MAHKEMESİ : ANKARA 11. İŞ MAHKEMESİTARİHİ : 21/12/2011NUMARASI : 2009/1038-2011/1770DAVA :Davacı, icra takibine yapılan itirazın iptali ile takibin devamına %40 icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir. Yerel mahkeme, isteğin reddine karar vermiştir. Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I A) Davacı İsteminin Özeti:Davacı vekili, davalı işyerinde genel müdür yardımcısı üst düzey koordinatör olarak 10.000,00 TL ücretle çalışan davacının eksik ödenmesi nedeni ile fark ücret alacağı için icra takibi yaptıklarını, davanın takibe itiraz ettiğini belirterek, itirazın iptaline takibin devamına ve davalının icra inkar tazminatına mahkum edilmesini talep etmiştir. B) Davalı Cevabının Özeti:Davalı vekili, davacının net 5.500,00 TL ücretle çalıştığını ve bu ücret üzerinden alacağı bulunmadığını, davanın reddi gerektiğini savunmuştur. C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti: Mahkemece yapılan yargılama sonunda, taraflar arasında uyuşmazlığın ücretin miktarından kaynaklandığı, davacının aylık 10.000,00 TL ücretle çalıştığını iddia ettiğini, bunun 5.500,00 TL lik kısmının bankaya yattığı, 4.500,00 TL lik kısmının ise açıktan ödendiğini iddia ettiği, banka kayıtlarına ve davacı kayıtlarına göre davacının ücretinin 5.500,00 TL olduğu, bu ücretin de makul olduğu, bu ücret üzerinden davacıya ödemelerin yapıldığı, dolayısı ile davacının her hangi bir ücret alacağı kalmadığı, davacının aylığının 10.000,00 TL iddiasının belge ile ispat edemediği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. D) Temyiz:Karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. E) Gerekçe:Taraflar arasında işçiye ödenen aylık ücretin miktarı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır. Çalışma belgesinde yer alan bilgilerin gerçek dışı olmasının da yaptırıma bağlanmış olması, belgenin ispat gücünü arttıran bir durumdur. Kural olarak ücretin miktarı ve ekleri gibi konularda ispat yükü işçidedir. Ancak bu noktada, 4857 sayılı Kanunun 8 inci ve 37 nci maddelerinin, bu konuda işveren açısından bazı yükümlülükler getirdiği de göz ardı edilmemelidir. Bahsi geçen kurallar, iş sözleşmesinin taraflarının ispat yükümlülüğüne yardımcı olduğu gibi, çalışma yaşamındaki kayıt dışılığı önlenmesi amacına da hizmet etmektedir. Bu yönde belgenin verilmiş olması ispat açısından işveren lehine olmakla birlikte, belgenin düzenlenerek işçiye verilmemiş oluşu, işçinin ücret, sigorta pirimi, çalışma koşulları ve benzeri konularda yasal güvencelerini zedeleyebilecek durumdadır. Çalışma belgesi ile ücret hesap pusulasının düzenlenerek işçiye verilmesi, iş yargısını ağırlıklı olarak meşgul eden, işe giriş tarihi, ücret, ücretin ekleri ve çalışma koşullarının belirlenmesi bakımından da önemli kolaylıklar sağlayacaktır. Bu bakımdan ücretin ispatı noktasında delillerin değerlendirilmesi sırasında, işverence bu konuda belge düzenlenmiş olup olmamasının da araştırılması gerekir.Çalışma yaşamında daha az vergi ya da sigorta pirimi ödenmesi amacıyla zaman zaman, iş sözleşmesi veya ücret bordrolarında gösterilen ücretlerin gerçeği yansıtmadığı görülmektedir. Bu durumda gerçek ücretin tespiti önem kazanır. İşçinin kıdemi, meslek unvanı, fiilen yaptığı iş, işyerinin özellikleri ve emsal işçilere ödenen ücretler gibi hususlar dikkate alındığında imzalı bordrolarda yer alan ücretin gerçeği yansıtmadığı şüphesi ortaya çıktığında, bu konuda tanık beyanları gözetilmeli ve işçinin meslekte geçirdiği süre, işyerinde çalıştığı tarihler, meslek unvanı ve fiilen yaptığı iş bildirilerek sendikalarla, ilgili işçi ve işveren kuruluşlarından emsal ücretin ne olabileceği araştırılmalı ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek bir sonuca gidilmelidir. Somut uyuşmazlıkta davalı işyerine işe başlamadan önce başka bir işyerinde işten ayrılma bildirgesine göre 6.500,00 TL net ücretle Genel Müdür Yardımcısı olarak çalışan davacı, davalı işyerinde aynı görevde ve üst düzey koordinatör olarak 10.000,00 TL ücretle işe başladığını, ancak bordroda 5.000,00 TL net ücret gösterildiğini, arta kalanının elden verildiğini, son birkaç aylık ücretin eksik ödendiğini belirterek icra takibinde bulunmuştur. Davalı takibe itiraz etmiştir. Dinlenen davacı tanıkları davacının ücretinin 10.000,00 TL olduğunu belirtmişlerdir. Meslek odası yazısında ise davacının daha düşük ücretle çalışabileceği bildirilmiştir. Mahkemece savunmaya değer verilmiş ve davacının aylığının 10.000,00 TL iddiasının belge ile ispat edemediği, davacının fark ücret alacakları olmadığı kabul edilmiştir.Ancak dosya içeriğine göre davacı işçiye banka yolu ile yapılan son aylardaki ödemeleri 5.500,00 TL ücret göre daha fazla olduğu, bunun dışında 15.02.2008 tarihinde işe başlayan davacıya 20.06.2008 tarihinde toplam 30.000,00 TL banka havalesi ödeme yapıldığı, 5.500,00 TL yi aşan miktarların ve banka havalesi ile ödenen miktarın ücret dışında ödeme olup olmadığı araştırılmamış, çelişki giderilmemiştir. Meslek odasının alacağı ücrete ilişkin yazısının ciddiyetten uzak olduğu da görülmektedir. Yukarda açıklandığı gibi işçi aldığı ücreti her türlü delille kanıtlayabilir. Bu nedenle davacının delilleri üzerinde durulmalı, 5.500,00 TL yi geçen ödemeler ile banka havalesi ile ödenen 30.000,00 TL ödemelerin ücret mi başka bir ödeme mi olduğu açıklığa kavuşturulmalı ve soncuna göre karar verilmelidir. Eksik inceleme ile karar verilmesi hatalıdır. F) Sonuç:Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 09.07.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.