Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 27411 - Karar Yıl 2009 / Esas No : 28600 - Esas Yıl 2009





Davacı, ücret, ikramiye ve fazla mesai alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.Yerel mahkeme, davayı görev yönünden reddetmiştir.Hüküm, süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için tetkik hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:Davalı işyerinde 399 sayılı KHK gereğince sözleşmeli statüde çalışmakta iken, 2000 yılında iş mevzuatına geçen davacı, davalının özelleştiği 14.11.2005 tarihinden öncesi ve sonrasına ilişkin alacak isteklerinde bulunmuştur.Mahkemece, uyuşmazlığın çözüm yerinin idari yargı yeri olduğu gerekçesi ile davanın görev yönünden reddine karar verilmiştir.Davalının kuruluşuna ilişkin 406 sayılı Kanun, 29.01.2000 gün ve 4502 sayılı Yasa ile değiştirilerek geçici 4. madde ile bu kanunun yürürlüğe girdiği tarihte T... T../de 399 sayılı KHK'ya tabi olarak kadrolu veya sözleşmeli personel statüsünde çalışmakta olanlardan isteyenler iş mevzuatına tabi personel statüsüne geçirilir hükmüne yer verilmiştir. Aynı değişiklik ile ek 22. maddede personelin statüsü düzenlenmiş, davalıda kamu payı %50'nin altına düşünceye kadar yönetim kurulu üyeliklerine atanacaklarda devlet memurluğuna atanabilme şartlarına sahip olma şartı aranır dendikten sonra, bunların dışında kalan personel iş mevzuatı uyarınca istihdam edilir kuralına yer verilmiştir.406 sayılı Yasa'yı 12.05.2001 tarihinde değiştiren 4673 sayılı Yasa ile bu kez T... T... bu kanun ve özel hukuk hükümlerine tabi bir anonim şirkettir denilerek davalının statüsü belirlenmiştir.Davalı 14.11.2005 tarihinde özelleşmiş, diğer bir anlatımla kamu payı bu tarihte %50'nin altına düşmüştür. Davacı bu tarihten önce kendi iradesi ile imzaladığı hizmet akdi ile 2000 yılında iş mevzuatına geçmiştir. Sorun iş mevzuatına kapsam dışı olarak geçmesinden kaynaklanmaktadır.Kapsam dışı personel toplu iş sözleşmesi kapsamına dahil olmayan personeldir. Bu durum tarafların iradesi ile ya da TIS ile belirlenir. Kapsam dışı olsa da iş mevzuatına tabi olduğundan, işvereni ile ilişkisi hizmet akdine dayandığından anılan personel yine iş mevzuatına tabidir (HGKK 05.08.2008, 2008/10-220 E, 2008/224 K). Somut olayda davacı, iş sözleşmesine konan hüküm nedeniyle TİS'deki akdi ikramiyeden ve TIS zamlarından da yararlanmaktadır. Öte yandan davalının iş mevzuatına geçen personelin statüsünü değiştiren 4502 ve 4673 sayılı Yasalar 2000 ve 2001 tarihlidir. Uyuşmazlık Mahkemesinin, %50'si özelleşmemiş kamu kurumlarında çalışan kapsam dışı personelin kurumları ile olan uyuşmazlıklarında idari yargının görevli olduğuna dair 22.01.1996 tarih ve 1995/1 Esas, 1996/1 sayılı ilke kararının dava konusu uyuşmazlıkta uygulanma olanağı bulunmamaktadır. Anılan ilke kararı 4502 ve 4673 sayılı Yasaların yürürlükte olmadığı döneme aittir (HGKK 08.10.2008 gün 2008/9-597 E, 2008/588 K).Kaldı ki, somut olayda davacı hem özelleştirme öncesi, hem de sonrasına ait aynı alacak isteğinde bulunmaktadır/Özelleştirme tarihinden sonra adli yargının görevli olduğu tartışmasızdır. Bu durumda özelleştirme öncesi idari yargı, sonrası adli yargı aynı konuda yargılama yapacak, hukuki istikrar ve usul ekonomisi yönünden karmaşa doğacaktır.Sonuç olarak davalı ile ilgili 4502 ve 4673 sayılı özel yasalar nedeni ile davalıda çalışmakta iken iş mevzuatına kapsam dışı personel olarak geçen davacının işvereni ile iş sözleşmesinden kaynaklanan uyuşmazlıklarının çözüm yeri adli yargı olduğundan işin esasına girilerek uyuşmazlığın çözümü gerekirken yazılı şekilde görevsizlik kararı verilmesi hatalıdır.Sonuç: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten (BOZULMASINA), peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 19.10.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi.