MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİDAVA : Davacı, feshin geçersizliğine, işe iadesine ve yasal sonuçlarına hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir. Yerel mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir. Hüküm süresi içinde davalı ... avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili; müvekkilinin, 07.07.2009-30.04.2014 tarihleri arasında ... nde çalıştığını, son alt işverenin davalılardan ... olduğunu ve iş sözleşmesinin haklı veya geçerli bir neden olmaksızın feshedildiğini ileri sürerek; feshin geçersizliğinin tespiti ile müvekkilinin işe iadesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı ... vekili; müvekkilinin diğer davalı ile hizmet alım sözleşmesi yaptığını, davacınında bu sözleşme çerçevesinde çalıştırıldığını, davacının aslında diğer davalının işçi olduğunu, ihale süresinin bitimi nedeni ile hem davacının hem de diğer işçilerin iş sözleşmelerine son verildiğini savunmuş ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Davalı İdare vekili; davacının diğer davalının işçi olduğunu ve davanın husumetten reddinin gerektiğini, diğer davalı nezdinde fesih tarihi itibari ile çalışan sayının otuzun altında olduğunu, iş sözleşmesinin diğer davalı tarafından haklı nedene dayalı olarak feshedildiğini savunmuştur. Mahkemece, feshin geçersiliğinin tespiti ile davacının davalı Şirket'teki işine iadesine karar verilmiştir. Karar süresinde davalı İdare tarafından temyiz edilmiştir. 4857 sayılı İş Kanunu'nun 20. maddesi uyarınca iş sözleşmesinin geçerli neden olmadan feshedildiğini ileri süren işçinin, fesih bildiriminin tebliği tarihinden itibaren bir ay içerisinde feshin geçersizliği ve işe iade istemi ile dava açması gerekir. Bu süre hak düşürücü süre olup, resen dikkate alınması gerekir. İşveren fesih bildiriminde bulunmuş, ancak bunu tebliğ etmemiş olmasına rağmen, örneğin, işçi, işvereni şikâyet ederek, fesih bildiriminin yapıldığı tarihi kesin olarak belirleyecek bir işlem yapmışsa, artık bu tarihin esas alınması uygun olacaktır. Bu anlamda işverenin fesih bildiriminin tebliğden imtina edildiği tutanakların tutulduğu tarih, tutanak düzenleyicilerinin doğrulaması halinde tebliğ tarihi sayılacaktır. Eylemli fesih halinde dava açma süresi, eylemli feshin yapıldığı tarihten itibaren işler. Fesih bildirimine karşı idari itiraz yolu öngören personel yönetmeliği ya da sözleşme hükümleri, dava açma süresini kesmeyeceği gibi, işçinin bu süre içinde hastalığı nedeni ile rapor alması da bu süreyi durdurmayacaktır. Dairemizin kararlılık kazanan uygulaması bu yöndedir. (15.09.2008 gün ve 2008/1860 Esas, 2008/23531 Karar sayılı ilamımız). İş sözleşmesinin önel verilerek feshi halinde, dava açma süresi önelin sona ereceği tarihte değil, işverenin fesih bildirimini tebliğ ettiği tarihten başlar. Ayrıca, 4857 sayılı İş Kanunu'nun 18. maddesi uyarınca işçinin iş güvencesi hükümlerinden yararlanabilmesi için fesih bildiriminin yapıldığı tarihte işyerinde 30 ve daha fazla işçi çalıştırılması gerekir. İşverenin aynı işkolunda birden fazla işyerinin bulunması halinde, işyerinde çalışan işçi sayısı, bu işyerlerinde çalışan işçi sayısına göre belirlenir. Dosya içerisinde yer alan fesih bildirimine havi ihbarname başlıklı belgede, davacının iş sözleşmesinin 01.05.2014 tarihinde feshedileceği belirtilmiş olup; söz konusu belge davacının isim ve imzası ile 22.04.2014 tarihinde şerh düşülerek imzalanmıştır. İşe iade davası ise 30.05.2014 tarihinde açılmıştır. Davacı asile bu belge gösterilerek, belgedeki el yazısı ve imzanın kendisine ait olup olmadığı sorulmalı, yazı ve imza inkarı halinde yazı ve imza incelemesi yaptırılarak, davanın süresinde açılıp açılmadığının yukarıdaki ilkelere göre saptanması gerekmektedir. İşe iade davasının süresinde açıldığının tespiti halinde ise, fesih tarihi itibari ile davalı Şirkette çalışan işçi sayısının otuz ve daha fazla olup olmadığı belirlenmelidir. Dosya içerisinde yer alan iş gücü çizelgelerinden bu husus tespit edilememektedir. Mahkemece, davalının aynı iş kolunda Türkiye çapında başka işyerleri olup olmadığı araştırılmalı, başka işyerleri olması halinde, hem bu işyerlerinde hem de davacının çalıştığı işyerinde fesih tarihi itibari ile çalışan işçi sayısı SGK'dan sorularak, fesih tarihi itibari ile 30 ve daha fazla sayıda işçinin çalıştığının tespiti halinde şimdiki gibi aksi halde ise davanın reddine karar verilmelidir. Eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, 28/09/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.