Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 2576 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 40419 - Esas Yıl 2010
MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİDAVA :Davacı, ikramiye, yakacak yardımı ile ücret farkı alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Yerel mahkeme, isteği reddetmiştir. Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I A) Davacı İsteminin Özeti:Davacı, 28.02.2002 tarihinden itibaren kısmi süreli olarak çalıştığını,... İŞ Sendikası üyesi olduğunu, 01/06/2003 - 31/05/2005 tarihleri arasında geçerli olan ... in 43. Maddesindeki ikramiyeden ve yine 01/06/2005-31/12/2007 tarihleri arasında geçerli olan ... in 49. Maddesinde öngörülen ücret farkı alacağından, 54. Maddesindeki ikramiye alacağından, 55. Maddesindeki yakacak yardımından yararlandırılmadığını ileri sürerek, fark ücret, yakacak ve ikramiye alacaklarının hüküm altına alınmasını istemiştir.B) Davalı Cevabının Özeti:Davalı, davacının kısmi süreli çalışan olması nedeni ile birim saat çalışması üzerinden aylık ücretinin ödendiğinı, istisnai olarak yaptığı fazla çalışmalarının da ücretlerinin ödendiğini ve kasa tazminatı, gıda, erzak ve bayram yardımından faydalandırıldığını, tam süreli çalışanların da kasa tazminatından faydalandırılmadıklarını bu uygulama ile çalışanlar arasında denge sağlandığını savunarak davanın reddini istemiştir.C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti: Mahkemece, toplu iş sözleşmesinin hangi işçileri kapsayacağı ve bunlara yani işçilere ne gibi haklar sağlanacağı sözleşmenin taraflarınca kararlaştırılabileceğinden , toplu iş sözleşmesindeki düzenlemeye göre yapılan uygulamada bir aykırılık sözkonusu olmadığından bu durumda davacının iştemiş olduğu alacakların hukuki dayanağı sözkonusu olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. D) Temyiz:Kararı davacı taraf temyiz etmiştir. E) Gerekçe:Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davalı iş yerinde kısmî süreli iş sözleşmesi ile çalışan davacının, tam süreli iş sözleşmesi ile çalıştırılan işçiler ile aynı şeklide toplu iş sözleşmesi hükümlerinden yararlandırılıp yararlandırılamayacağı noktasında toplanmaktadır. 4857 sayılı İş Kanununun 13 üncü maddesinde, işçinin normal haftalık çalışma süresinin tam süreli çalışan emsal işçiye göre önemli ölçüde daha az olarak belirlendiği iş sözleşmesi “kısmî süreli iş sözleşmesi” olarak tanımlanmıştır. Çalışma süresi aynı yasanın 63 üncü maddesinde haftada en çok 45 saat olarak açıklanmıştır. Yukarıda değinilen 13 üncü maddede emsal işçiden söz edilmiş olmakla, kısmî süreli iş sözleşmesinin belirlenmesinde esas alınacak haftalık normal çalışma süresi, tam süreli iş sözleşmesi ile çalışan emsal işçiye göre belirlenecektir. Kanunun 63 üncü maddesinde yazılı olan haftalık iş süresi azamîdir. Buna göre o iş kolunda emsal bir işçinin ortalama haftalık çalışma süresi haftalık 45 saati aşmamak şartıyla belirlenmeli ve bunun önemli ölçüde azaltılmış olup olmadığına bakılmalıdır. İş Kanununa İlişkin Çalışma Süreleri Yönetmeliğinin 6 ncı maddesinde, "İşyerinde tam süreli iş sözleşmesi ile yapılan emsal çalışmanın üçte ikisi oranına kadar yapılan çalışma kısmî süreli çalışmadır”. Gerekçede “üçte ikisinden az” olan çalışma ifadesi kullanılmışken, yönetmelikte üçte iki oranına kadar yapılan çalışmalar kısmî çalışma sayılmıştır. Bu durumda emsal işçiye göre 45 saat olarak belirlenen normal çalışmanın taraflarca 30 saat ve daha altında kararlaştırılması halinde, kısmî süreli iş sözleşmesinin varlığından söz edilir. Kısmî süreli iş sözleşmesiyle çalışan işçinin ücreti ve paraya ilişkin bölünebilir menfaatleri tam süreli emsal işçiye göre çalıştığı süre ile orantılı olarak ödenir. Kısmî süreli hizmet akdiyle çalışan işçiye, ayrımı haklı kılan bir neden bulunmadıkça salt bu nedenle farklı bir işlem yapılamayacağı Kanunda öngörülmüştür. İşçinin, ücretinin veya diğer parasal haklarının tam süreli emsal işçinin çalışma süresi ve ücretine göre oranlanmak suretiyle belirlenecek olan haklarını talep etmesi mümkündür. Somut olayda, davacı işçi ile kısmi süreli iş akdi yapılarak davalı işyerinde reyon işçisi olarak çalıştırıldığı hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır . Davalı işveren ile davacının üyesi bulunduğu sendika arasında imzalanan 01.06.2003-01.06.2005 tarihleri arasında geçerli Toplu İş Sözleşmesinin 8.Maddesinde, sendika üyesi olan ve kısmi süreli iş akdine bağlı çalışan işçilerin brüt saat ücretleri, tam süreli emsal işçiye göre çalıştığı süreye orantılı olarak ücret ve paraya ilişkin bölünebilir menfaatleri de kapsayacak şekilde belirlendiğinden, bu işçilerin sözleşmenin ikramiye, yakacak ve izin yardımına ilişkin düzenlemeler içeren hükümlerinden yararlanamayacakları anlaşılmaktadır. Mahkemece 01.06.2003-01.06.2005 tarihleri arasındaki dönemde geçerli Toplu İş Sözleşmesinin yürürlüğe girdiği tarih itibari ile davacının ücretinin sözleşmenin 8. maddesine göre, tam süreli işçilere ödenen ücrete ...' nin 43- 46/b ve (e) maddelerinde öngörülen parasal yardımlar eklenmek sureti ile belirlenip belirlenmediği yönünde bir değerlendirme yapılmamıştır. Bu durumda 01.06.2003-01.06.2005 tarihleri arasındaki dönemde geçerli Toplu İş Sözleşmesinin yürürlüğe girdiği tarih itibari ile tam süreli işçilere ...' nin 43- 46/b ve (e) maddelerinde öngörülen parasal yardımlar eklenmek sureti ödenen ücret ile davacının aynı tarihte almakta olduğu saatlik ücret karşılaştırılmalı, davacının saatlik ücretinin, tam süreli emsal işçiye göre çalıştığı süreye orantılı olarak ücret ve paraya ilişkin bölünebilir menfaatleri de kapsayacak şekilde belirlendiği tespit edildiği takdirde bu dönem hesaplama dışı bırakılarak hüküm kurulmalıdır. Eksik inceleme ile karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir. F) Sonuç:Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenlerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 23.01.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.