Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 26002 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 32118 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ : İSTANBUL 10. İŞ MAHKEMESİTARİHİ : 13/06/2012NUMARASI : 2010/658-2012/471DAVA :Davacı ve karşı davalı, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, kötüniyet tazminatı, izin ücreti ile ücret alacaklarının davalı ve karşı davacı ihbar tazminatı ile zararın ödetilmesi davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı nedenlerle asıl davada hükmen gerçekleşen miktarın faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, karşı davanın reddine ilişkin hükmün süresi içinde duruşmalı olarak temyizen incelenmesi davalı ve karşı davacı avukatınca istenilmesi üzerine dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 09.09.2014 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü davalı karşı davacı adına Avukat ile karşı taraf adına Avukat geldiler. Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor sunuldu, dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R I A) Davacı İsteminin Özeti: Davacı işçi, 06/03/2008 tarihinden itibaren davalı işyerinde çevre mühendisi olarak çalışmaya başladığını, son maaşının net 2.500,00 TL, olduğunu, 06/07/2010 tarihinde şirket müdürü Ö.. A..'a hamile olduğunu söylediğini, bunun üzerine şirket müdürünün hamilelikten kaynaklanan haklardan faydalanmasını engellemek amacıyla psikolojik baskı ile kendi isteği ile istifasını sağlamak için yıpratma ve taciz eylemlerine giriştiğini, 08/07/2010 tarihinden şirket müdürünün tüm çalışanları toplayarak çalışma saatlerini artırdığını, hafta sonları çalışma olmamasına rağmen çalışılacağını söylediğini, bu çalışma saatlerini kabul etmediğini, eski çalışma saatlerinde çalışacağının beyan ettiğini, bunun üzerine şirket müdürünün tüm çalışanların gözü önünde hemen hemen hergün işinde çok başarısız olduğunu, aldığı maaşın boğazından nasıl geçtiğini, kendisinden hiç verim alamadığını defalarca söyleyerek psikolojik tacizlerine devam ettiğini, şirket müdürü Ö.. A.. 'ın 30/07/2010 tarihinde iş akdini feshettiğini belirterek, kıdem, ihbar, kötüniyet tazminatı ile izin ve ücret alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.B) Davalı Cevabının Özeti: Davalı karşı davacı, davacı R.. K..'ın haklı ve geçerli herhangi bir sebep göstermeksizin ve işverene ait olup, görevi gereği kendisinde bulunan bilgi ve belgeleri iade etmeksizin, işyerini terk ettiğini ve terk suretiyle işten ayrıldığını, işverenin kendisini işten çıkarmadığını, defalarca işe başlaması için sözlü olarak çağrıda bulunduğunu ve ihtarname gönderdiğini, davacının buna rağmen işine dönmediği gibi işi gereği kendisinde bulunan bilgi ve belgeler saklamak suretiyle kasıtlı olarak işvereni zarara uğrattığını belirterek, davacı karşı davalının haksız davasının reddini, ihbar tazminatı, maddi tazminat ve alacaklarının tahsilini talep etmiştir. C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:Mahkemece, tanık beyanlarına göre davacının iş akdinin 30/07/2010 tarihinde sona erdiği, kıdem ve ihbar tazminatı talep hakkı doğduğu, davacı tanıklarının beyanına göre işverenin davacıya hamileliğinin ikinci ayında, “sen hamile kalmışsın ben sana niye ücret ödeyeyim, işler zaten iyi gitmiyor” diye söylemde bulunduğu, işten çıkarma nedenlerinden birinin bu olduğu yeminli anlatımları ile açıklamış bulunduğu gerekçesiyle isteklerin kabulüne karar verilmiştir. D) Temyiz:Kararı yasal süresi içinde davalı temyiz etmiştir. E) Gerekçe:1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalı ve karşı davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.2- Uyuşmazlık taraflar arasındaki ilişkide kötüniyet tazminatının koşullarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.Belirsiz süreli iş sözleşmesinin taraflarca ihbar öneli tanınmak suretiyle ya da ihbar tazminatı ödenerek her zaman feshi mümkün ise de, bu hakkın da her hak gibi Medeni Kanunun 2. maddesi uyarınca dürüstlük ve objektif iyiniyet kurallarına uygun biçimde kullanılması gerekir. Aksi taktirde, fesih hakkı kötüye kullanılmış olduğundan söz edilir. Fesih hakkını kötüye kullanan işverenin 17. madde uyarınca bildirim sürelerine ait ücretin 3 katı tutarında tazminat ödemek zorundadır. Bahsi geçen tazminata uygulamada kötüniyet tazminatı denilmektedir.Kötüniyet tazminatına hak kazanma ve hesabı yönlerinden 4857 sayılı İş Kanunu önemli değişiklikler getirmiştir. Öncelikle 17. maddenin 6. fıkrasının açık hükmüne göre, iş güvencesi kapsamında olan işçiler yönünden kötüniyet tazminatına hak kazanılması mümkün değildir. 1475 sayılı İş Kanununda, “işçinin sendikaya üye olması, şikayete başvurması” gibi sebepler kötüniyet halleri olarak örnekseme biçiminde sayıldığı halde 4857 sayılı İş Kanununda genel anlamda fesih hakkının kötüye kullanılmasından söz edilmiştir. Maddenin gerekçesinde de belirtildiği üzere, işçinin işvereni şikayet etmesi, dava açması veya şahitlikte bulunması nedenine bağlı fesihlerin kötüniyete dayanmaktadır. Tazminatın hesabı da 4857 sayılı İş Kanunu ile açıklığa kavuşturulmuştur. Kötüniyet tazminatı ihbar önellerine ait ücretin üç katı tutarı olarak belirlenmiş ve ayrıca ihbar tazminatının ödenmesinin gerektiği kurala bağlanmıştır. 4857 sayılı İş Kanunun 17. maddesinin son fıkrasındaki düzenleme kötüniyet tazminatını da kapsamakta olup, bu tazminatın hesabında da işçiye ücreti dışında sağlanmış para veya para ile ölçülebilir menfaatler dikkate alınmalıdır(Yargıtay 9.HD. 12.6.2008 gün 2007/ 21422 E, 2008/ 15336 K).Somut olayda, işyerinde çalışan sayısı 30’dan az olup, davacı işçi iş güvencesi kapsamı dışındadır. Ancak davacının iş sözleşmesinin hamilelik sebebiyle feshedildiği kesin olarak kanıtlanabilmiş değildir. Davacı tanıklarından biri, hamileliğin 2. ayında davalı işveren yetkilisinin hamile olduğu için davacının çalıştırılmayacağı yönünde beyanda bulunduğunu açıklamış ancak diğer davacı tanığı bu yönde bir bilgisinin olmadığını ifade etmiştir. Her iki tanık da işverenin sürdürdüğü bir projenin işleyişi yönünden oluşan bir tartışma sonucu davacının iş sözleşmesinin feshedildiğini açıklamışlardır. Davalı tanığı da benzer şekilde açıklamalarda bulunmuş olmakla davacı işçi feshin hamileliğe dayalı olduğunu kesin olarak kanıtlayamamıştır. Böyle olunca kötüniyet tazminatı isteğinin reddi yerine yazılı şekilde isteğin kabulüne karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir. Sonuç:Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerle BOZULMASINA, davalı ve karşı davacı yararına takdir edilen 1.100.00 TL.duruşma avukatlık parası ile peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 09.09.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.