Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 22754 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 6475 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİDAVA : Davacı, ihbar tazminatının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Yerel mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Hüküm süresi içinde davalı ... avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I A) Davacı İsteminin Özeti:Davacı işveren vekili, davalılardan ...'ın müvekkili işyerinde 23.10.2009-17.10.2012 tarihleri arasında belirsiz süreli iş akdi ile çalıştığını, iş akdinin bildirimde bulunmaksızın davalılardan ... tarafından sona erdirildiğini, ihbar öneli kullandırılmadığını, davalılardan ...'ın iş akdini usulsüz feshettikten sonra... 'de işe başladığını, 27.12.2012 tarihinde ...'ye ihtarname çekerek usulsüz feshin bildirildiğini, 4857/23. Maddesi uyarınca ... 'nin de uğranılan zarardan sorumlu olduğunu ileri sürerek ihbar tazminatı alacağının davalılardan tahsilini istemiştir.B) Davalı Cevabının Özeti:Davalı işveren... vekili, Kanunu'nun 23. Maddesinin aradığı hiçbir koşulun müvekkili için oluşmadığını, davalı işçinin davacı işyerinde ayrılmasına sebebiyet vermediklerini, işten ayrılma ile ilgili hiçbir bilgisinin ve dahlinin bulunmadığını, sağlanan çalışma koşullarının birbirine yakın olduğunu, herhangi bir ayartma olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.Davalı işçi ... vekili, iş akdinin anlaşılarak sona erdirildiğini, davacının isteği üzerine istifa dilekçesi verildiğini, davacının kötü niyetli olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davalı işçinin iş akdinin anlaşmalı olarak sona erdirildiğini ispat edemediği gerekçesiyle ihbar tazminatından sorumlu olduğuna, diğer davalı yönünden ise şartları oluşmadığından davanın reddine karar verilmiştir. D) Temyiz:Kararı davalı ... vekili temyiz etmiştir. E) Gerekçe:6100 Sayılı HMK.’un 27. Maddesinde hukuki dinlenilme hakkı kurala bağlanmıştır. Hukukî dinlenilme hakkı, Anayasanın 36 ncı maddesinde ve ... Hakları Sözleşmesinin 6 ncı maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkının en önemli unsurudur. Hukuki Dinlenilme Hakkı” gereğince davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahip olup, bu hakkın yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunmasını, açıklama ve ispat hakkını, mahkemenin, açıklamaları dikkate alarak değerlendirmesini ve kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesini içermektedir. Mahkemeler, kararlarını somut ve açık bir şekilde gerekçelendirmek zorundadırlar. Eksik, şeklî ve görünüşte gerekçe yazılması adil yargılanma hakkının (hukukî dinlenilme hakkının), ihlâlidir.Öte yandan, ön inceleme duruşması taraflar arasındaki uyuşmazlıkları tespit etmek için yapılmaktadır. Ön inceleme duruşması yapılmadan, taraflar arasındaki uyuşmazlık usulünce tespit edilmeden önce taraflara tanık isim ve adreslerini bildirmesi için kesin süre verilemez. Tarafların uyuştukları ve ayrıştıkları hususlar henüz belirlenmeden taraflardan, ön inceleme duruşmasından önce davanın daha başında (tensiple) tanık isim ve adreslerini bildirmeleri beklenemez. Mahkemece buna aykırı davranılması da 6100 sayılı HMK’nın 27. maddesinde belirtilen hukuki dinlenilme hakkını zedeler. Aynı Kanunun 243. Maddesinin 1. Fıkrasına göre “ Tanık davetiye ile çağrılır. Ancak, davetiye gönderilmeden taraflarca hazır bulundurulan tanık da dinlenir. Şu kadar ki, tanık listesi için kesin süre verildiği ve dinlenme gününün belirlendiği hâllerde, liste verilmemiş olsa dahi taraf, o duruşmada hazır bulundurursa tanıklar dinlenir.” Mahkemece yapılması gereken; ön inceleme aşamasında uyuşmazlık tespit edildikten sonra tanık dinletme talebi olan davalının tanık deliline dayanıp dayanmadığını tespit ederek, tanık deliline dayanmışsa tanık isim ve adreslerini bildirmesi için kesin süre vermektir.Somut uyuşmazlıkta, Mahkemece taraflar ön inceleme duruşmasına davet edilmiş, davalı işçi vekili 26.12.2013 tarihli ön inceleme duruşmasına mazeret bildirerek katılmamış, Mahkemece davalı ... vekilinin mazereti kabul edilmiş, davalı tarafa tanıklarını bildirmesi için kesin bir süre verilmemiş ve tebligat da yapılmamıştır. Davalı ... vekili ise ön inceleme duruşmasından önce 11.11.2013 tarihinde tanık listesi sunmuştur. Ön inceleme duruşmasını takip eden 10.04.2014 tarihli celsede davalı ... vekili tanıklarının dinlenmesini talep etmiş, Mahkemece tanıkların dinlenmesi yönünde ara karar oluşturulmuş, bir sonraki celse ara karar gereği tanıklar hazır olmasına rağmen “kesin süre içinde delillerin sunulmadığı” gerekçe gösterilerek tanık dinletme talebi reddedilmiş ve dosya hesap bilirkişisine tevdii edilmiştir.Mahkemece, ön inceleme duruşmasında uyuşmazlık tespit edildikten sonra davalı tanıklarına HMK 240/3. Maddesi uyarınca davetiye tebliğine, davetiye tebliğine rağmen hazır bulunmadıkları taktirde HMK 245. Maddesi uyarınca zorla getirmeye yönelik usuli işlemleri yerine getirerek yargılama yapıp sonuca gidilmesi gerekirken, bu usule riayet edilmeden ve yerinde olmayan gerekçe ile davalı ...'ın tanıkları dinlenmeden yargılamanın bitirilip sonuçlandırılması hukuki dinlenilme hakkının ihlali niteliğinde olup, bozmayı gerektirmiştir.F) Sonuç:Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, bozma sebebine göre sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 22.12.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.