MAHKEMESİ : İŞ MAHKEMESİDAVA : Davacı, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ile izin ücreti, fazla mesai ücreti, hafta tatili ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Yerel mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Hüküm süresi içinde davalılardan ... avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I A) Davacı İsteminin ÖzetiDavacı, davalı ... alt işveren işçisi olarak çalışırken haksız şekilde işten çıkarıldığını iddia ederek, kıdem-ihbar tazminatı, yıllık izin ücreti, fazla çalışma ücreti, genel tatil ücreti ve hafta tatili ücretinin ödetilmesini istemiştir.B) Davalı Cevabının ÖzetiDavalı ... , davaya cevap vermemiştir.Davalı Joker Koruma Şirketi vekili, davanın reddini istemiştir.Davalı Serat Güvenlik Şirketi vekili, davanın reddini istemiştir.Davalı Bilmer İnşaat Şirketi, davaya cevap vermemiştir.C) Yerel Mahkeme Kararının ÖzetiMahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.D) TemyizKararı davalı Joker Koruma Şirketi vekili temyiz etmiştir. E) Gerekçe1- Mahkemece, ... yerine, tüzel kişiliği ve taraf ehliyeti bulunmayan Devlet Hastanesi aleyhine açılan davanın sonuçlandırılıp Hastane aleyhine hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı ise de aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.2- Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanunî gerektirici sebeplere göre davalı Joker Koruma Şirketinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.3- İşçiye, işyerinde çalıştığı sırada ara dinlenmesi verilip verilmediği ve süresi konularında taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır. İşçinin günlük iş süresi içinde kesintisiz olarak hiç ara vermeden çalışması beklenemez. Gün içinde işçinin yemek, çay, sigara gibi ihtiyaçlar sebebiyle ya da dinlenmek için belli bir zamana ihtiyacı vardır. Ara dinlenme 4857 sayılı İş Kanununun 68 inci maddesinde düzenlenmiştir. Anılan hükümde ara dinlenme süresi, günlük çalışma süresine göre kademeli bir şekilde belirlenmiştir. Buna göre dört saat veya daha kısa süreli günlük çalışmalarda ara dinlenmesi en az on beş dakika, dört saatten fazla ve yedi buçuk saatten az çalışmalar için en az yarım saat ve günlük yedi buçuk saati aşan çalışmalar bakımından ise en az bir saat ara dinlenmesi verilmelidir. Uygulamada yedi buçuk saatlik çalışma süresinin çok fazla aşıldığı günlük çalışma sürelerine de rastlanılmaktadır. İş Kanununun 63 üncü maddesi hükmüne göre, günlük çalışma süresi on bir saati aşamayacağından, 68 inci maddenin belirlediği yedi buçuk saati aşan çalışmalar yönünden en az bir saatlik ara dinlenmesi süresinin, günlük en çok on bir saate kadar olan çalışmalarla ilgili olduğu kabul edilmelidir. Başka bir anlatımla günde on bir saate kadar olan (on bir saat dahil) çalışmalar için ara dinlenmesi en az bir saat, onbir saatten fazla çalışmalarda ise en az bir buçuk saat olarak verilmelidir.İşçi, ara dinlenme saatinde tamamen serbesttir. Bu süreyi işyeri içinde ya da dışında geçirebilir. İşyerinde geçirmesi ve bu süre içinde çalışmaya devam etmesi durumunda ara dinlenmesi verilmemiş sayılır. Ancak işçi işyerinde kalsa bile, ara dinlenmesi süresini serbestçe kullanabilir, bu süre içinde çalışmaya zorlanamaz. Ara dinlenmesi için ücret ödenmesi gerekmez. Ancak, bu süre işçiye dinlenme zamanı olarak tanınmamışsa, işçinin normal ücretinin ödenmesi gerekir. Bu sürenin haftalık 45 saati aşan kısmını oluşturması halinde ise, zamlı ücret ödenmelidir.Ara dinlenme süreleri kural olarak aralıksız olarak kullandırılır. Ara dinlenmesinin kullandırılması zorunlu ise de, bunun kullanılacağı zamanı belirlemek işverenin yönetim hakkıyla ilgilidir. İşçilerin tamamı aynı anda ara dinlenme zamanını kullanılabileceği gibi, belli bir plan dahilinde sırayla kullanmaları da mümkündür. Ancak ara dinlenme süresinin, işe, ara dinlenme süresi kadar geç başlama veya aynı süreyle erken bırakma şeklinde kullandırılması doğru olmaz. Ara dinlenme süresinin günlük çalışma içinde belli bir zamanda amaca uygun şekilde kullandırılması gerekir (Yargıtay 9.HD, 17.11.2008 gün, 2007/35281 E, 2008/30985 K.). İş Kanununa İlişkin Çalışma Süreleri Yönetmeliğinin 3 üncü maddesinin ikinci fıkrasında, ara dinlenmelerinin iklim, mevsim, yöredeki gelenekler ve işin niteliğine göre yirmi dört saat içinde kesintisiz on iki saat dinlenme süresi dikkate alınarak verileceği hükme bağlanmıştır. Değinilen maddenin birinci fıkrasında ise, ara dinlenme süresinin çalışma süresinden sayılmayacağı açıklanmıştır. Somut olayda davacı, Tarsus 70. Yıl Devlet Hastanesi'nde alt işveren işçisi ve temizlik görevlisi olarak, 4857 sayılı İş Kanunu kapsamında ve belirsiz süreli iş sözleşmesi ile 25.03.2003-18.01.2010 arasında çalışmıştır.Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda, davacının, haftanın 5 günü günde 8 saat, bir gününde ise günde 12 saat çalıştığı, haftalık toplam çalışmasının 52 saat ( 5 x 8 = 40 saat; 40 +12 =52 saat) olduğu, 45 saati geçen 7 saatin de fazla çalışma olduğu kabul edilmiştir.İşyerinde ara dinlenmesi verilmediği yönünde dosyada bir delil bulunmamaktadır.Mahkemece, davacının fazla çalışma alacağının ara dinlenmesi düşülmeden hesaplanması isabetsizdir.4- Yıllık izin ücreti, geniş anlamda ve dönemsel ücret niteliğinde olmayan, bağımsız, fesihle birlikte ücret alacağına dönüşüp muaccel olan ve çıplak brüt ücret üzerinden hesaplanması gereken, ilgili Yasalarda açık hüküm bulunmadığından temerrüt tarihinden itibaren yasal faize tâbi bir alacaktır. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun yürürlüğe girdiği 01.07.2012 tarihinden önce yapılan fesihlerde yıllık izin ücreti zamanaşımı süresi fesihten itibaren 5 yıl iken (818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 126. maddesi), feshin 01.07.2012 tarihinden sonra yapılması durumunda 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 146, 147/1. maddeleri uyarınca zamanaşımı süresi 10 yıldır. 4857 sayılı İş Kanunu, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu ve 854 sayılı Deniz İş Kanunu yönünden yıllık izin ücreti, işçinin veya gemiadamının, kullandırılmayan izin günleri toplamının fesih tarihindeki günlük çıplak brüt ücret ile çarpımı suretiyle brüt olarak hesaplanır. Ancak 5953 sayılı Basın İş Kanunu’nun 21. ve 29. maddelerine göre gazetecinin yıllık izin ücreti, iznin hak edildiği yıldaki çıplak brüt ücret üzerinden ve iki kat olarak hesaplanmalıdır. Yıllık izin ücreti, fesihle birlikte ücret alacağına dönüştüğünden tazminat niteliğinde bir alacak değildir. Bu sebeple, mülga 506 sayılı Yasanın 77. maddesi ve 5510 sayılı Yasanın 80. maddesindeki istisnalar arasında da sayılmadığından sigorta primi kesintisi ile gelir vergisi ve damga vergisi kesintisine tâbidir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu ve 5953 sayılı Basın İş Kanunu kapsamında çalışanların yıllık izin ücreti alacaklarından da aynı kesintiler yapılır. Ancak 4490 sayılı Yasanın 12/5 maddesi uyarınca Türk Gemi Siciline kayıtlı gemilerde çalışan gemiadamlarının yıllık izin ücreti ve diğer ücret alacaklarından gelir vergisi kesintisi yapılmaz. Kural olarak, yıllık izin ücreti ve diğer işçilik alacakları brüt tutardan hesaplanıp hüküm altına alınmalıdır. Ancak davacı net tutardan hüküm kurulmasını istemiş ise talep aşılamayacağından net tutar üzerinden hüküm kurulmalıdır. 4857 sayılı İş Kanunu, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu ve 5953 sayılı Basın İş Kanunu yönünden çıplak brüt ücret üzerinden hesaplanan sonuç brüt izin ücretinin netleştirilmesi ise, bu tutardan mülga 506 sayılı Yasanın 77. ve 5510 sayılı yasanın 80. maddesi uyarınca % 14 sigorta primi kesintisi işçi payı, % 1 işsizlik sigortası primi kesintisi, gelir vergisi ve damga vergisi kesilmesi suretiyle yapılmalıdır. Kesintiler yapılırken önce brüt tutardan ayrı ayrı sigorta primi kesintileri ile damga vergisi kesintisi hesaplanır. Sonra brüt tutardan sadece yapılan sigorta kesintileri (% 15) düşüldüğünde kalan tutar gelir vergisi matrahıdır. Matrah üzerinden gelir vergisi kesintisi hesaplanır. Bundan sonra brüt tutardan, yapılacak tüm kesintiler toplamı düşülerek net yıllık izin ücreti miktarına ulaşılır. Türk Gemi Sicilinde kayıtlı gemilerde çalışan gemiadamlarının net izin ücreti ise, aynı yöntemle fakat gelir vergisi kesintisi yapılmadan hesaplanır. Dairemizi yerleşik kararlarına göre yıllık izin ücreti hesabında işgünleri esas alınmalıdır. Hafta tatili günleri de eklenerek yapılan hesaplamaya itibar edilmesi bozma sebebidir ( Yargıtay 9.HD, 30.05.2007 tarih, 29125/17379 E.K.).Mahkemece, davacının yıllık izin ücreti hesabına hafta tatili günlerinin de eklenmesi ve net olarak hükmedilen yıllık izin ücretinden sigorta primi kesintisi işçi payı ve işsizlik sigortası kesintisinin düşülmemesi hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.F) SonuçTemyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenlerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine, 07.09.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.