MAHKEMESİ : İŞ MAHKEMESİDAVA : Davacı, manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Yerel mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir. Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I A) Davacı İsteminin Özeti:Davalı şirkette işçi olarak çalışırken kendisinden alınan teminat senedi nedeniyle işverence aleyhine icra takbi yapıldığını, bu takip nedeni ile borçlu olmadığının tespitine yönelik açtığı menfi tespit davası devam ederken takibe konu borcun kendisinden tahsil edildiğini, menfi tespit davasının İcra İflas Kanunu gereği istirdat davasına dönüşmesine rağmen Mahkemece istirdat hükmü kurulmadığını, temyiz süresinin geçirilmesi nedeni ile kararın borçlu olmadığının tespiti şeklinde kesinleştiğini ileri sürerek, eldeki bu davanın menfi tespit davasının devamı olarak nitelendirilmesi ile ödenen paranın ve manevi tazminatın davalıdan tahsilini istemiştir. B) Davalı Cevabının Özeti:Davalı, istirdat davasını açmak için gerekli olan 1 yıllık dava açma süresinin geçtiğini, ... İş Mahkemesinin 2003/1306 Esas sayılı menfi tespit kararının 05/12/2008 tarihinde kesinleştiğini, bu kararın kesinleştiği tarihten itibaren de 1 yıllık sürenin geçtiğini, alacağın zamanaşımına uğradığını savunarak, davanın reddini istemiştir.C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:Mahkemece, davacı tarafın yasal 1 yıllık süre içerisinde istirdat davasını açmadığı bu nedenle dava konusu alacağa hak kazanmadığı, davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddi gerektiği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.D) Temyiz:Kararı davacı taraf temyiz etmiştir.E) Gerekçe:1- Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.2- Davacı, davalıca yapılan haksız icra takibi üzerine açtığı menfi tespit davasının lehine sonuçlandığını ancak dava devam ederken takibe konu borcun ödendiğini, menfi tespit davasında hatalı olarak istirdat hükmü yerine sadece tespit hükmü kurulduğunu, ileri sürüp ödediği paranın istirdatına karar verilmesini istemiştir.Davalı, istirdat davası açmak için gerekli olan hak düşürücü sürenin geçirildiğini savunmuş ve Mahkemece hak düşürücü süre geçirildiği gerekçesi ile dava reddedilmiştir. Dosyanın incelenmesinde, Zeytinburnu 2. İcra Müdürlüğünün 2002/1592 Esas sayılı dosyada davacı hakkında 2000 USD bedelli bir bono nedeniyle kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile icra takibi başlatıldığı, bunun üzerine davacı tarafça borçlu olmadığının tespiti amacıyla menfi tespit davası açıldığı ve Bakırköy 1. İş Mahkemesinin 2003/1306 Esas sayılı dosyasında davacı işçinin davalı işverene söz konusu takip nedeniyle borçlu olmadığının tespitine dair karar verilip, kararın 05/12/2008 tarihinde kesinleştiği, dava devam ederken söz konusu takip borcunun icra veznesine ödendiği, görülmüştür. İcra İflas Kanununun 72. maddesine göre, borçlu, menfi tespit davası zımmında tedbir kararı almamış ve borç da ödenmiş olursa, davaya istirdat davası olarak devam edilir. Her ne kadar somut olayda, kesinleşen menfi tespit davasında istirdat hükmü kurulmamış ise de dava devam ederken borç ( son taksidi 13/09/2004 tarihinde) ödenmekle menfi tespit davası yukarıda yazılı Kanun hükmü gereği kendiliğinden isdirdat davasına dönüşür. Mahkemece bu yönde bir karar verilmeden kararın kesinleşmesi sonuca etkili olmayacağından eldeki davada 1 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiğinden de söz edilemez. Açıklanan nedenlerle, davacının istirdat isteminin, hak düşürücü sürenin geçmesi gerekçesiyle reddi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir. F) Sonuç:Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 07/09/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.