Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 26122 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 21942 - Esas Yıl 2012
MAHKEMESİ : BAKIRKÖY 12. İŞ MAHKEMESİTARİHİ : 21/02/2012NUMARASI : 2011/170-2012/117DAVA :Davacı, 5510 sayılı kanunun 81/1 maddesini istinaden aylık SG priminden işveren payına düşen kısımdan hazinece karşılanan %5'lik sosyal güvenlik prim tutarının davalı belediye tarafından hak ediş alacaklarından kesilmiş olduğundan, bugüne kadar kesilen toplam 9.468,96 TL'nin talep tarihi olan 1.10.2010 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini istemiştir. Yerel mahkeme, isteği hüküm altına almıştır. Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I A)Davacı isteminin özeti: Davacı vekili, müvekkilinin 5188 sayılı Yasa kapsamında koruma ve güvenlik hizmeti verdiğini, davalı belediye ile 26.8.2009 tarihinde 60 aylık sözleşme imzalandığını, 1.10.2009 tarihinde hizmete başlandığını, 1.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren kanun gereği” özel sektör işverenlerinin çalıştırdıkları işçilerin, malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primlerinden, işveren hissesinin beş puanlık kısmına isabet eden tutar Hazinece karşılanır…” hükmünün yer aldığını, davalı belediyenin hazinece karşılanan % 5‘lik SG primi desteğini hak ediş alacaklarından kesmesi karşısında şirketçe davalı belediyeye 5510 Sayılı Kanundan kaynaklanan % 5’lik hazinece karşılanan SG prim desteğinin hak edişlerinden kesilip kesilmediği, kesilmişse miktarının sorulduğunu, belediyece cevabi yazı ile anılan kanun kapsamında şirketin kanunen yararlandığı hazinece karşılanan % 5 SG prim desteği nedeniyle toplam 9.468,96 TL’nin hak ediş alacaklarından kesildiğinin yazılı olarak bildirildiğini, 5510 sayılı kanunun 81/1 maddesini istinaden aylık SG priminden işveren payına düşen kısımdan hazinece karşılanan % 5’lik sosyal güvenlik prim tutarının davalı belediye tarafından hak ediş alacaklarından kesilmiş olduğundan, bu güne kadar kesilen toplam 9.468,96 TL’nin talep tarihi olan 1.10.2010 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.B)Davalı cevabının özeti: Davalı vekili, kamu ihalelerinde uygulanmakta olan mevcut düzenlemenin % 5 tutarındaki hazine katkısının, tekliflerin değerlenmesi aşamasında dikkate alınmasına imkan tanımamakta olduğunu, bu sebeple kesintilerin zorunlu olarak hak edişler üzerinden yapıldığını, yapılan denetimlerde hak edişlerden bu kesintinin yapılmamasının kamu zararı olarak belirlendiğini, müvekkili idarenin 2008 yılı hesaplarının Sayıştay tarafından yapılan denetimi sonucunda, mezkur şirkete yapılan hak ediş ödemelerinden % 5’lik hazine miktarının kesilmemesi, aynı prim tutarının hem bütçeden hem de Hazine tarafından ödenmesine neden olunması nedeniyle kamu zararı olarak tespit edildiğini, kamu kurumlarının hazine tarafından karşılanan % 5’lik sosyal güvenlik prim tutarının işveren hak edişlerinden haklı olarak kesinti yapmaları karşısında, kanun koyucunun 6111 sayılı torba yasa kapsamında yaptığı bir düzenleme ile mevcut uygulamaya son verdiğini, yani bir kanuni düzenlemenin ancak yeni bir kanuni düzenleme ile değiştirildiğini yahut ortadan kaldırılabileceğini, bu kanuni düzenlemeden sonra belediyenin söz konusu işverenlere yapılan hak ediş ödemelerinden dava konusu kesintileri yapmadığını, bu durumun önceki dönemlerde yapılan kesintilerin yasal dayanağı bulunan yerinde bir kesinti olduğuna delalet ettiğini, müvekkili idarenin bir kamu kurumu olup, hizmet alım işinin de bu çerçevede mütalaa edilmesi gerektiğini savunmuştur.C)Yerel Mahkeme Kararının Özeti:Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.D)Temyiz:Karar davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.E)Gerekçe: Taraflar asıl işveren-alt işveren olup aralarında işçi işveren ilişkisi bulunmamaktadır. Görev hususu yargılamanın her evresinde resen gözetilmek zorundadır. Yerel Mahkemece davanın görev yönünden reddine karar verilmesi gerekirken taraflar arasındaki ilişkinin niteliği ve uyuşmazlığın genel hükümlere göre çözümlenmesi gerektiği gözetilmeksizin işin esasına girilerek yazılı şekilde hüküm kurulması hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.F)Sonuç:Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 10.09.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.