Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 23778 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 20243 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : İSTANBUL 6. İŞ MAHKEMESİTARİHİ : 13/03/2014NUMARASI : 2014/43-2014/131DAVA :Davacı, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, izin ücreti ile fazla mesai ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır. Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I A)Davacı isteminin özeti:Davacı vekili, kıdem, ihbar tazminatı, izin ve fazla mesai ücreti alacaklarının tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. B)Davalı cevabının özeti:Davalı vekili, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.C)Yerel Mahkeme Kararının Özeti: Mahkemece, temyiz edilen kararın dairemizce bozulması üzerine, bozma ilamına uyularak fazla mesai ücreti talebinin reddine, kıdem, ihbar tazminatı ve izin ücreti alacaklarının tahsiline ilişkin karar bozma kapsamı dışında kalarak kesinleştiğinden bahisle bu hususlarda yeniden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.D)Temyiz: Karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.E)Gerekçe: Dosyada sorun bozma üzerine verilen kararda bozma dışında kalan hususlarda yeniden hüküm kurulup, kurulmayacağıdır. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 297nci maddesi uyarınca, mahkeme kararlarının; a)Hükmü veren mahkeme ile hâkim veya hâkimlerin ve zabıt kâtibinin ad ve soyadları ile sicil numaraları, mahkeme çeşitli sıfatlarla görev yapıyorsa hükmün hangi sıfatla verildiğini, b)Tarafların ve davaya katılanların kimlikleri ile Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası, varsa kanuni temsilci ve vekillerinin ad ve soyadları ile adreslerini, c)Tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri, ç)Hüküm sonucu, yargılama giderleri ile taraflardan alınan avansın harcanmayan kısmının iadesi, varsa kanun yolları ve süresini, d)Hükmün verildiği tarih ve hâkim veya hâkimlerin ve zabıt kâtibinin imzalarını, e)Gerekçeli kararın yazıldığı tarihi içermesi, hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi zorunludur. Bu biçim yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereğidir. Aksi hal, hükmün infazında zorluklara ve tereddütlere, yargılamanın ve davaların gereksiz yere uzamasına, davanın tarafı bulunan kişi ve kurumların mağduriyetlerine sebebiyet verecek ve Kamu düzeni ve barışını olumsuz yönde etkileyecektir (Hukuk Genel Kurulu - 2007/14-778 E, 2007/611 K, Dairemizin 01.04.2008 gün ve 2007/38353 Esas, 2008/7142 Karar sayılı ilamı). Hükmün bir kısmının bozma kapsamı dışında bırakılması bu kısımların bağımsız bir şekilde onandığını göstermez, hükmün bir kısmının bozma kapsamı dışında bırakılmasının amacı bu kısımların doğru olduğunu belirlemek, bozmanın sınırlarını çizmek ve bu şekilde usulü kazanılmış hakları oluşturup, korumaktır. Bozma kararı üzerine önceki hüküm tamamen ortadan kalkar. Bu nedenle bozma kararından sonrada Mahkemece HMK’nun 297. maddesinde belirtilen unsurları taşıyacak şekilde yeni bir karar verilmek zorundadır.Somut olayda; Mahkeme tarafından hükmüne uyulan bozma kararı doğrultusunda yapılan inceleme sonunda bozma kapsamı dışında kalan alacaklar hakkında açıkça hüküm kurulması gerekirken “4.117,58 TL kıdem tazminatının 20/10/2008 akdin fesih tarihinden itibaren en yüksek banka mevduat faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 5.951,66 TL ihbar tazminatından 100,00 TL 'sinin 21/11/2008 dava tarihinden bakiyesinin 14/03/2011 ıslah tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 1.750,00 TL izin ücretinden 100,00 TL 'sinin 21/11/2008 dava tarihinden bakiyesinin 14/03/2011 ıslah tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine dair karar bozma kapsamı dışında kalarak kesinleştiğinden bu hususlarda yeniden karar verilmesine yer olmadığına,” şeklinde karar verilmesi hatalı olup kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.F)Sonuç: Hükmün yukarıda açıklanan nedenle BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına 08.07.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.