MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİDAVA : Davacı, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ile yıllık izin ücreti, fazla mesai ücreti, asgari geçim indirimi alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Yerel mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I A) Davacı İsteminin Özeti:Davacı vekili davacının 29.01.2002 tarihinden itibaren davalılara ait işyerinde kesintisiz ve aralıksız olarak 04.05.2010 tarihine kadar hizmetli olarak çalıştığını, iş sözleşmesinin son bulduğu tarihte aylık net 825,00 TL maaş aldığını, davalı işverenin hukuk dışı olarak korku ve baskı altında tutarak ve kendisine tüm hakedişlerini ödeyeceğini taahhüt ederek feragatname ve istifa dilekçesi imzalattığını, iradesi fesada uğratıldıktan sonra herhangi bir ödeme yapılmadığını, asgari ücretten sigorta primlerinin yatırıldığını, hizmetli olarak fazla mesai yaptırılmasına rağmen fazla mesai ücretlerinin ödenmediğini, asgari geçim indiriminin de ödenmediğini, çalıştığı dönemde sadece bir hafta izninin kullanabildiğini, bunun dışındaki izinlerinin kullandırılmadığını belirterek, kıdem tazminatı ve ihbar tazminatı ile yıllık izin ücreti, fazla çalışma ücreti ve asgari geçim indirimi alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. B) Davalı Cevabının Özeti:Davalı vekili; davacının 29.01.2002 ile 04.05.2010 tarihleri arasında davalı şirkette ofisboy olarak çalıştığını, 04.05.2010 tarihli kendi el yazısıyla yazdığı ve imzaladığı istifa dilekçesi ile şirketten hiç bir hak ve alacağının kalmadığını, ibraname verdiğini, istifa eden davacının şirketten kıdem ve ihbar tazminatı alamayacağını, ibranamenin geçerli bir ibra olduğunu, şirkette tatil günleri çalışma olmadığını, davacının fazla mesai alacağının da mesnetsiz olduğunu, davacının maaş ve asgari geçim indirimlerinin eksiksiz ödendiğini, davacının yıllık izinlerinin de tamamının kullandığını, bu konuda alacağının bulunmadığını, davanın reddi gerektiğini savunmuştur. C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:Mahkemece yapılan yargılama sonunda, davacının davalı işyerinde 29.01.2002 ile 04.05.2010 tarihleri arasında hizmetli olarak kesintisiz olarak belirsiz süreli iş akdi ile çalıştığı, fesih tarihi itibariyle davacının toplam çalışmasının 8 yıl 3 ay 5 gün olup en son maaşının da aylık net 825,00 TL olduğu, davacının davalı işyerindeki kıdeminin 8 yıldan fazla oluşu dikkate alındığında, tüm haklarını tehlikeye düşürecek şekilde istifa ettiğinin kabulünün hayatın olağan akışına aykırı olduğu, davacının kendisine tüm hak ve tazminatlarının ödeneceği yönünde taahhütte bulunulması üzerine bunu makul bulan işçinin, bu hak ve alacaklarının ödeneceğini inanarak feragatname ve istifa dilekçesi imzalaması halinin olayda ikale sözleşmesi bulunduğunun kabulünü gerektirdiği, kıdem ve ihbar tazminatına hak kazandığı, kullanmadığı izinleri bulunduğu, fazla mesai yaptığı, fazla mesai ücretinden zamanaşımına uğramamış alacak miktarları göz önüne alındığında tahsiline karar verilen söz konusu alacak tutarları yönünden hakkaniyet indirimi yapılmasının uygun olmayacağı gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.D) Temyiz:Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.E) Gerekçe:1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir. 2-Duruşmada tefhim edilen ve hükmün esasını teşkil eden hüküm özeti ile gerekçe arasında çelişki olması 10.04.1992 gün ve 1991/7 Esas, 1992/4 karar sayılı İçtihadı Birleştirme Kararına aykırıdır.6100 sayılı HMK. 298/2. maddesinde kısa karar ile gerekçeli kararın çelişkili olamayacağı yukarıda belirtilen Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı'na uygun bir biçimde yeniden düzenlenmiştir.6100 sayılı HMK.nun 298/2. maddesine göre “ Gerekçeli karar, tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamaz.” Mahkemece duruşmada tefhim edilen hüküm özetinde ihbar tazminatının reddine ve 4.986,18 TL fazla mesai ücreti alacağının kabulüne karar verilmiş, gerekçeli kararda ise “davacının iş akdinin davalı işveren tarafından ikale sözleşmesi yapılarak feshi nedeniyle;10.281,07 TL kıdem tazminatı, 1.971,70 TL ihbar tazminatı,1.980,00 TL yıllık izin ücreti ,4.896,18 TL fazla çalışma ücreti ve 1.252,75 TL asgari geçim indirimi ücreti istemekte haklı olduğu sonucuna varılarak davanın kısmen kabul kısmen ise reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.” denmek suretiyle hüküm özeti ile gerekçeli karar arasında çelişki yaratılmıştır.Hüküm özeti ile gerekçeli karar arasındaki çelişki yukarıda belirtilen Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı ve HMK. nun 298/2. Maddesine göre başlı başına bozma sebebidir.3- Fazla çalışmaların uzun bir süre için hesaplanması ve miktarın yüksek çıkması halinde Yargıtay’ca son yıllarda taktiri indirim yapılması gerektiği istikrarlı uygulama halini almıştır (Yargıtay 9.HD. 11.2.2010 gün 2008/17722 E, 2010/3192 K; Yargıtay, 9.HD. 18.7.2008 gün 2007/25857 E, 2008/20636 K.). Ancak fazla çalışmanın tanık anlatımları yerine yazılı belgelere ve işveren kayıtlarına dayanması durumunda böyle bir indirime gidilmemektedir. Yapılacak indirim, işçinin çalışma şekline ve işin düzenlenmesine ve hesaplanan fazla çalışma miktarına göre taktir edilmelidir. Hakkın özünü ortadan kaldıracak oranda bir indirime gidilmemelidir(Yargıtay 9.HD. 21.03.2012 gün, 2009/48913 E, 2012/9400 K .). Somut olayda davacı fazla mesai ücreti alacağını ispat için tanık deliline dayanmış ve mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda hesaplama tanık beyanlarına göre yapılmıştır. Davalının zamanaşımına itirazı sonucunda bilirkişi ek raporunda zamanaşımına uğramayan fazla çalışma ücreti alacağı 4.896,18 TL olarak hesap edilmiştir. Mahkemece davacının zamanaşımına uğramamış fazla çalışma ücreti alacak miktarı göz önüne alınarak hakkaniyet indirimi yapılmasına yer olmadığına karar verilmiştir.Zamanaşaımı alacağın talep edilebilirliğini etkiler. Takdiri indirim ise bundan ayrıdır ve Dairemiz yıllardan beri istikrarlı olarak tanık beyanlarına dayanması halinde fazla çalışmadan indirime hakkın özünü ortadan kaldırmayacak şekilde gidilmesi gerektiğini içtihat etmiştir. Fazla mesai ücret alacağından hakkaniyet indirimi yapılması gerekirken zamanaşımına uğrayan alacak miktarının gerekçe olarak gösterilerek indirim yapılmaması hatalıdır. 4-Mahkemece kısa kararda davacının ihbar tazminatı talebi reddedilmiştir. İhbar tazminatı reddedilecekse ret nedeni ile davalı lehine reddedilen miktar üzerinden vekalet ücretine karar verilmesi gerekir. F) Sonuç:Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 15.09.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.