MAHKEMESİ : BURSA 5. İŞ MAHKEMESİTARİHİ : 28/04/2014NUMARASI : 2013/465-2014/243DAVA :Davacı, kıdem tazminatı, fazla çalışma ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R I A) Davacı İsteminin Özeti: Davacı, iş sözleşmesinin ücretlerinin ödenmemesi nedeniyle kendisi tarafından haklı olarak feshedildiğini bildirerek kıdem tazminatı ile fazla çalışma ve ulusal bayram genel tatil ücretleri alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.B) Davalı Cevabının Özeti:Davalı, davacının bayram tatili ve fazla çalışma yapmış ise fazla mesai ücretlerinin düzenli ve eksiksiz olarak ödendiğini, üç gün izinsiz ve mazeretsiz olarak işe gelmemiş olması nedeniyle iş sözleşmesinin haklı nedenlerle sona erdirildiğini bildirerek davanın reddini savunmuştur.C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:Mahkemece, davacının iş akdini haklı nedenle sona erdirdiği, bu nedenle kıdem tazminatına hak kazandığı, davacının, iş yerinden haklı olarak çıkarıldığına dair yeterli ve inandırıcı delil bulunmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Mahkemenin 20.10.2010 tarihli kararının davalı vekilince temyizi üzerine Dairemizin 18.04.2013 gün ve 2011/7449-2013/12372 sayılı BOZMA kararına uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.D) Temyiz:Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.E) Gerekçe:1- Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.2- İşçinin ödenmeyen işçilik hakları sebebiyle iş sözleşmesini haklı olarak feshedip feshetmediği konusu taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.İşçinin emeğinin karşılığı olan ücret işçi için en önemli hak, işveren için en temel borçtur. 4857 sayılı İş Kanununun 32 nci maddesinin dördüncü fıkrasında, ücretin en geç ayda bir ödeneceği kurala bağlanmıştır. 5953 sayılı Basın İş Kanununun 14 üncü maddesinin aksine, 4857 sayılı Yasada ücretin peşin ödeneceği yönünde bir hüküm bulunmamaktadır. Buna göre, aksi bireysel ya da toplu iş sözleşmesinde kararlaştırılmadığı sürece işçinin ücreti bir ay çalışıldıktan sora ödenmelidir.Ücreti ödenmeyen işçinin, bu ücretini işverenden dava ya da icra takibi gibi yasal yollardan talep etmesi mümkündür. 1475 sayılı Yasa döneminde, toplu olarak hareket etmemek ve kanun dışı grev kapsamında sayılmamak kaydıyla 818 Sayılı Borçlar Kanununun 81 inci maddesi uyarınca ücreti ödeninceye kadar iş görme edimini ifa etmekten, yani çalışmaktan kaçınabileceği kabul edilmekteydi. 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 97 inci maddesinde de benzer bir düzenleme yer almaktadır. 4857 sayılı İş Kanununda ise ücret daha fazla güvence altına alınmış ve işçi ücretinin yirmi gün içinde ödenmemesi durumunda, işçinin iş görme edimini yerine getirmekten kaçınabileceği açıkça düzenlenmiş, toplu bir nitelik kazanması halinde dahi bunun kanun dışı grev sayılamayacağı kurala bağlanmıştır. Ücreti ödenmeyen işçinin alacağı konusunda takibe geçmesi ya da ücreti ödeninceye kadar iş görme edimini yerine getirmekten kaçınması, iş ilişkisinin devamında bazı sorunlara yol açabilir. Bu bakımdan, işverenle bir çekişme içine girmek istemeyen işçinin, haklı nedene dayanarak iş sözleşmesini feshetme hakkı da bulunmaktadır. Ücretin hiç ya da bir kısmının ödenmemiş olması bu konuda önemsizdir. Ücretin ödenmediğinden söz edebilmek için işçinin yasa ya da sözleşme ile belirlenen ücret ödenme döneminin gelmiş olması ve işçinin bu ücrete hak kazanması gerekir (Yargıtay 9.HD. 18.1.2010 gün, 2008/14546 E, 2010/193 K.).4857 sayılı İş Kanununun 24 üncü maddesinin (II) numaralı bendinin (e) alt bendinde sözü edilen ücret, geniş anlamda ücret olarak değerlendirilmelidir. İkramiye, prim, yakacak yardımı, giyecek yardımı, fazla mesai, hafta tatili, genel tatil gibi alacakların ödenmemesi durumunda da işçinin haklı fesih imkânı bulunmaktadır (Yargıtay 9. HD. 16.7.2008 gün 2007/22062 E, 2008/16398 K.).