Davacı, işçi kıdem tazminatı farkı ile bir kısım işçilik alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır. Hüküm süresi içinde taraflar avukatlarınca temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi Ş.Çil tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I 1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, tarafların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir. 2-Davacı işçi yıllık izinlerinin tam olarak kullandırılmadığından söz ederek izin ücreti isteğinde bulunmuş, davalı işveren bir kısım izin kullanma belgelerini sunmuş ve eski yıllara ait kayıtların çıkarılamadığını açıklamıştır. Mahkemece, eski yıllara ait izin belgelerinin sunulamamış olmasının işçiye izin ücreti talep hakkı vermeyeceği, işverence yemin teklif edilmiş olmasına rağmen, yemin delilinin de bu anlamda sonuca etkili olmadığı gerekçesiyle izin ücreti isteğinin reddine karar verilmiş, aynı gerekçeyle izin ücreti bakımından işlemişi faiz talebi reddedilmiştir. Yıllık izinlerin kullandırıldığı noktasında ispat yükü işverene aittir. İşveren yıllık izinlerin kullandırıldığını imzalı izin defteri ya da eşdeğer bir belge ile kanıtlamalıdır. Bu konuda ispat yükü üzerinde olan işverenin işçiye yemin teklif hakkı mevcut olup, somut olayda davalı işveren izinlerin kullandırıldığı konusunda davacıya yemin teklif etmiştir. Davacı işçi yemini eda etmiştir. Yemin metni ve dosya içeriğine göre yıllık izin ücreti ve işlemiş faizi istekleriyle ilgili bir karar verilmesi gerekirken, varsayıma dayalı olarak sonuca gidilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir. 3- İlave tediye ve ek ödeme hesabı ile ödeme belgeleri noktasında taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda ilave tediye ile ek ödeme alacakları toplamı her yıl için 90 gün üzerinden hesaplanmış ve işverence yapıldığı bildirilen ödemler düşülerek davacının talep edebileceği miktar belirlenmiştir. Rapora her iki taraf da ayrıntılı biçimde itiraz etmiştir. Davalı vekili ilave tediye ve ek ödemelerin her yıl için 112 gün üzerinden ödendiğini ileri sürmüş, davacı ise hesaplamanın davalı vekilinin de kabul ettiği üzere her yıl için 90 gün yerine 112 gün olarak yapılması gerektiğini, ayrıca 2003 yılı için ilave tediye ödemesi yapılmadığını bu yönde mahsubun yerinde olmadığını bildirmiştir. Mahkemece her iki tarafın bu yönde itirazları yeterinde değerlendirilmiş değildir. Kararın bu yönden de bozulması gerekmiştir. 4-Davacı işçi işyerinde 15.11.2003- 21.11.2003 tarihleri arasında da çalıştığını ileri sürerek belirtilen süreye ait ödenmeyen ücretlerini talep etmiş, işverence davacının ücretlerinin ödendiği belirtilmiştir. Dosyada davacıya anılan dönem ücretlerinin ödendiğine dair bir belgeye rastlanmamıştır. Bilirkişi ek raporunda bir ödeme belgesinden söz edilmiş ve mahkemece anılan isteğin reddine karar verilmiştir. Davacı işçi konuya dair işçinin imzasının taşıyan bir bordronun olmadığını ve Sosyal Sigortalar Kurumuna pirim ödendiğini gösteren belgelerin ücret ödenmesi noktasında delil oluşturmayacağını ileri sürerek rapora itirazda bulunmuş, aynı gerekçeyle hükmü temyiz etmiştir. Mahkemece bu konu üzerinde de yeterince durulmamıştır. Davalı işverenin sözünü ettiği ödeme belgesi getirtilmeli ve işçinin imzasını taşıyıp taşımadığı belirlenerek ücret alacağı noktasında bir karar verilmelidir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 20.01.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi.