MAHKEMESİ : KEŞAN 1. ASLİYE HUKUK (İŞ) MAHKEMESİTARİHİ : 05/10/2011NUMARASI : 2010/300-2011/323DAVA :Davacı, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, yıllık izin ücreti, fazla mesai ücreti, genel tatil ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır. Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I A) Davacı İsteminin Özeti:Davacı, 2003 yılından 2009 yılına kadar davalı yanında şoför olarak çalıştığını, dağıtım sırasında hamallık yapıp mal indirdiğini, sabah saat 05.00-06.00 gibi dolum için Bursa'ya, 06.00-07.00 gibi İstanbul'a alıma gittiğini, akşam saat 23.00-24.00'e kadar işinin başında bulunup diğer işlere de yardım ettiğini, deniz mevsiminde Cumartesi ve Pazar günleri 3-4 ay dağıtım yaptığını, hafta sonu da çalıştığını iddia ederek kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, yıllık izin ücreti, fazla mesai ve genel tatil ücreti alacağının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. B) Davalı Cevabının Özeti:Davalı vekili, davacının alkollü araç kullanması nedeniyle işten çıkarıldığını, tazminat ve alacak talep edemeyeceğini, kendisine zimmetli olan davalı şirkete ait aracı alkollü olarak kullanıldığından davacının iş akdinin bildirimsiz olarak feshedildiğini, .. FA .. plaka sayılı aracı iş sırasında alkollü olarak kullandığı için aracın bağlandığını, iyi niyet kurallarına dayalı olarak hak etmemesine rağmen ihbar tazminatının ödendiğini, tüm fazla çalışma ücretleri, yıllık izin alacakları, kıdem tazminatı ile genel tatil ücretlerinin de hesaplanarak işçiye verildiğini savunarak açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:Mahkemece, davacının iş akdinin, davalı işveren tarafından geçerli nedenlerle feshedildiği gerekçesiyle açılan davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. D) Temyiz:Kararı süresi içersinde davalı vekili temyiz etmiştir. E) Gerekçe: 1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir. 2-Davacı işçinin fazla çalışma yapıp yapmadığı konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır. Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır. Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır. İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille yapılabilir. Bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda, işçinin bordroda belirtilenden daha fazla çalışmayı yazılı belge ile kanıtlaması gerekir. İşçiye bordro imzalatılmadığı halde, fazla çalışma ücreti tahakkuklarını da içeren her ay değişik miktarlarda ücret ödemelerinin banka kanalıyla yapılması durumunda, ihtirazi kayıt ileri sürülmemiş olması, ödenenin üzerinde fazla çalışma yapıldığının yazılı delille ispatlanması gerektiği sonucunu doğurmaktadır.İş sözleşmelerinde fazla çalışma ücretinin aylık ücrete dahil olduğu yönünde kurallara sınırlı olarak değer verilmelidir. Dairemiz, 270 saatle sınırlı olarak söz konusu hükümlerin geçerli olduğunu kabul etmektedir. Günlük çalışma süresinin onbir saati aşamayacağı Kanunda emredici şekilde düzenlendiğine göre, bu süreyi aşan çalışmaların denkleştirmeye tabi tutulamayacağı, zamlı ücret ödemesi veya serbest zaman kullanımının söz konusu olacağı kabul edilmelidir. Fazla çalışma yönünden diğer bir yasal sınırlama da, İş Kanununun 41 inci maddesindeki, fazla çalışma süresinin toplamının bir yılda ikiyüzyetmiş saatten fazla olamayacağı şeklindeki hükümdür. Ancak bu sınırlamaya rağmen işçinin daha fazla çalıştırılması halinde, bu çalışmalarının karşılığı olan fazla mesai ücretinin de ödenmesi gerektiği açıktır. Yasadaki sınırlama esasen işçiyi korumaya yöneliktir (Yargıtay 9.HD. 18.11.2008 gün 2007/32717 E, 2008/31210 K.). Somut olayda; olağan dışı fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlü olup davacı tanıklarının beyanları, hesaplama unsurlarını ortaya koyacak nitelikte değildir. Davacının yaptığı iş ve davalı tanık beyanları birlikte değerlendirildiğinde, tüp dolumu için şehir dışına çıktığı günlerin haricinde saat 08.00-09.00 gibi işbaşı yaptığı, haftada bir gün dolum için şehir dışına çıktığı, şehir içi dağıtımın ise ortalama saat 20.00 gibi sona erdiği sonucuna ulaşılmaktadır. Davacının olağandışı fazla çalışmasının bu sürelere göre belirlenerek sonuca gidilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi hatalıdır. 3-Genel tatil ücreti ile ilgili olarak beyanına itibar edilen tanık işyeri çalışanı olmayıp, çalışma koşullarını bilebilecek konumda da değildir. Bu durumda genel tatil ücretinin davalı tanık beyanları gözetilerek hesaplanması gerekeceğinin gözetilmemesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir. F) Sonuç:Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 29.01.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.