İşçinin ücretinin işverenin içine düştüğü ödeme güçlüğü nedeniyle ödenememiş olmasının sonuca bir etkisi yoktur. İşçinin, ücretinin bir kısmını Yasanın 33 üncü maddesinde öngörülen ücret garanti fonundan alabilecek olması da işçinin fesih hakkını ortadan kaldırmaz.Bireysel veya toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan aynî yardımların yerine getirilmemesi de (erzak ve kömür yardımı gibi) bu madde kapsamında değerlendirilmeli ve işçinin “haklı fesih” hakkı bulunduğu kabul edilmelidir.İşçinin sigorta primlerinin hiç yatırılmaması veya eksik bildirilmesi, sosyal güvenlik hakkını ilgilendiren bir durum olsa da Dairemizin 1475 sayılı Yasa döneminde istikrar kazanmış olan görüşü, 4857 sayılı İş Kanunu döneminde de devam etmekte olup, sigorta primlerinin hiç yatırılmaması, eksik yatırılması veya düşük ücretten yatırılması hallerinde de işçinin haklı fesih imkânı vardır (Yargıtay 9. HD. 18.1.2010 gün, 2009/24286 E, 2010/74 K.). Somut olayda; davacı işçi fazla çalışma ücretlerinin ödenmemesi nedeniyle iş sözleşmesini haklı nedenle feshettiğini iddia etmiş, davalı işveren ise davacının fazla çalışma ücretlerinin düzenli ve eksiksiz olarak ödendiğini ileri sürerek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece Dairemizin 18.04.2013 gün ve 2011/7449-2013/12372 sayılı BOZMA kararına uyularak yapılan yargılama sonucunda; ücret bordroları ve ödeme belgelerinden, davacıya Nisan ve Ağustos 2008 aylarında milli bayram çalışması karşılığı 1 kat zamlı ödemeler yapıldığı, Mayıs 2008 ayı için herhangi bir ödemenin yapılmadığı, Ekim 2008 ayında ise 0,5 kat zamlı ödeme yapıldığı, tüm bu ödemeler bir bütün halinde ele alındığında, davalı iş yerinde fazla mesai ücretlerinin ödendiği, sadece Mayıs ayı ödemesinin yapılmadığı, bu ödemenin de Ulusal Bayram Genel Tatil Ücreti ile birlikte toplam 154 TL olduğu, davalı iş yerinde çalışan bir işçinin normal şartlarda ülkemizde iş bulma sıkıntısının yaşandığı bir dönemde 154 TL için iş akdinin feshinin normal olmadığı, zaten bu miktarın da son aya ilişkin bir ücret olduğu, dolayısıyla davacının gerçekte fazla mesai ücretinin ödenmemesi nedeni ile iş akdini feshettiği beyanının doğru olmadığı, hayatın olağan akışına da uygun olmadığı, davacının iş akdini haksız olarak feshettiği anlaşıldığından kıdem tazminatı talebinin reddine, diğer bir kısım alacaklar yönünden davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Mahkemenin "davalı iş yerinde çalışan bir işçinin normal şartlarda ülkemizde iş bulma sıkıntısının yaşandığı bir dönemde 154 TL için iş akdinin feshinin normal olmadığı, zaten bu miktarın da son aya ilişkin bir ücret olduğu, dolayısıyla davacının gerçekte fazla mesai ücretinin ödenmemesi nedeni ile iş akdini feshettiği beyanının doğru olmadığı, hayatın olağan akışına da uygun olmadığı, dolayısıyla davacının iş akdini haksız olarak feshettiği" şeklindeki gerekçesi dosya kapsamına uygun düşmemektedir.Mahkemece hükme esas alındığı bildirilen 10.03.2014 tarihli bilirkişi raporuna göre davacı işçinin Mart ve Mayıs 2008 ve Ekim 2009 ayları fazla çalışma ücretleri ile Mayıs ve Ekim 2008 ayları ulusal bayram genel tatil ücretlerinin ödenmediği sabittir. Ücreti ödenmeyen işçinin alacağı konusunda takibe geçmesi ya da ücreti ödeninceye kadar iş görme edimini yerine getirmekten kaçınması, iş ilişkisinin devamında bazı sorunlara yol açabileceğinden işverenle bir çekişme içine girmek istemeyen işçinin, haklı nedene dayanarak iş sözleşmesini feshetme hakkı da bulunmaktadır. Ücretin hiç ya da bir kısmının ödenmemiş olması bu konuda önemsizdir. Geniş anlamda ücrete dahil olan fazla mesai, hafta tatili, genel tatil gibi alacakların ödenmemesi durumunda da işçinin haklı fesih imkânı bulunmaktadır.Yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda fesihten çok önceki döneme ait ödenmemiş fazla çalışma ve ulusal bayram genel tatil ücreti alacağının varlığı karşısında davacının eylemli haklı feshinin kabulü yerine ücret miktarının düşüklüğü gerekçesiyle kıdem tazminatı talebinin reddine karar verilmesi hatalı olup hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir. F) Sonuç:Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 03.09.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.