Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 26715 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 33256 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ : ÇORLU 1. İŞ MAHKEMESİTARİHİ : 02/07/2012NUMARASI : 2011/132-2012/526DAVA :Taraflar arasındaki, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, izin ücreti, fazla mesai ücreti, bayram ve genel tatil ücreti, asgari geçim indirimi ile ücret alacaklarının ödetilmesi davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı nedenlerle gerçekleşen miktarın faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine ilişkin hükmün süresi içinde duruşmalı olarak temyizen incelenmesi davalı avukatınca istenilmesi üzerine dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 16.09.2014 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü davalı adına Avukat geldi. Karşı taraf adına kimse gelmedi. Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatın sözlü açıklaması dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor sunuldu, dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R I A) Davacı İsteminin Özeti:Davacı işçi, 2004 yılı eylül ayından itibaren davalı işyerinde çalıştığını, 09.02.2011 tarihinde işyerine çalışmak için gittiğinde hatalı mal ürettiği beyan edilerek tazminatsız çıkışının yapıldığının belirtildiğini, işe giriş kartının elinden alındığını, iş sözleşmesinin davalı işveren tarafından haksız, geçersiz ve fiili olarak feshedildiğini, devamsız sayılmaması için davalı işverene 09.02.2011 tarihli ihtarnamenin gönderildiğini, aylık net ücretinin asgari geçim indirimi hariç 1.080.00 TL olduğunu, yılda 1 kez 100.00 TL ederinde erzak, yemek servis sosyal yardımlarının bulunduğunu, haftanın 6 günü, günde 12 saat çalıştığını, ayda 2 pazar çalışmasının devam ettiğini, genel tatillerin tamamında çalışıldığını, dini bayramların tamamında çalışmanın olmadığını beyanla, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, yıllık izin ücreti alacağı, ücret ve asgari geçim indirimi alacağı, fazla çalışma ücret alacağı ile tatil günleri çalışma karşılığı ücret alacağının davalıdan tahsil edilerek, ödenmesini talep ve dava etmiştir. B) Davalı Cevabının Özeti: Davalı, davacının 18.12.2004 tarihinde müvekkili davalı işyerinde çalışmaya başladığını, en son ücretinin aylık brüt 900.00 TL olduğunu, davacın boya operatörü olarak çalıştığını, sipariş alınan kumaşın boyama prosesini yerine getiremediğini, kumaşı hasara uğrattığını, hasara uğrayan 209 kilo kırmızı kumaş nedeniyle davalı işverenin uğradığı zararın 4.598.00 TL olduğunu, kumaşın 1 birim fiyattan satıldığını, bu nedenle davacının iş sözleşmesinin 4857 Sayılı Yasanın 25/II-ı maddesi gereğince feshedildiğini, davacının kıdem ve ihbar tazminatının bulunmadığını, işyerinde fazla çalışma yapıldığında ücretlerinin ödendiğini, dini bayramlarda işyerinde çalışma olmadığını, resmi bayramlarda çalışma olması halinde ücretinin ödendiğini, davacının tüm yıllık izinlerini kullandığını, şubat ayı maaşının banka hesabına yatırıldığını beyanla, davanın reddi gerektiğini savunmuştur. C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:Mahkemece, davacının sorumluluğunda bulunan 510250 parti numaralı 209 kilo kırmızı renkli kumaşın boyama prosesinin yerine getirilmemiş olduğu, bu nedenle emtianın abrajlı olarak çıktığı ve kullanılamaz hale geldiğinin davalı işveren tarafından düzenlenen 08.02.2011 tarihli tutanak ile tespit edildiği, teknik bilirkişi tarafından düzenlenen 14.05.2012 havale tarihli raporda, teknik olarak tekstil kumaş boyama prosesinde hangi tür elyaf boyama olursa olsun, zaman zaman operatör hatası, yanlış kimyasal madde tartımı, proses eksikliği veya yanlış kimyasal kullanımı nedeniyle abraj denilen kumaşın yüzey görünümünde dalgalanma görüntüsü veren hatalarla karşılaşılabileceği, kumaşın hurdacıya satılmış olması nedeniyle hatanın ne olduğunun teknik olarak inceleme imkanının bulunmadığı, davacı işçinin işverene zarar verdiği iddia edilen olay ile ilgili olarak davacının kusur oranına ilişkin herhangi bir tespit yapılamadığı, dolayısıyla davalı işverenin davacının iş akdinin feshine neden olan olayla ilgili davacının kusurunu ve zarar miktarını ispatlayamadığı, davacının kıdem ve ihbar tazminatı almaya hak kazandığı, fazla çalışma ücreti ile genel tatil ücreti istekleri ile tazminatların kabulüne karar verilmiştir. D) Temyiz:Kararı yasal süresi içinde davalı temyiz etmiştir. E) Gerekçe:1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.2- Hükme esas alınan bilirkişi raporunda 2008 yılı için işçinin imzasını taşıyan bazı bordrolarda fazla çalışma ücreti tahakkuku yer aldığı için bu dönemler hesaplama dışı bırakılmış, 2009,2010 ve 2011 yılları bazı ücret bordrolarında da tahakkuklar olduğu halde bordrolarda imza olmadığı için fazla çalışma ücreti hesaplanmıştır. Davalı vekili rapora itirazında banka adı ve hesap numarası bildirerek bordrolarda yer alan tahakkukların banka hesabına yatırıldığını belirtmiş, duruşmalarda da bankadan hesap hareketlerinin sorulmasını talep etmiştir. Mahkemece davalı işveren ödeme itirazı üzerinde durulmamış ve ilgili bankadan tahakkuk içeren aylara ait fazla çalışma ücretlerinin ödenip ödenmediği belirlenmemiştir. Bu yönden eksik incelemeyle karar verilmesi hatalıdır.3- Davalı işveren cevap dilekçesinde zamanaşımı defini ileri sürmemiş olmakla 6100 sayılı HMK’nun uygulandığı dönemde davacı tarafın muvafakati olmaksızın zamanaşımı defi yapılamayacağından, mahkemece davaya konu istekler bakımından zamanaşımı definin dikkate alınmaması yerindedir. Ancak davacı vekilinin ıslah suretiyle davaya konu miktarları arttırmasından sonra davalı vekili ıslaha konu miktarlarla ilgili usulüne uygun olarak zamanaşımı defini ileri sürmüş olmakla, ıslah konu istekler bakımından zamanaşımı defi dikkate alınmalı ve gerekirse bu yönde bilirkişiden ek hesap raporu alınarak bir karar verilmelidir. Sonuç:Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerle BOZULMASINA, davalı yararına takdir edilen 1.100.00 TL.duruşma avukatlık parasının karşı tarafa yükletilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 16.09.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.