Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 26490 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 18368 - Esas Yıl 2015
MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİDAVA : Davacı, feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini istemiştir. Yerel mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir. Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I İş sözleşmesinin geçerli neden olmadan davalı işveren tarafından feshedildiğini belirten davacı işçi feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, davacı ile davalı Banka arasında 02.01.2014 tarihinde iş sözleşmesi imzalandığı ve işe giriş bildirgesinin 06.01.2014 tarihinde verildiği, iş sözleşmesinin ise 11.06.2014 tarihinde feshedildiği dolayısı ile davacının 6 aylık kıdemi bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Karar süresinde davacı tarafından temyiz edilmiştir. 4857 sayılı İş Kanunu'nun 18. maddesi uyarınca işçinin iş güvencesi hükümlerinden yararlanabilmesi için fesih bildirimin yapıldığı tarihte aynı işverene ait işyeri veya işyerlerinde fasılalı da olsa iş ilişkisine dayalı kıdeminin en az altı ay olması gerekir. İşçinin 6 aylık kıdem hesabına deneme ve askıda kalan süreler de dahil edilir. Başka bir anlatımla bu hesapta fiili çalışma süreleri mutlak olarak aranmaz. Aynı Kanunun 66’ncı maddesinde belirtilen çalışma süresinden sayılan haller altı aylık kıdemin sayılmasında dikkate alınacaktır. İşçinin feshe karşı koruyan hükümlerden yararlanabilmesi için, altı aylık kıdem süresini aynı işveren nezdinde iş sözleşmesine dayanan iş ilişkisi içersinde geçirmiş olması zorunludur.Kanun altı aylık kıdemi olan işçilerin iş güvencesinden yararlanacaklarını öngördüğüne göre, bu sürenin fesih bildiriminin işçiye ulaştığı tarihte doldurulmuş olması şarttır. Sürenin bildirim önelleri sonunda dolacak olması, güvenceden yararlanabilmek için yeterli değildir. Dairemizin uygulaması bu yöndedir. (05.05.2008 gün ve 2007/33471Esas, 2008/11128 Karar sayılı ilamımız).Bu sürenin tamamı iş sözleşmesine dayalı olarak geçirilmiş olmalıdır. Bu açıdan, Kanun’daki aylık kıdem şartını, “altı aylık işçilik kıdemi” şekilde anlamak gerekir. Bu nedenle işçinin iş ilişkisinden önce işverenle vekalet, ortaklık ilişkilerindeki süreler bu sürenin hesabında dikkate alınmamalıdır. Çıraklık ilişkisi, İş Kanunu’nun 4’üncü maddesindeki istisnalar arasında sayıldığından, altı aylık kıdem süresinin hesabında dikkate alınmaz. Buna karşılık stajyer olarak geçirilen süre, stajyerliğin İş Kanunu’nun 2’nci maddesinin 1’nci fıkrasında anlamında iş ilişkisi kapsamında gerçekleştirilmiş olması hâlinde sürenin hesabında dikkate alınacaktır. Somut uyuşmazlıkta; davacının ... kayıtlarına göre, 06.01.2014-11.06.2014 tarihleri arasında davalıya ait işyerinde çalıştığı anlaşılmaktadır. Davacı vekili, müvekkilinin eğitim adı altında 2 aylık bir süre daha davalı nezdinde çalıştığını iddia etmiştir. Davacının sigortalı hizmet cetveli incelendiğinde, 22.10.2013-08.01.2014 tarihleri arasında 1201813 sicil nolu işyerinden adına çalışma bildirildiği tespit edilmiştir. Davacının iddia ettiği gibi davalı nezdinde eğitim veya başka bir ad altında ücret karşılığı çalıştırılıp çalıştırılmadığı ve özellikle 1201813 işyeri sicil numarasının davalıya ait olup olmadığı hususlarının araştırılarak, bu araştırma sonucuna göre davacının 6 aylık kıdemi bulunup bulunmadığının somut bir şekilde belirlenmesi gerekir. Eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 28/09/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.