, mahkemece ne miktarda indirim yapılacağı işçi tarafından bilenemeyeceğinden, Dairemizce 2011 yılı itibarıyla maktu ve nispi vekâlet ücretlerinin yüksek oluşu da dikkate alınarak konunun yeniden ve etraflıca değerlendirilmesine gidilmiş, bu tür indirimden kaynaklanan ret sebebiyle davalı yararına avukatlık ücretine karar verilmesinin adaletsizliğe yol açtığı sonucuna varılmıştır. Özellikle seri davalarda indirim sebebiyle kısmen reddine karar verilen az bir miktar için dahi her bir dosyada zaman zaman işçinin alacak miktarını da aşan maktu avukatlık ücretleri ödetilmesi durumu ortaya çıkmaktadır. Yine daha önceki kararlarımızda, yukarıda değinildiği üzere fazla çalışma alacağından yapılan indirim sebebiyle ret vekâlet ücretine hükmedilmekle birlikte, Borçlar Kanununun 161/son, 325/son, 43 ve 44 üncü maddelerine göre, yine 5953 sayılı Yasada öngörülen yüzde beş fazla ödemelerden yapılan indirim sebebiyle reddine karar verilen miktar için avukatlık ücretine hükmedilmemekteydi. Bu durum uygulamada hakkaniyete aykırı sonuçlara neden olduğundan ve konuyla ilgili olarak Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinde de herhangi bir kurala yer verilmediğinden, Dairemizce eski görüşümüzden dönülmüş ve fazla çalışma alacağından yapılan indirim nedeniyle reddine karar verilen miktar bakımından, kendisini vekille temsil ettiren davalı yararına avukatlık ücretine hükmedilemeyeceği kabul edilmiştir. Somut olayda tanık beyanları ile kanıtlanan fazla çalışma, hafta tatili ve genel tatil alacaklarından uygun oranda takdiri indirim yapılmaması da ayrı bir bozma nedenidir. F) Sonuç:Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 22/09/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.