Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 2607 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 39608 - Esas Yıl 2010





MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİDAVA :Davacı, öncelikle teminat alınmaksızın tedbiren ... 2.İcra Müdürlüğünün 2009/2260 E sayılı dosyasıyla yapılan takibin durdurulmasını, farklı kalem katılarak bononun esaslı şekil şartlarıyla oynanıp sonradan doldurulduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılarak bono vasfını taşımayan bononun ve buna dayanılarak yapılan takibin iptalini, müvekkilin boçlu olmadığının tespitiyle teminat amaçlı alınmış ve sonradan doldurulmuş 01.01.2008 tanzim ve 01.03.2008 vade tarihli 1.550.00 TL bedelli bononun iptaline karar verilmesini istemiştir. Yerel mahkeme, isteğin reddine karar vermiştir. Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I A) Davacı İsteminin Özeti:Davacı vekili; müvekkilinin ... Şti'ne müracaat ettiğini, şirketin kendisini işe aldığını belirterek bir takım formlar doldurup 100.000 Euro değerinde teminat senedi başlıklı bono imzalattıklarını, bononun işten çıkış esnasında kendisine iade edileceğinin söylendiğini, müvekkilinin işten çıkmak için müracaat ettiğinde söz konusu bononun kendisine verilmek istenmediğini, yapılan ısrar ve itirazlar sonucunda bononun müvekkiline iade edildiğini ancak bu kezde yine teminat niteliğinde olan 1.550,00 TL bedelli bono imzalamasının istendiğini, müvekkilinin diğer bonoyu alabilmek için bu bonoyu da imzaladığını, bononun müvekkilinin iradesine aykırı düzenlenmesinin söz konusu olduğunu, bononun tahsili amacıyla ... 2. İcra Müdürlüğünün 2009/2260 esas sayılı dosyasıyla icra takibi yapıldığını ancak böyle bir borcun bulunmadığını beyanla;1-Öncelikle teminat alınmaksızın tedbiren ... 2.İcra Müdürlüğünün 2009/2260E sayılı dosyasıyla yapılan takibin durdurulmasını2-Farklı kalem katılarak bononun esaslı şekil şartlarıyla oynanıp sonradan doldurulduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılarak bono vasfını taşımayan bononun ve buna dayanılarak yapılan takibin iptalini3-Müvekkilin borçlu olmadığının tespitiyle, teminat amaçlı alınmış ve sonradan doldurulmuş 01.01.2008 tanzim ve 01.03.2008 vade tarihli 1.550,00TL bedelli bononun iptalini, istemiştir.B) Davalı Cevabının Özeti:Davalı vekili; müvekkilinin ünlü bir markanın ... bölge dağıtımını yaparken davacının müvekkilinin yanında dağıtıcı ve tahsilatçı olarak çalışmaya başladığını, davacının ürünü dağıtıp, tahsilat işlemini de gerçekleştirdiğini, bu tahsilatlardan bir kısmının müvekkiline verilmediğini, sunulan hesap ekstresinde ayrıntılı olarak müşterilerden toplanan para ve bakiyelerin gösterildiğini, buna göre 1.572,03 TL bakiyenin kaldığını, müvekkilinin de bu alacağa karşılık davacıdan 1.550,00 TL'lik bono aldığını, davacınında bunu kabul ederek imzaladığını, kendisine karşı herhangi bir cebir ve şiddetin kullanılmadığını, bu nedenlerle davanın reddine ve alacağın % 40'dan az olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir. C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:Mahkemece; davacı icra takibine konu 01.01.2008 tanzim ve 01.03.2008 ödeme tarihli, 1.550,00 TL bedelli kambiyo senedinin teminat senedi olduğunu iddia etmiş ise de, davacının bu iddiasını yazılı ve kesin delillerle ispatlayamadığı ve yemin teklif etmeyeceğini bildirmiş olması nedeniyle davanın reddine ve davacı aleyhine takip konusu alacağın % 40’ı oranında tazminata karar verilmiştir.D) Temyiz:Kararı davacı temyiz etmiştir E) Gerekçe:Taraflar arasındaki uyuşmazlık davaya konu olan senedin teminat senedi olup olmadığı ve ispat yükü noktalarında toplanmaktadır.Menfi tesbit (olumsuz tesbit) davaları borçlunun borçlu olmadığını kanıtlamak amacıyla açılan bir dava türüdür.Başka bir anlatımla İcra İflas Kanunun 72.maddesi gereği borçluya borçlu olmadığını genel hükümlere göre tespit ettirme