Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 26914 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 13877 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİDAVA : Davacı, TİS ücret zammı farkı, eksik ödenen ücret alacağı, yakacak yardımı ve ikramiye fark alacağının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Yerel mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I A) Davacı İsteminin Özeti:Davacı, toplu iş sözleşmesinin sona ermesinden sonar alacaklarının eksik ödendiğini ileri sürerek, TİS ücret zammı farkı, eksik ödenen ücret, ikramiye farkı ve yakacak yardımı alacağı alacaklarının ödenmesini istemiştir. B) Davalı Cevabının Özeti:Davalı, TÎS in 14.11.2009 tarihinde sona erdiğini, 01.01.2010 tarihinde davacı ile yeni bir iş sözleşmesi imzalandığını, imzalanan bu yeni sözleşmesinin İş Kanunun 22.maddesi kapsamında bir değişiklik anlaşması olduğunu ve dolayısıyla bu iş sözleşmesinin imzalandığı tarihten itibaren bir fark talebinin yasal ve haklı olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir. C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, TİS 'in sona ermesinden sonraki dönem için TİS'e g??re alması gereken brüt ücretin ödenmesi gerektiğinden TİS ile kazanılan en son brüt ücret ile bordrolar uyarınca ödenen ücretler arasındaki farkların davacıya ödenmesi gerektiği gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. D) Temyiz:Karar, davalı vekilince temyiz edilmiştir. E) Gerekçe: 1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle, kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.2- Taraflar arasında, işçinin rızası alınmadan ücretinin düşürülüp düşürülemeyeceği ve sonuçları noktasında uyuşmazlık bulunmaktadır.T.C. 1982 Anayasası’nın 55 inci maddesine göre, “Ücret emeğin karşılığıdır. Devlet, çalışanların yaptıkları işe uygun adaletli bir ücret elde etmeleri ve diğer sosyal yardımlardan yararlanmaları için gerekli tedbirleri alır. Asgari ücretin tespitinde çalışanların geçim şartları ile ülkenin ekonomik durumu da göz önünde bulundurulur.”.T.C. 1982 Anayasası’nın 2 nci maddesindeki hukuk devleti ilkesinin zorunlu koşulu, kazanılmış hakların korunması ve kazanılmış haklara yapılan müdahalelerin önlenmesidir.4857 sayılı İş Kanunu’nun 62 nci maddesine göre, “Her türlü işte uygulanmakta olan çalışma sürelerinin yasal olarak daha aşağı sınırlara indirilmesi veya işverene düşen yasal bir yükümlülüğün yerine getirilmesi nedeniyle ya da bu Kanun hükümlerinden herhangi birinin uygulanması sonucuna dayanılarak işçi ücretlerinden her ne şekilde olursa olsun eksiltme yapılamaz.”. Maddedeki düzenleme emredici niteliktedir.4857 sayılı İş Kanunu’nun 22 nci maddesine göre, “İşveren, iş sözleşmesiyle veya iş sözleşmesinin eki niteliğindeki personel yönetmeliği ve benzeri kaynaklar ya da işyeri uygulamasıyla oluşan çalışma koşullarında esaslı bir değişikliği ancak durumu işçiye yazılı olarak bildirmek suretiyle yapabilir. Bu şekle uygun olarak yapılmayan ve işçi tarafından altı işgünü içinde yazılı olarak kabul edilmeyen değişiklikler işçiyi bağlamaz. İşçi değişiklik önerisini bu süre içinde kabul etmezse, işveren değişikliğin geçerli bir nedene dayandığını veya fesih için başka bir geçerli nedenin bulunduğunu yazılı olarak açıklamak ve bildirim süresine uymak suretiyle iş sözleşmesini feshedebilir. İşçi bu durumda 17 ila 21 inci madde hükümlerine göre dava açabilir. Taraflar aralarında anlaşarak çalışma koşullarını her zaman değiştirebilir. Çalışma koşullarında değişiklik geçmişe etkili olarak yürürlüğe konulamaz.”.Bu düzenlemelerin Toplu İş Hukukuna yansıyan yönü ise işçi lehine şart ilkesi (işçiye yararlık ilkesi) dir. Mülga 2822 sayılı Yasanın 6 ncı maddesi ve 6356 sayılı Yasanın 36 ncı maddesinin birinci fıkrasına göre, “Toplu iş sözleşmesinde aksi belirtilmedikçe iş sözleşmeleri toplu iş sözleşmesine aykırı olamaz. İş sözleşmelerinin toplu iş sözleşmesine aykırı hükümlerinin yerini toplu iş sözleşmesindeki hükümler alır. Toplu iş sözleşmesinde iş sözleşmelerine aykırı hükümlerin bulunması hâlinde ise iş sözleşmesinin işçi yararına olan hükümleri geçerlidir.”