Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 26981 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 20489 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : KİRAZ ASLİYE HUKUK (İŞ) MAHKEMESİTARİHİ : 09/04/2014NUMARASI : 2014/8-2014/62DAVA :Davacı, kıdem tazminatı ile TİS'den kaynaklanan yakacak yardımı, yiyecek yardımı, aile yardımı, ek gıda yardımı, kırtasiye yardımı, giyim yardımı, ikramiye alacağı, bayram harçlığı alacağı ile sendikal hak alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır. Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I A) Davacı İsteminin Özeti:Davacı vekili, müvekkilinin yaşlılık aylığı almaya hak kazanmak (Emeklilik) suretiyle işten ayrıldığını ileri sürerek, kıdem tazminatı ile TİS'den kaynaklanan yakacak, yiyecek, aile, ek gıda, kırtasiye, giyim, ikramiye ve bayram harçlığı v.s gibi sendikal haklarının tahsiline karar verilmesini istemiştir.B) Davalı Cevabının Özeti:Davalı vekili, davanın haksız ve yersiz olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.C) Mahkemenin ilk kararı Dairemizin 2011/39055 esas 2013/29361 karar sayılı ilamı ile özetle ve sonuç olarak “ İş sözleşmesinin işçi tarafından yaşlılık aylığı tahsisi amacıyla feshedilip feshedilmediği ve buna göre kıdem tazminatı hakkının doğup doğmadığı konularında taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır. Somut olayda, davacının işyerinden ayrılma sebebinin emekliliğe hak kazanmasından ileri geldiği, bu sebeple 13/02/2009 tarihinde fiilen işyerinden ayrıldığı, 19/02/2009 tarihinde emekli aylığı almak için SGK'na başvuruda bulunduğu ve 01/03/2009 tarihinden itibaren de kendisine yaşlılık aylığı bağlandığı, davacının, davalıya Noterden keşide ettiği (17/08/2009 tarihli) ihtarname ekinde SGK'nun ilgili yazısını ekleyerek kıdem tazminatı ve diğer yasal ödencelerinin ödenmesini talep ettiği (Ve işbu ihtarnamenin 20/08/2009 tarihinde davalıya tebliğ edildiği) anlaşılmakla, yerel Mahkemece davacının kıdem tazminatı isteminin (İhtarnamenin davalıya tebliğ edildiği 20/08/2009 tarihinden itibaren en yüksek banka mevduat faizi işletilmek suretiyle) kabulüne karar verilmesi gerekirken reddi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir. Kabule göre de, davacı vekilinin davayı ıslah etmek için yapılan süre talebi hakkında olumlu-olumsuz bir karar verilmemesi de hatalıdır.” gerekçesiyle bozulmuştur.D) Yerel Mahkeme Kararının Özeti: Mahkeme bozmaya uyulmasına karar vermiş ve davanın kabulü yönünde hüküm kurmuştur.E) Temyiz:Kararı davalı vekili temyiz etmiştir. F) Gerekçe:6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 297 nci maddesi uyarınca, mahkeme kararlarının;a) Hükmü veren mahkeme ile hâkim veya hâkimlerin ve zabıt kâtibinin ad ve soyadları ile sicil numaraları, mahkeme çeşitli sıfatlarla görev yapıyorsa hükmün hangi sıfatla verildiğini,b) Tarafların ve davaya katılanların kimlikleri ile Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası, varsa kanuni temsilci ve vekillerinin ad ve soyadları ile adreslerini,c) Tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri,ç) Hüküm sonucu, yargılama giderleri ile taraflardan alınan avansın harcanmayan kısmının iadesi, varsa kanun yolları ve süresini,d) Hükmün verildiği tarih ve hâkim veya hâkimlerin ve zabıt kâtibinin imzalarını,e) Gerekçeli kararın yazıldığı tarihi,içermesi, hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi zorunludur. Bu biçim yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereğidir. Aksi hal, hükmün infazında zorluklara ve tereddütlere, yargılamanın ve davaların gereksiz yere uzamasına, davanın tarafı bulunan kişi ve kurumların mağduriyetlerine sebebiyet verecek ve Kamu düzeni ve barışını olumsuz yönde etkileyecektir (Hukuk Genel Kurulu - 2007/14-778 E, 2007/611 K, Dairemizin 01.04.2008 gün ve 2007/38353 Esas, 2008/7142 Karar sayılı ilamı).Hükmün bir kısmının bozma kapsamı dışında bırakılması bu kısımların bağımsız bir şekilde onandığını göstermez, hükmün bir kısmının bozma kapsamı dışında bırakılmasının amacı bu kısımların doğru olduğunu belirlemek, bozmanın sınırlarını çizmek ve bu şekilde usulü kazanılmış hakları oluşturup, korumaktır.Bozma kararı üzerine önceki hüküm tamamen ortadan kalkar. Bu nedenle bozma kararından sonrada Mahkemece HMUK.nun 388 vd. HMK.nun 297. maddelerinde belirtilen unsurları taşıyacak şekilde yeni bir karar verilmek zorundadır.Somut olayda;Mahkeme tarafından hükmüne uyulan bozma kararı doğrultusunda yapılan inceleme sonunda bozma kapsamı dışında kalan alacaklar hakkında da açıkça hüküm kurulması gerekirken “Davacının TİS’ten kaynaklanan diğer alacaklarına yönelik talebi ile ilgili olarak verilen Mahkememizin 04/05/2011 tarihli hükmü Yargıtay incelemesinden geçerek kesinleşmiş olduğundan bu konuda yeniden karar verilmesine yer olmadığına” şeklinde karar verilmesi hatalı olup kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, bozma sebebine göre sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 17.09.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.