Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 23364 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 7423 - Esas Yıl 2014
MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİDAVA : Davacı, kıdem tazminatı, ihbar tazminatının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Yerel mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I A)Davacı İsteminin Özeti: Davacı, 01.06.1968 tarihinden itibaren davalı şirkette aylık 350.00.$ + kdv ücret karşılığı mali danışman/müşavir olarak çalıştığını, taraflar arasında akdedilmiş iş sözleşmesinde sözleşmenin başlangıç tarihinden itibaren 1 yıl geçerli olacağı, taraflardan biri 3 ay önceden yazılı bildirimde bulunmadığı taktirde bir yıl uzayacağı öngörülmüş olup, her iki tarafça öngörülen sürelerde fesih bildiriminde bulunulmadığından sözleşmenin belirsiz süreli hale dönüştüğünü ve taraflar arasındaki sözleşmenin davalı işverenlikçe 29.5.2009 tarihinde tek taraflı olarak feshedildiğini, ücretinin serbest meslek makbuzu ile ödenmesinin ve ayrıca bürosu bulunmasının rağmen taraflar arasında hizmet akdi ilişkisi kurulmasına engel teşkil etmeyeceğini iddia ederek; ihbar-kıdem tazminatı alacaklarından oluşan toplam 600.00.TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.B) Davalı Cevabının Özeti:Davalı, davacının şirkette uzun yıllar sözleşmeli mali müşavir olarak çalıştığını ve her ay kararlaştırılan ücretini serbest meslek makbuzu düzenleyerek aldığını, davacı ile şirket arasında 1.1.1991 tarihinde 5 yıl süreli mali müşavirlik sözleşmesi imzalandığını ve daha sonra 22.2.1992 tarihinde yapılan değişiklikle sözleşmenin 9.maddesinin tadil edilerek bu maddede yer alan " taraflardan her biri sözleşmenin feshini herhangi bir zamanda karşı tarafa bir ay evvelinden ihbar edebilir ve sözleşmenin müşteri tarafından feshi halinde meslek mensubu ücretin tamamına hak kazanır " cümlelerinin metinden çıkarılmasının kabul edildiğini, 1.1.1991 tarihli sözleşmenin 29.5.2009 tarihinde feshedilerek 3 aylık Haziran, Temmuz, Ağustos ayı ücretleri aynı tarihte davacıya ödendiğinden davacının kıdem tazminatı dahil şirketten bir alacağı bulunmadığını savunarak davanın reddini savunmuştur.C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davalı işverenin davacının iş akdini haklı neden olmaksızın feshettiği, ihbar öneline ilişkin ücretin ödendiği gerekçesi ile kıdem tazminatı talebinin kabulüne, ihbar tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir. D) Temyiz:Kararı davalı vekili yasal süresi içinde temyiz etmiştir. E) Gerekçe: Uyuşmazlık, taraflar arasındaki ilişkinin 4857 sayılı İş Kanunu kapsamında değerlendirilip değerlendirilemeyeceği ve bu bağlamda iş mahkemesinin görevi noktasında toplanmaktadır.4857 sayılı Kanun'un 1. maddesinin ikinci fıkrası gereğince, 4. maddedeki istisnalar dışında kalan bütün işyerlerine, işverenler ile işveren vekillerine ve işçilerine, çalışma konularına bakılmaksızın bu Kanun'un uygulanacağı belirtilmiştir.İş mahkemelerinin bulunmadığı yerlerde iş davalarına bakmak üzere bir asliye hukuk mahkemesi görevlendirilir. İş davalarına bakmakla görevli asliye hukuk mahkemesine açılan dava "iş mahkemesi sıfatıyla" açılmamış ise, mahkeme görevsizlik kararı veremez. Bu durumda asliye hukuk mahkemesi tarafından, verilecek bir ara kararı ile davaya "iş mahkemesi sıfatıyla " bakmaya devam olunur.Davanın, İş Kanunu kapsamı dışında kalması halinde, iş mahkemesi görevsiz olacağından davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmesi gerekir. Davanın esastan reddi usule aykırıdır.5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu'nun 1. maddesi uyarınca, İş Kanununa göre işçi sayılan kimselerle işveren veya işveren vekilleri arasında, iş akdinden veya İş Kanununa dayanan her türlü hak iddialarından doğan hukuk uyuşmazlıklarının çözüm yeri iş mahkemeleridir.Dosyadaki bilgi ve belgelerden davacının kendisine ait ofisi olup, davalı şirket dışında başka şirketlere de danışmanlık veren ve yaptığı iş karşılığında serbest makbuz düzenleyen bir serbest muhasebeci-mali müşavir olduğu ve davalı şirket ile arasında hiçbir zaman işçi-işveren ilişkisi kurulmadığı, taraflar arasında düzenlenen sözleşmenin “ iş sözleşmesi” olarak isimlendirilmesinin taraflar arasındaki ilişkinin niteliğini değiştirmeyeceği, bu nedenle yargılamanın İş Mahkemelerinin görevine girmeyip, genel mahkemelerin görevli olduğu anlaşıldığından, mahkemece görevsizlik kararı verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.F) Sonuç: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 29.06.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.