olanağı vermek amacıyla kabul edilmiştir.Olumsuz tesbit davası icra takibinden önce açılabileceği gibi (İİK.m 72/f.2), icra takibinden sonra da açılabilir. (İİK.m 72/f.3).Olumsuz tesbit davalarının konularından biri de " bedelsiz senetler", " hatır senetleri", " teminat senetleridir." Bu tür senetlerde temel alacak yoktur. Ticaret Hukuku uygulamalarında sık sık karşılaşılan bu durum İş Hukukuna ve çalışma ilişkilerine de yansımaktadır.Yargıtayın özellikle Ticaret Hukuku ile ilgilenen daireleri; bir senedin hatır senedi, teminat senedi olduğu ya da senedin anlaşmaya aykırı olarak dolduğu iddialarının ancak kesin delil "senet", "yemin" ve "ikrar" ile ispatlanacağı yönünde kararlarını oluşturmuşlardır. (Bkz, Y.19. HD, 04.03.2002 gün 6495/1312 E/ 1312; Y.11.HD, 13.10.1997 gün 3223/8346 sayılı kararları)Ticaret Hukuku hükümlerine dayalı senetlerin, teminat kaydı içerdiğinde, poliçe, bono veya çek vasfını kaybettiği, geçerli olmadığı bilinmektedir. Kuşkusuz bu durumun yazılı delille kanıtlanması halinde bu şekilde alınan senet, teminat senedi niteliğinde sayılmalıdır.Senede karşı ileri sürülen hukuki işlemlerin senetle ispatı gerekeceği kuşkusuzdur.(HUMK.m 298, HMK.m 200) Ancak, iddialar hukuki eylem niteliğinde ise tanıkla ispatı mümkündür.Çalışma ilişkilerinde; işçilerin, daha işe başlarken kendilerinden senet, ibraname ve istifa belgeleri alınması işverenlerce çok sık başvurulan bir uygulamadır. İşçinin zayıf durumda bulunması, iş talebi, iş dünyasının sosyal ve ekonomik yapısı göz önünde tutularak bu tür belgelerin değerlendirilmesi gerekir. İşveren ve işçi arasında senetle kurulacak bir ilişkiye kuşkuyla yaklaşmak gerekir. Kökleşmiş içtihatlarımız bu sebeple tanık deliline cevaz vermektedir. ( Bkz. Y.9 HD, 25.07.2008 gün, 2008/26781 E, 2008/ 22092 K), 1.5.2008 gün, 2008/ 13255 E, 2008/ 10991 K)İş Hukuku; işçi ve işveren ilişkisinde, işverenin sosyal ve ekonomik bakımından güçlü olması, işçinin korunması ve işçi lehine yorum ilkeleri dikkate alınarak, sözleşme hukuku alanından ayrılmış ve farklı kurallar getirerek gelişmiştir. Bu itibarla; işçi işveren arasındaki ilişkilerde ispat kuralları daha geniş kapsamlıdır. Bu nedenle iş hukukunda, düzenlenen belgelere karşı işçi lehine tanık dinletilmesi yoluna gidilmektedir.Somut olayda; davalı (senet alacaklısı) savunmasında, kendilerinin ünlü bir markanın ... bölge dağıtımını yaparken davacı işçinin davalı yanında dağıtıcı ve tahsilatçı olarak çalışmaya başladığını, davacının ürünü dağıtıp, tahsilat işlemini de gerçekleştirdiğini, bu tahsilatlardan bir kısmının kendisine verilmediğini, sunulan hesap ekstresinde ayrıntılı olarak müşterilerden toplanan para ve bakiyelerin gösterildiğini, buna göre 1.572,03 TL bakiyenin kaldığını, davalının da bu alacağa karşılık davacıdan 1.550,00 TL'lik bono aldığını, davacınında bunu kabul ederek imzaladığını, davacının böylece senedi kendisine olan borcuna karşılık verdiğini ifade ederek senedin düzenlenme sebebini değiştirmiştir.İddia ve savunma birlikte değerlendirildiğinde takibe konu senedin senet metninden anlaşılan doğrudan doğruya "nakten" borç verilmesi karşılığında düzenlenmediği aksine iş ilişkisi içerisinde gerçekleşen tahsilat riskine karşılık teminat olarak alındığı anlaşılmaktadır. Bu durumda mahkemece yapılacak iş savunma kapsamında davacı işçinin davalı işveren lehine müşterilerden tahsil ettiği ancak tahsilatlardan davalıya iade etmediği miktar bulunup bulunmadığı hususlarını araştırıp bakiye alacak varsa mahsupla takibe konu senet nedeniyle işçinin boçlu olup olmadığını tereddütsüz şekilde saptayıp sonucuna göre karar vermekten ibarettir. Bu nedenle eksik incelemeye ve yanılgılı değerlendirmeye dayalı yazılı şekilde karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir. F) Sonuç:Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 23.01.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.