MAHKEMESİ : ... İŞ MAHKEMESİğDAVA : Davacı asıl davada kıdem tazminatı ile fazla mesai ücreti, ücret alacaklarının ödetilmesine; birleşen davada ise işverence işe girerken zorla alındığı iddia olunan bono bedeli kadar borçlu olmadığının tespiti ile icra takibine yapılan itirazın iptali, takibin devamı ile %40 icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir. Yerel mahkemece, asıl dava ve birleşen davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Hüküm süresi içinde taraflar avukatlarınca temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I A) Davacı İsteminin Özeti:Davacı, iş sözleşmesini fazla çalışma ücretinin ödenmemesi ve rahatsızlığı sebebiyle raporlu olmasına rağmen çalışmaya mecbur edildiği için feshettiğini ileri sürerek kıdem tazminatı ile fazla çalışma ve ücret alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.Davacı, bu dosya ile birleştirilmesine karar verilen, Üsküdar 3. İş Mahkemesi'nin E:2011/79 K:2011/468 sayılı dosyası ile işvereni tarafından baskı ile alınan bono miktarı kadar borçlu olmadığının tespitine icra takibine yapılan itirazın iptali, takibin devamı ile %40 icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.B) Davalı Cevabının Özeti:Davalı, davacının kargo gönderiminde hata yaparak işyerini terkettiğini ve davacıdan zorla bono alınmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davalının iş sözleşmesini fesihte haksız olduğu gerekçesiyle asıl davanın davanın kabulüne, birleşen dava yönünden ise; davacıdan zorla bono alındığının ispat edilmesi nedeniyle takibe konu senet borcunun bulunmadığının tespitine, icra inkar tazminatı isteminin reddine karar verilmiştir.D) Temyiz:Kararı taraflar temyiz etmiştir.E) Gerekçe:1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre taraf vekillerinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.2-Taraflar arasındaki uyuşmazlık davacının kötüniyet tazminatına hak kazanıp kazanmadığı noktasında toplanmaktadır.Eldeki dava, kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla yapılan takibe karşı menfi tespit istemine ilişkin olmakla, menfi tespit davaları ve kötüniyet tazminatına ilişkin yasal düzenlemelerin irdelenmesinde yarar vardır:Borçlu, aslında borçlu olmadığı veya borçlu olmadığına inandığı bir borcu ödememek için, alacaklının takip yapmasını veya dava açmasını bekleyebilir. Bu durumda aleyhine başlatılan takibe itiraz edebilir. İtiraz üzerine takip duracağından, alacaklı bu itirazı bertaraf ettirmek için harekete geçtiğinde, alacaklının itirazın iptali veya kaldırılması talebi üzerine, borçlu bu konudaki savunmalarını genel mahkemede veya icra mahkemesinde ileri sürebilecektir.Diğer halde borçlu, alacaklının harekete geçmesini beklemeden borçlu olmadığının tespitinde korunmaya değer bir yararı bulunması halinde, borçlu olmadığının tespiti için dava açabilir.(İİK, m. 72/2)Alacaklının takibe girişmesinden sonra, hatta takip kesinleştikten sonra da borçlunun, borçlu olmadığının tespitini mahkemeden istemesi mümkündür. (İİK, m. 72/3)Borçlu, belirtilen şekilde takipten önce veya sonra alacaklıya karşı bir menfi tespit davası açarak bu davayı kazanırsa, hakkındaki icra takibi iptal edilir ve borcu ödemekten kurtulur. Ancak, borçlu borcunu icra dairesine ödedikten sonra, artık menfi tespit davası açamayacaktır. Zira borçlunun sırf borçlu olmadığının tespitinde, hukuki bir yararı yoktur. Bundan sonra, ödediği paranın geri alınması için bir dava açması söz konusu olur ki, bu da istirdat davasıdır (Hakan Pekcanıtez, Oğuz Atalay, Meral S. Özkan, Muhammet Özekes, İcra ve İflas Hukuku, s.156-164)2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu (İİK.)'nun 72 maddesi uyarınca yukarıda açıklanan şekilde menfi tespit davası açan borçlunun tazminat isteme hakkı vardır. Anılan maddenin 5. fıkrası aynen; “Dava borçlu lehine hükme bağlanırsa derhal takip durur. İlamın kesinleşmesi üzerine münderecatına göre ve ayrıca hükme hacet kalmadan icra kısmen veya tamamen eski hale iade edilir. Borçluyu menfi tespit davası açmaya zorlayan takibin haksız ve kötü niyetli olduğu anlaşılırsa, talebi üzerine, borçlunun dava sebebi ile uğradığı zararın da alacaklıdan tahsiline karar verilir. Takdir edilecek zarar, haksızlığı anlaşılan takip konusu alacağın yüzde kırkından aşağı olamaz.” hükmünü içermektedir.Madde metninden de açıkça anlaşıldığı üzere menfi tespit davası açmak zorunda bırakılan borçlunun tazminat talep edebilmesi için gerekli koşullar; bu yönde bir talep olması, borçluya karşı icra takibi yapılmış bulunması ile takibin haksız ve kötüniyetli olmasıdır. ( Baki Kuru, İcra ve İflas Hukuku, 2006, s. 334,335)Başka bir ifadeyle; İİK.nun 72/5'nci maddesi hükmüne göre, menfi tespit davasının davacı (borçlu) lehine sonuçlanması üzerine, alacak likit olsun veya olmasın, böyle bir alacağa dayalı takibin, haksız ve kötüniyetli olması halinde, istem varsa, davacı(borçlu) lehine kötüniyet tazminatına hükmedilmesi gereklidir. Takibin haksız olması tek başına yetmemekte, ayrıca kötüniyetli olması da gerekmekte olup, ispat yükü; takibin kötüniyetli olduğunu iddia eden davacı (borçlu)’nun üzerindedir.Nitekim aynı ilkeler, H.G.K.'nun 17.03.2010 gün ve 2010/19-123 E. 2010/154 K; 7.12.2011 sayılı ve 2011/13-576 E. 2011/747 K ve 20.03.2013 gün ve E:2012/19-778, K: 2013/250 sayılı kararlarında da vurgulanmıştır.Somut olayda davacı haksız takip nedeniyle borçlu olmadığının tespiti yanında bu haksız takip nedeniyle %40 icra inkar tazminatı talebinde bulunmuştur. Davacının talep ettiği tazminat İcra ve İflas Kanunu'nun 72. maddesinde düzenlenen kötüniyet tazminatıdır. Hukuki nitelendirme hakime aittir. Davacının icra inkar tazminatı isteminin İİK.nun 72. maddesi kapsamında değerlendirilmesi gerekirken yanılgılı gerekçe ile reddine karar verilmesi hatalıdır.3- Hükmedilen tazminat ve ücretlerin net mi yoksa brüt mü olduğunun hükümde belirtilmemesinin hükmün infazında tereddüt yaratacağının düşünülmemesi de hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.F) Sonuç:Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenlerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 08.09.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.