MAHKEMESİ : İSTANBUL ANADOLU 9. İŞ MAHKEMESİ (KADIKÖY 3. İŞ)TARİHİ : 19/04/2012NUMARASI : 2011/725-2012/361DAVA : Davacı, ürün sayımı açığı bedellerinin ve kasa açığının davalı işçiden tahsiline karar verilmesini istemiştir. Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır. Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I A) Davacı isteminin özeti: Davacı işveren vekili, davacı işverenliğin mağaza işyerinde davalı işçinin mağaza müdürü pozisyonunda çalıştığı döneme ilişkin olarak, 06.04.2010 tarihinde 3730,50 TL. tutarlı 21 adet ürün açığı, 19.07.2010 tarihinde yapılan kasa sayımında Haziran-Temmuz dönemine ilişkin 16004,15 TL. nakit para açığı ve 19.07.2010 tarihli ürün sayımında 2680,40 TL. tutarlı 24 adet ürün noksanı tespit edildiğini ileri sürerek ürün sayımı açığı bedellerinin ve kasa açığının davalı işçiden tahsilini istemiştir. B)Davalı cevabının özeti: Davalı işçi vekili, davacı işveren şirketin davacıya sadece 10000 TL. avans verdiğini, buna karşılık davalı işçinin senet imzaladığını, avans borcuna karşılık olarak 3000 TL.'nı banka havalesi ile ödediğini, 2000 TL. meblağın ise davacı işverenlikçe davacının maaşından kesildiğini, taleplerin zamanaşımına uğradığını savunarak davanın reddini istemiştir. C)Yerel Mahkeme kararının özeti: Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre, sübut bulduğu gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir. D)Temyiz: Karar süresi içinde davalı işçi vekili tarafından temyiz edilmiştir. E)Gerekçe: 1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalı işçinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir. 2- Somut olayda, davalı işçi, borcuna mahsuben maaşından 2000 TL.'nın davacı işverenlikçe kesildiğini savunmuştur. İşçi-işveren ilişkisinde, ücretin ödendiğini ispat yükü işverenliğe düşer. Eldeki dosyada işçinin davalı konumunda olması ve ücretinin kesildiği savunmasını yapması ispat yükünün yer değiştirmesine neden olmaz. Bu nedenle, davalı işçi vekiline, davalının hangi maaşından 2000 TL. kesildiği açıklattırılarak, davacı işverenden o ayın/ayların maaş ödeme belgesi istenip, davacı işverenliğin belirtilen ayın/ayların maaşını tam ödediğini ispatlayamaması durumunda 2000 TL.'nın davalı işçinin borcundan mahsubunun gerekeceğinin gözetilmemesi hatalıdır. 3- İleri sürülen kasa açığının miktarının belirlenmesi açısından, davalı işçi vekilinin temyiz dilekçesindeki "19/7/2010 tarihli şirket çalışanlarının imzaladığı tutanakta, sayım açığının yanı sıra işçinin mağaza kasasından 11000 TL.'nı bilgi vermeden aldığının belirtildiği" yönündeki ifadesinda kastedilen belgenin hangisi olduğu davalı işçi vekiline açıklattırılmalı, davacı işverenliğin kasa açığı hakkındaki beyanları ve sunduğu belgeler incelenmeli ve davacı işverenin ileri sürdüğü kasa açıkları hakkında çelişkiye düşüp düşmediği irdelenerek, ileri sürülen kasa açığının gerçek miktarı belirlenmelidir. Yine, ileri sürülen kasa açığı miktarının tespiti açısından, hükme esas alınan bilirkişi raporundaki hesaplamada 01/01/2010-31/10/2010 tarih aralığı belirtildikten sonra Şubat ayından 19 Temmuz gününe kadar olan tarih aralığının bir kez daha ele alınması nedeni ile mükerrer hesaplama olup olmadığı konusunda tereddüt oluşmaktadır, bilirkişi raporu denetime açık ve net değildir. Diğer taraftan, hükme esas alınan bilirkişi raporunda "işyeri muavin defterinin" esas alındığı belirtilmiş ise de, dosyaya mübrez belgede noter onayı olmadığı gibi, davacı işverenliğin kaşe ve imzasını dahi taşımayan bir belge olup, bir de işveren çalışanlarınca imzalı "muavin defteri" başlıklı bir döküm vardır. Bu hali ile dosyadaki belgeler hesaplamaya esas alınamaz. Açıklanan nedenler ile, taraflardan iddiaları ve savunmaları hakkında detaylı izahat alındıktan sonra, işyerinin kayıt ve defterleri üzerinde inceleme yapıltırılarak ehil bilirkişiden denetime elverişli, detaylı ve açık-net açıklamalarda bulunan bilirkişi raporu alınarak sonuca gidilmelidir. Bu esnada, ceza dava dosyasında mevcut davalı işçinin ve davalı işçi vekilinin ve davacı işveren ile vekilinin verdikleri yazılı ve sözlü beyanlar da incelenmelidir. Çoğu soyut olan beyanlara dayanılarak eksik inceleme ve araştırma ile sonuca gidilmesi hatalıdır. 