MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİDAVA : Davacı, kıdem tazminatı ile yıllık izin ücreti, asgari geçim indirimi farkı alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Yerel mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir. Hüküm süresi içinde taraflar avukatlarınca temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I A) Davacı İsteminin Özeti:Davacı; 12/01/1997 tarihinden itibaren 12 yıl ... gazetelerini yayınlayan Türk Medya gurubunda haber merkezine bağlı ...-...bölgesinden sorumlu muhabir olarak 12 yıl çalıştığını, .. arasında özel haberleri içeren yazılarının anılan gazetelerde yayınlandığını, 01/04/2005 tarihinden itibaren telif sözleşmeli olarak istihbarat ve haber bölge sorumlusu olarak iş akdinin haklı neden olmaksızın feshedildiği 01/06/2009 tarihine kadar aralıksız çalışıp işverenin tüm yasal haklarının ödeneceği sözü üzerine kendisine gönderilen ihraname-feragatname belgesini imzaladığını, ancak sadece 2009 Mayıs ayı ücretinin Banka hesabına yatırıldığını, iddia ederek 01/04/2002-07/07/2009 tarihleri arası geçen hizmet süresine ilişkin hak ettiği kıdem tazminatı, yıllık ücretli izin alacağı ve asgari ücret farkına ilişkin eksik ödenen ücret alacağının davalıdan tahsilini talep etmiştir. B) Davalı Cevabının Özeti:Davalı; davacı ile şirket arasında 01/04/2005 tarihinde imzalanan telif sözleşmesi uyarınca şirkete ait gazete ve mecmualarda davacıya ait haber, fotoğraf, röportaj gibi eserlerin yayınlanması halinde davacıya telif ücreti ödenmesi ve karşılığında davacının yayınlanan bu eserler üzerindeki mali haklarının şirkete devredilmesinin kararlaştırıldığını, bu durumda ... Yasası’na tabi ücret karşılığı işverene bağımlı çalışan vasfı bulunmamakla davacının kıdem tazminatı ile yıllık ücretli izin alacak talebinin yasal dayanaktan yoksun olduğunu, telif bedeli olarak deme yapılmakla yasal asgari ücret fark talebinin de mümkün olmadığını savunarak davanın reddini talep etmiştir. C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:Yerel Mahkemenin ilk kararı, Dairemizin 13/10/2014 tarih ve 2012/31960 Esas, 2014/29457 Karar sayılı ilamıyla “... Hakları Sözleşmesi’nin 6. maddesi ve Anayasanın 36. maddesine göre, herkes, yasal yollardan faydalanarak yargı yerleri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir. Adil yargılanma hakkı, HMK.27’deki hukukî dinlenilme hakkını da içeren daha geniş bir haktır ve hukuk devletinin bir gereğidir.Adil yargılanma hakkı, kanunî, bağımsız ve tarafsız bir mahkeme tarafından yargılanma, makul süre içinde yargılanma, hakkaniyete uygun yargılanma ve hukukî dinlenilme haklarını kapsar.Hukukî dinlenilme hakkı, adil yargılanma hakkının en önemli unsurudur. HMK.27’ye göre, tarafların yargılama ile ilgili bilgi sahibi olması, bilgi sahibi olduğu konuda açıklama ve ispat hakkını kullanabilmesi, mahkemenin tüm iddia ve delilleri dikkate alarak kararını gerekçeli olarak vermesi gerekir. Dava sonucundan etkilenecek bütün kişilerin hukukî dinlenilme hakları vardır. Davanın tarafları yanında kendi hakkıyla bağlantılı olarak fer’i müdahilin de hukukî dinlenilme hakkı vardır. Hukukî dinlenilme hakkına aykırılık, kanun yolu incelemesinde re’sen dikkat alınır ve bozma sebebidir. Örneğin; dava dilekçesinin usulüne uygun olarak davalıya tebliğ edilmeden aleyhine hüküm kurulması, ıslah dilekçesi davalıya tebliğ edilmeden ıslah ile artırılan talebin hüküm altına alınması (HMK.177), tarafların gösterdiği deliller toplanmadan karar verilmesi, hukukî dinlenilme hakkının ihlalidir.Somut olayda dava, 22.04.2010 tarihinde açılmıştır.Mahkemece, 08.12.2010 tarihli duruşmada davalı vekiline, delillerini bildirmesi, her bir tanık için 5 TL davetiye gideri ve 20 TL tanık ücretini yatırması için 20 gün süre verilmiştir.Davalı vekili, 01.07.2011 günü tanık listesi vermiş ve delillerini bildirerek tanıklarının dinlenmesini istemiştir.Mahkemece, davalı tanıkları dinlenmeden bilirkişi raporu alınmış, 29.03.2012 günlü duruşmada, davanın geçirdiği safahat, davalının delillerini bildirmemiş olması, süreye uyulmaması gerekçesiyle davalının tanık dinletme talebinin reddine karar verilmiş ve daha sonra ise mevcut delillere göre yazılı şekilde hüküm tesis edilmiştir.Somut olayda, mahkemece, yöntemine uygun olarak kesin süre verilmediği hâlde davalının gösterdiği deliller toplanmadan ve davalı tanıkları dinlenmeden karar verilmesi adil yargılanma ilkesi ve hukukî dinlenilme hakkının ihlali olup, bozmayı gerektirmiştir.” gerekçesiyle sair yönler incelenmeksizin bozulmuştur. Yerel mahkemece, bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde davanın kabulüne karar verilmiştir. D) Temyiz:Kararı, taraflar temyiz etmiştir. E) Gerekçe:1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalının tüm, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.2-Davacı dava dilekçesinde 01/04/2005 tarihinden fesih tarihi olan 07/07/2009’a kadar hak ettiği alacaklarını talep etmiş, ancak yargılama sırasında 09/09/2009 tarihli oturumda talep başlangıç tarihini 01/04/2002 olarak düzeltmiştir. Bilirkişi raporunda davacının hak ettiği alacakları, dava dilekçesinde belirtilen tarih olan 01/04/2005’ten itibaren hesaplanmış, mahkeme bu raporu hükme esas almıştır.Davalı tarafından davacıya imzalatılan ve her iki tarafın delil listesinde yer alan “İbraname-Feragatname” başlıklı belgede de davacının çalışma tarihleri 01/04/2002-31/05/2009 olarak belirtildiğinden davacının hizmet süresinin başlangıç tarihinin düzeltme talebide dikkate alınarak 01/04/2002 tarihi olarak kabulü gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile 01/04/2005 olarak belirlenmesi ve hesaplamaların bu tarihe göre yapılıp hüküm altına alınması hatalıdır. F) Sonuç: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 22.12.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.