MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİDAVA : Davacı, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ile ücret farkı alacağı, sosyal yardım farkı, yıllık giyecek ve yiyecek bedeli alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Yerel mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir. Hüküm süresi içinde duruşmalı olarak davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş ise de; HUMK.nun 438.maddesi gereğince duruşma isteğinin miktardan reddine ve incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra ... tarafından düzenlenen rapor sunuldu, dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I A) Davacı İsteminin Özeti:Davacı vekili, davalıya ait okulda ... olarak görev yapan davacının iş sözleşmesinin haksız olarak feshedildiğini, ücretinin ve sosyal yardımların eksik ödendiğini, yıllık giyecek ve yiyecek bedeli ödenmediğini belirterek, kıdem ve ihbar tazminatı ile fark ücret, fark sosyal yardım ve giyecek ve yiyecek bedel alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.B) Davalı Cevabının Özeti:Davalı vekili, davacı ile bir yıl süreli iş sözleşmesi ile çalıştığını, davacının iş sözleşmesinin ahlak ve iyiniyet kurallarına aykırı davranışı nedeni ile haklı olarak feshedildiğini, davanın reddi gerektiğini savunmuştur. C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:Mahkemece yapılan yargılama sonunda, gider avansının verilen kesin süre içinde yatırılmadığı, dosyanın bu hali ile değerlendirilmesi halinde davanın kanıtlanmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. D) Temyiz:Karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. E) Gerekçe: 6100 sayılı HMK.’un 114, 115 ve 120. Maddeleri uyarınca “Davanın açıldığı tarihte eksik veya hiç gider alınmamış olsa bile gider avansı dava şartı olmakla hüküm verilinceye kadar ikmal ettirilebilir. İster gider avansı isterse tamamlama avansı olarak tanımlansın ikmal edilmesi gereken paranın hukuk yargılamasındaki nitelemesi dava şartı olarak gösterilen gider avansıdır. Gider avansının yatırılmaması veya ikmal edilmemesi halinde dava usulden reddedilecektir. Ancak kanunun 324. maddesinde delil ikamesi avansı, 325. maddesinde ise re' sen yapılması gereken işlemlerde giderler düzenlenmiştir. 324. madde gereğince “Taraflardan her biri ikamesini talep ettiği delil için mahkemece belirlenen avansı, verilen kesin süre içinde yatırmak zorundadır. Taraflar birlikte aynı delilin ikamesini talep etmişlerse, gereken gideri yarı yarıya avans olarak öderler. Taraflardan birisi avans yükümlülüğünü yerine getirmezse, diğer taraf bu avansı yatırabilir. Aksi hâlde talep olunan delilin ikamesinden vazgeçilmiş sayılır. Tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edemeyeceği dava ve işler hakkındaki hükümler saklıdır”. 325. maddeye göre ise “Tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edemeyeceği dava ve işlerde, hâkim tarafından resen başvurulan deliller için gereken giderlerin, bir haftalık süre içinde taraflardan birisi veya belirtilecek oranda her ikisi tarafından ödenmesine karar verilir. Belirlenen süre içinde bu işlemlere ait giderleri karşılayacak miktarda avans yatırılmazsa, ileride bu gideri ödemesi gereken taraftan alınmak üzere Hazineden ödenmesine hükmedilir”. HMK.’un 120. maddesindeki gider avansı ile ilgili düzenlemenin 324. Maddedeki delil ikamesi için avans kuralı ile birlikte değerlendirilmesi ve dava şartı olan gider avansının delillerin ikamesi dışındaki yargılama giderleri için dikkate alınması gerekir. Dolayısı ile delil ikamesi için alınacak avans ile dava şartı olan gider avansının birbirinde ayrılması, delillerin ikamesi için alınacak avansın gider avansı içinde yer almaması zorunludur. Tanık dinlenmesi, delil niteliğinde bilirkişi raporu alınması ve keşif gideri gibi delil ikamesine yönelik giderlerin gider avansı içinde değerlendirilmesi olanağı HMK.’un 324. Maddesi düzenlemesi karşısında yoktur. Ayrıca delil ikamesi avansının da ispat külfetine göre taraflara yükletilmesi gerekir. Diğer yandan örneğin resen hesap raporu alınacaksa giderin 325. Maddesi kapsamında değerlendirilmesi isabetli olacaktır. Somut uyuşmazlıkta, davacı iş sözleşmesinin işveren tarafından haksız feshedildiğini, ücret ve eklerinin eksik ödendiğini iddia etmiştir. İşveren ise feshin haklı nedene dayandığını savunmuştur. Feshin haklı nedene dayandığını, ücret ve eklerinin tam ödendiğini ispat külfeti işverendedir. Bu halde gider avansının ispat yüküne göre değerlendirilmesi gerekir. Dosya içeriğine göre mahkemece resen tazminat ve alacakların hesaplanması için dosya bilirkişiye tevdi edilmiş ve bilirkişi giderini yatırması için davacı vekiline kesin süre verilmiştir. Burada delil niteliğinde olmayan bir hesap raporu sözkonusudur. Eğer bu gider avansı niteliğinde ise davanın esastan değil, usulden reddine karar verilmelidir. Ancak resen hesap raporu alınmasına karar verildiğine göre giderin 6100 sayılı HMK.’un 325. Maddesi kapsamında değerlendirilmesi veya taraflarca davanın açılması sırasında yatırılan gider avansından karşılanması gerekir. Diğer taraftan mevcut delil durumuna göre ise esastan ret kararı ispat yükü konusunda hatalı olduğu gibi gerek iddia ve gerekse savunmaları karşılamadığı, delillerin tartışılmadığı ve bu anlamda kararın gerekçeli olmadığı açıktır. Gerekçeli karar yazılmaması Anayasa’nın 135 ve 6100 sayılı HMK.’un 297. Maddelerine aykırıdır.Mahkemece anılan usul kurallarına aykırı karar verilmesi hatalıdır. F) Sonuç:Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenlerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 16.09.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.