4- İleri sürülen ürün açıkları açısından, davalı işçinin "şirketin sistemsizliği, bilgisayar kayıtlarındaki hatalar, barkot sistemindeki aksaklıklar, fabrikaya sezon sonunda iade edilen ürünler sayılmadığından sağlıklı neticeye varılamadığı nedeni ile çıkmış olabilir" şeklindeki Asliye Ceza Mahkemesi dosyasına da yansıyan savunması hiç irdelenip araştırılmamıştır. İddia ve savunma hakkında taraflardan detaylı izahat alındıktan sonra işyerinin ticari kayıtları/bilgisayar sistemi ve kayıt sistemi üzerinde ehil bilirkişiye denetime elverişli, detaylı, açık-net ve somut verilere dayanan rapor hazırlatılarak sonuca gidilmelidir. Bu esnada, tarafların ve vekillerinin gerek eldeki dosyada ve gerekse ceza davası dosyasındaki yazılı ve sözlü beyanları da incelenmelidir. Çoğu soyut olan beyanlara dayanılarak eksik inceleme ve araştırma ile sonuca gidilmesi hatalıdır. 06/04/2010 tarihli ürün açığı açısından, hükme esas alınan bilirkişi raporunda, adetler birebir belirtilmeksizin toplam miktara "işverenin belirttiği" şeklinde atıfta bulunularak 3795 TL. doğrudan kabul edilmiş ise de, 3795 rakamı, sayılan ürün sayısı olup, eksik olduğu edilen 21 ürünün toplam bedelini işveren 3730,50 TL. olarak belirtmiştir. Bu durumdan, işverenin kısmen soyut belgelerindeki beyanların dahi bilirkişi raporunda yanlış anlaşılarak yazıldığını göstermektedir. Her ne kadar Mahkemece bilirkişi raporundaki bu hataya düşülmemiş ise de, eksik inceleme ile hazırlanmış bu bilirkişi raporu ile Mahkeme'nin yetinmesi hatalıdır. 06/04/2010 tarihli ürün açığı hakkında, iddia ve savunma açısından taraflardan detaylı izahat alındıktan sonra işyerinin kayıtları/ ticari kayıtları üzerinde inceleme yapılarak ehil bilirkişiden denetime elverişli, detaylı ve net-açık, somut verilere dayanan bilirkişi raporu alınmalıdır. Çoğu soyut olan beyanlara dayanılarak eksik inceleme ve araştırma ile sonuca gidilmesi hatalıdır. 06/04/2010 tarihli ürün açığı açısından, eksik ürünlerin neler olduğu dahi tam olarak ortaya konmamıştır. Ceza mahkemesi kararında sadece giyim eşyasının işçi tarafından kullanıldığının belirtildiği, diğer eşyalar açısından işçiye bir sorumluluk yüklenmediği görülmektedir. Davalı işçinin işverene verdiği yazılı savunmasında, 21 adet ürün açığının 14'ünün kitap olup, hepsini alarmlayamadıklarından müşterinin kitapları ücretsiz sanıp almasından kaynaklandığını, 1 adet montun bir başka mağazadan sayım fazlası olarak çıktığını, bunların sistemsel hatalardan kaynaklandığını, kendilerine herhangi bir eğitim verilmediğini, zaman zaman fabrikadan eksik, fazla veya yanlış barkodlu ürünler geldiğini, bunları kendilerinin değil bilgi-işlem biriminin düzelttiğini belirttiği, sayımlardaki bir kısım hatalı uygulamalardan bahsederek sıkıntının bunlardan kaynaklandığını savunduğu anlaşılmaktadır. Davalı işçinin savunmasında geçen bu hususlar da taraflara detaylıca açıklattırılarak işyeri, işyeri bilgisayarları, sistemi ve işyeri kayıtları üzerinde ehil bilirkişice inceleme yapılıp işçinin bu ürün açıklarındaki kusur ve sorumluluk oranı /miktarı detaylı, denetime elverişli, açık-net bilirkişi raporu alınarak sonuca gidilmelidir. 19/7/2010 tarihli ürün açığı açısından, defter, kitap oyuncak gibi eşyaların da ürün açığında yer aldı, ceza mahkemesi kararında sadece giyim eşyasının işçi tarafından kullanıldığının belirtildiği görülmektedir. Giyim eşyası olmayan bu eşyaların ise işçi tarafından zimmete geçirildiği veya işçinin kusuru ile kaybedildiğine dair dosyada bir delil olmadığından, 06/04/2010 tarihli ürün açığı açısından üst paragrafta belirtilen araştırma ve inceleme 19/07/2010 tarihli ürün açığı için de yapılmalıdır. Öte yandan, dosyadaki bilirkişi raporunda 19/07/2010 tarihli ürün açığı açısından, eşyaların adetleri birebir sayılarak (çanta, ayakkabı, oyuncak gibi) işveren çalışanlarınca imzalı şekilde hazırlanan liste tekrarlanmıştır. Üst paragraflardaki inceleme ve araştırmalar yapılmadan, soyut işveren beyanları ile sonuca gidilmesi hatalıdır. 5- Yukardaki açıklamalara göre davacının kaç Türk lirası tutarındaki kasa açığından ve ürün açığından sorumlu olduğu net ve şüpheden uzak şekilde tespit edildikten sonra sonuca gidilmelidir. 6- Mahkeme, davalı işçinin davacı işverenliğe 3000 TL. ödediğini kabul ederek, davacının toplam talebinden 3000 TL. daha aşağı miktarını hüküm altına almıştır. Mahkemece, dosyadaki belgelere göre ve taraflara da sorularak gerekirse ilgili yerden ödeme tarihine ilişkin belge celbedilerek, bu ödemenin tarihi tespit edilerek sonucuna göre gerekirse işçi lehine vekalet ücretine hükmedilip hükmedilmeyeceğinin ortaya konulmaması hatalıdır. SONUÇ: Açıklanan nedenler ile, temyiz edilen kararın BOZULMASINA peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 16.09.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.