. Kural olarak toplu iş sözleşmesinin normatif hükümleri, işçi ve işveren arasında Kanun gücünde etkiye sahip iken Yasada bu hükme bir istisna getirilerek işyerinde yürürlüğe giren bir toplu iş sözleşmesindeki mevcut iş sözleşmesine oranla işçi aleyhine hüküm ile işyerinde uygulanmakta olan bireysel iş sözleşmesindeki işçi lehine hükmün çatışması durumunda bireysel iş sözleşmesindeki işçi lehine hükmün uygulanmaya devam edeceği öngörülmektedir. Yasadaki bu hüküm emredici niteliktedir.Hukukun temel ilkelerinden birisi olan ahde vefa ilkesi gereğince taraflar, yaptıkları bir sözleşmeye, şartlar sonradan değişse dahi uymak zorundadırlar. Ahde vefa ilkesi, sözleşmenin taraflarından birisinin tek taraflı iradesi ile sözleşmenin içeriğini diğer tarafın aleyhine değiştirememesini gerekli kılmaktadır. İşçinin aldığı ücret miktarının düşürülmesi, ikramiyenin veya sosyal yardımın kaldırılması, işçinin işyeri organizasyonunda mevcut görevinden daha alt seviyedeki bir göreve atanması, çalışma koşullarının ağırlaştırılması gibi durumlar, 4857 sayılı İş Kanunu’nun 22 nci maddesi anlamında iş sözleşmesinin içeriğinin işçi aleyhine değiştirilmesi anlamına gelmektedir. Bu tür değişiklikler, yukarıda sözü edilen kurallar doğrultusunda ancak işçinin yazılı onayı ile yapılabilir. İşçinin açıkça onay vermediği esaslı değişiklikler işçiyi bağlamaz. Ücret indirimine dair esaslı değişikliğin işçi tarafından açıkça kabul edilmemesine rağmen ödeme döneminde daha az ücret ödenmesi, hatta bu ödemeye dair ücret bordrosunun işçi tarafından imzalanması durumunda dahi işçinin fark ücret isteme hakkı devam eder. İşçiye yapılan yemek ve servis gibi aynî yardımın kaldırılıp yerine ikamesi nakdî ödeme yapılması ya da tam tersi nakdî servis ve yemek ücretinin kaldırılıp ikame olarak işyerinde yemek verilmesi yahut otobüs bileti verilmesi, işverenin yönetim hakkı kapsamında olup, bu tür uygulamalar Medenî Kanun’un 2 nci maddesine aykırı olmamak koşuluyla esaslı değişiklik sayılmaz. Ancak yapılan sosyal yardımın, işverenin tek taraflı kararı ile niteliği değiştirilmeden miktarının düşürülmesi veya ödenmemesi, esaslı değişiklik sayılacağından buna yazılı onay vermeyen işçiye talep hakkı verecektir.Somut olayda davacı, davacının 01.01.2007-07.01.2013 tarihleri arasında kesintisiz olarak ... den ihale ile alınan ... projesi işyerlerinde çalıştığı, Davalı şirket ile ... sendikası arasında imzalanan TİS yürürlülük süresinin 15.11.2007-14.11.2009 tarihleri arası olduğu, davacının sendikalı üyeliğine başvuru tarihinin 27.12.2007 , sendika üyeliğine kabul tarihinin de 28.01.2008 olduğu tespit edilmiştir. TİS’ in 14.11.2009 tarihinde sona ermesinden sonra her sene yılbaşında imzalanan taraflar arasında bireysel iş sözleşmeleriyle ücret miktarı düşürülmüş ve 01.01.2010 tarihinden sonra iş sözleşmelerine uygun olarak ücret ödemesi yapılmıştır.Davacı, dava dilekçesinde, TİS’ ne aykırı olarak, ücretinin düşürüldüğünü iddia ederek, fark alacaklarının ödetilmesini istemiştir.Mahkemece, TİS 'in sona ermesinden sonraki dönem için TİS'e göre alması gereken brüt ücretin ödenmesi gerektiğinden TİS ile kazanılan en son brüt ücret ile bordrolar uyarınca ödenen ücretler arasındaki farkların davacıya ödenmesi gerektiği gerekçesiyle talebin kısmen kabulüne karar verilmiştir.Dairemiz incelemesinden geçen çok sayıda dava dosyasında, bireysel iş sözleşmelerine itibar edilip iş sözleşmelerinin imzalandığı tarihten sonraki döneme ait fark ücret taleplerinin reddi gerektiği, sözleşmelerin baskı altında imzalandığı yönündeki iddiaların ise ciddî olmadığı sonucuna varılmıştır. Mahkemece, TİS’ in 14.11.2009 tarihinde sona ermesinden, bireysel iş sözleşmesinin imzalandığı 01.01.2010 tarihe kadar TİS ücret zammı farkı, eksik ödenen ücret, ikramiye farkı alacakları var ise hüküm altına alınması gerekirken yanılgılı değerlendirmeyle iş sözleşmesi imzalanan dönem içinde fark alacakların yazılı şekilde hüküm altına alınması isabetsizdir.F) Sonuç:Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenlerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 30.09.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.