MAHKEMESİ : İŞ MAHKEMESİDAVA : Davacı, kıdem tazminatı ile yıllık izin ücreti, fazla mesai ücreti ve prim alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.Yerel mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I A) Davacı İsteminin Özeti:Davacı; davalı işyerinde 01.11.2007 tarihinden itibaren süpervizör olarak çalıştığını, son aldığı net maaşın 1.850 TL olduğunu, aylık 250 TL yemek, 130 TL yol ücretinin olduğunu, Davacıya...yaptırıldığını, bir aylık maaşının yarısı kadar yıllık prim verildiğini, davacının Davalı şirket bünyesinde çalışmakta iken yaptığı araştırma neticesinde sigorta primlerinin eksik yatırılmış olduğunu fark ettiğini ve bu sebeple İş Kanunu’nun 24. Maddesi II-e bendine göre iş akdini 02.01.2013 tarihinde haklı nedenle feshettiğini iddia ederek, kıdem tazminatı, fazla mesai, yıllık izin ve prim alacağının davalıdan tahsilini talep etmiştir.B) Davalı Cevabının Özeti:Davalı; davacının iş akdini kendisinin haksız nedenle feshettiğini, feshin hemen sonrasında başka bir yerde işe başladığını, davacının fazla çalışma yapmadığını, prim alacağı olmadığını, davacıya yapılacak olan ödemelerden, davalı şirkete ödemekle yükümlü bulunduğu ihbar tazminatının mahsup edildiğini, yapılan hesaplamalar sonundan davacının davalı şirkete 1.338,11 TL borçlu kaldığını savunarak davanın reddini talep etmiştir.C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:Mahkemece yapılan yargılama sonunda, bilirkişi raporuna dayanılarak davacının iş sözleşmesini haklı nedenle feshettiği, kullanmadığı izinleri bulunduğu, fazla mesai ücreti ve prim alacaklarının ödenmediği gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. D) Temyiz:Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir. E) Gerekçe:1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.2- İş hukukunda çalışma olgusunu, bu kapsamda fazla mesai yaptığını, tatillerde çalıştığını iddia eden işçi, karşılığı ücretin ödendiğini de işveren kanıtlamalıdır. Fazla ve tatillerde çalışma her türlü delille kanıtlanabilir. Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları, delil niteliğindedir.İşçinin çalışma olgusunun tespitinde işyerinde veya komşu işyerinde çalışanların tanıklığı önemli olduğu gibi tanık olarak dinlenecek kişinin tanıklığına güveni etkileyebilecek bir durumun olup olmadığı da araştırılmalıdır.Diğer taraftan 6100 HMK.’un tanıkla ilgili hükümleri incelendiğinde, 240/1 maddesinde “Davada taraf olmayan kişiler tanık olarak gösterilebilir”, 250. Maddesinde “Tanığın davada yararı bulunmak gibi tanıklığının doğruluğu konusunda kuşkuyu gerektiren sebepler varsa, bunu iki taraftan biri iddia ve ispat edebilir” ve 254. Maddesinde ise “Dinleme sırasında öncelikle tanıktan adı, soyadı, doğum tarihi, mesleği, adresi, taraflarla akrabalığının veya başka bir yakınlığının bulunup bulunmadığı, tanıklığına duyulacak güveni etkileyebilecek bir durumu olup olmadığı sorulur” kurallarına yer verilmiştir. Dairemizin istikrarlı uygulaması gereği, davalı aleyhine dava açanlar tanık olarak dinlenmiş ise bu işçilerin tanıklıklarına kural olarak itibar edilmemesi gerekir. Bu beyanların diğer yan delillerle birlikte değerlendirilerek, sonuca gidilmesi gerekir. Hükme esas bilirkişi raporunda fazla mesai ücret alacağı hesaplanırken, davacı tanık anlatımları delil olarak değerlendirilmiştir. Davacı dava dilekçesinde fazla mesai talebinde bulunmuş, bu alacağını ispat için de tanık deliline tutunmuştur. Dinlenen davacı tanıklarından Seçil davacının eşi, diğer davacı tanığı Kerim ise işyerine karşı dava açmış bir işçidir.Tanıkların konumu, tanıklıklarına duyulacak güveni etkileyecek durumdadır. Bu nedenle tanıklıklarına itibar edilemez. Kaldı ki aynı tarihte işten ayrılan başka iki işçinin işverene karşı açtığı ... İş Mahkemesi’nin ... ve ...Esas sayılı dosyaları üzerinden açtıkları davalarda fazla mesai alacağı reddedilmiş ve Dairemizin ... ve ...Esas sayılı dosyalarında da onanmıştır. Aynı konuda dava açan işçilerin birbirlerine tanıklığı ile bu alacakların varlığı kabul edilemez. Davacının fazla mesai alacağı talebinin reddi gerekirken kabulü hatalıdır. 3-Davacı dava dilekçesinde 2012 yılına ait prim alacağını talep etmiş, davalı da işyerinde prim uygulaması olmadığını savunmuştur. Dinlenen davacı tanıkları işyerinde prim uygulaması olduğunu ve davacının prim aldığını beyan etmişlerdir.Davacı ile işveren arasında yapılmış bir sözleşme dosya içerisinde bulunmadığı gibi işyeri uygulaması olduğu da kanıtlanmamıştır. İşyerinde prim uygulaması olduğunu ispatlayan hiçbir somut delil olmadığı halde sırf davacı tanık beyanları ile davacının prim alacağının olduğunun kabulü sabetsizdir. 4- Hükmedilen miktarların net mi brüt mü olduğunun hükümde belirtilmemesinin infazda tereddüde yol açacağının düşünülmemesi de hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.F) Sonuç:Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenlerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 28.01.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.