Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 2267 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 1875 - Esas Yıl 2013
MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİDAVA :Davacı vekili, davacı işçiden davalı işveren tarafından bankada çekilecek kredide kullanılmak üzere baskı ile teminat senedi olarak alınan, davalı bankaya güvence olarak verilen ve takibe konulan senetten dolayı davalı borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, davanın kabulüne dair verilen kararın davalı Banka vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 08.03.2012 gün ve 2009/45416 Esas, 2012/7751 Karar sayılı kararı ile “Türk Ticaret Kanunu’nun 599. Maddesi uyarınca keşideci ile lehtar arasındaki ödeme def’inin iyi niyetli hamile karşı ileri sürülmeyeceği, davalı bankanın sözleşmede taraf bulunmadığı, bononun teminat olarak düzenlendiğinin, lehtar bankaya karşı ileri sürülemeyeceği, davalı banka hakkında borçlu olmadığının tespitine karar verilmesinin yasaya aykırı olduğu” gerekçesi ile bozulmasına karar verilmiştir. Mahkemece bozma sonrası yapılan yargılama sonunda, “bankanın kredi işlemleri sırasında yüklü teminat senedi alırken, bu senedi tanzim eden keşidecinin ve cirantaların kimleri olduğunu araştırması gerektiği, davacı işçinin işini kaybetme korkusu ile müzayakaya düşerek sendi imzaladığı, olayda ikrah olması nedeni ile senedin işçi açısından hükümsüz olacağı, hükümsüzlüğün ise herkese karşı ileri sürülebileceği” gerekçesi ile konusundaki bozmaya karşı direnilmiştir. Direnme kararının süresi içinde davalı ... şirket vekili tarafından temyiz edilmiş olup, Dairemizin 6352 sayılı kanunun 40. maddesi ile eklenen 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun geçici ikinci maddesi uyarınca öncelikle inceleme yetkisi olduğu anlaşılmakla dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Dairemizin “Türk Ticaret Kanunu’nun 599. Maddesi uyarınca keşideci ile lehtar arasındaki ödeme def’inin iyi niyetli hamile karşı ileri sürülmeyeceği, davalı bankanın sözleşmede taraf bulunmadığı, bononun teminat olarak düzenlendiğinin, lehtar bankaya karşı ileri sürülemeyeceği, davalı banka hakkında borçlu olmadığının tespitine karar verilmesinin yasaya aykırı olduğu” gerekçesi ile verilen karara karşı yerel mahkemece “bankanın kredi işlemleri sırasında yüklü teminat senedi alırken, bu senedi tanzim eden keşidecinin ve cirantaların kimleri olduğunu araştırması gerektiği, davacı işçinin işini kaybetme korkusu ile müzayakaya düşerek senedi imzaladığı, olayda ikrah olması nedeni ile senedin işçi açısından hükümsüz olacağı, hükümsüzlüğün ise herkese karşı ileri sürülebileceği” gerekçesi ile direnilmiş olup, Dairemizin verdiği bozma kararının 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 167 (6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 188) maddesi uyarınca hükümsüzlüğün 3. kişiye karşı ileri sürülmesi karşısında yerinde olmadığı, yerel mahkemesince bu hususun düzeltildiği anlaşılmakla, dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun geçici ek ikinci maddesi uyarınca ONANMASINA, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden davalılardan ....ye yükletilmesine, 21.01.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.