Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 22522 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 7371 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİDAVA :Taraflar arasındaki, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ile fazla mesai ücreti, hafta tatili ücreti, genel tatil ücreti, yıllık izin ücreti, ücret alacaklarının ödetilmesi davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı nedenlerle gerçekleşen miktarın faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine ilişkin hüküm süresi içinde duruşmalı olarak temyizen incelenmesi davalılar avukatınca istenilmesi üzerine dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 20/12/2016 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü davalılar adına Avukat ... ile karşı taraf adına Avukat ... geldiler. Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor sunuldu, dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I A) Davacı İsteminin Özeti:Davacı vekili; müvekkilinin davalı işverene ait işyerinde, 01.05.1999-03.08.2013 tarihleri arasında dönemde çalıştığını, sigortasının bir dönem davalı Şirket, bir dönem ise diğer davalı üzerinden yapıldığını, davalı Şirketin asıl sahibinin diğer davalı ... olduğunu; davalı işverenin müvekkilini hakaret ederek işyerinden kovdu??unu ve bu şekilde iş sözleşmesini feshettiğini, müvekkilinin satış danışmanı ve ön muhasebe görevlisi olarak çalıştığını, son aylık ücretinin net 3.250.00 TL olduğunu ve işçilik alacaklarının ödenmediğini ileri sürerek; kıdem ve ihbar tazminatları ile maaş, fazla çalışma, hafta tatili, genel tatil ve yıllık izin ücreti alacaklarının davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.B) Davalı Vekilinin Cevabının Özeti:Davalılar vekili; kıdem ve ihbar tazminatı dışındaki talepler yönünden 5 yıllık zamanaşımı def’inde bulunduklarını, davacı işçinin her iki işveren yanında geçirdiği çalışmalar nedeniyle, her iki davalı işverenin, çalışma süreleriyle orantılı olarak ayrı ayrı sorumlu olması gerektiğini, davacı işçinin kendisinin işten ayrıldığını, 9.00-18.00 saatleri arasında çalıştığını, 1 saat yemek molası ve 15 dakikalık iki adet çay molası kullandığını, hafta tatillerinde çalıştığında ücretinin ödendiğini; asgari ücret aldığını, maaş dışında davacı işçinin hesabına yatırılan paranın işyeri giderleri için verilen para olduğunu, davacı işçinin ücret alacağı olmadığını, bayram ve genel tatil günlerinde işyeri kapalı olduğundan bu günlerde çalışma yapılmadığını, yıllık ücretli izinlerini kullandığını savunarak; davanın reddine karar verilmesini istemiştir.C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. D) Temyiz:Karar süresinde davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.E) Gerekçe:1- Dosyadaki yazılara, delillerin taktirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalıların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.2- Davacı işçinin yıllık izin ücreti alacağı bulunup bulunmadığı, taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.Yıllık izinlerin kullandırıldığı noktasında ispat yükü işverene aittir. İşveren yıllık izinlerin kullandırıldığını imzalı izin defteri veya eşdeğer bir belge ile kanıtlamalıdır.Dosya içerisinde yer alan ve davacı işçinin imzasını taşıyan; yıllık ücretli izin çizelgesi, 2009 yılına ait yıllık izin formu ve 08/2009 dönemi imzalı ücret bordrosundan davacı işçinin 124 günlük ücretli izin kullandığı anlaşılmaktadır.Mahkemece hükme esas alınan raporunda; davacının kullandığı izinlerin düşümü ile alacak hesaplanmış ise de; hesaplamada davacının 15 yıl çalıştığının kabulü ile toplamda 262 gün izne hak kazandığı belirtilmiştir. Oysaki davacının hizmet süresi 14 yıl 3 ay 2 gün olup, 15 yılı doldurmadığından toplamda 242 gün izne hak kazandığı ortadadır. Kullanılan izinlerin düşülmesi ile davacının 118 günlük ücretli izin alacağının hüküm altına alınması gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi hatalıdır.3- Taraflar arasında işçiye ödenen aylık ücretin miktarı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır. Çalışma yaşamında daha az vergi ya da sigorta pirimi ödenmesi amacıyla zaman zaman, iş sözleşmesi veya ücret bordrolarında gösterilen ücretlerin gerçeği yansıtmadığı görülmektedir. Bu durumda gerçek ücretin tespiti önem kazanır. İşçinin kıdemi, meslek unvanı, fiilen yaptığı iş, işyerinin özellikleri ve emsal işçilere ödenen ücretler gibi hususlar dikkate alındığında imzalı bordrolarda yer alan ücretin gerçeği yansıtmadığı şüphesi ortaya çıktığında, bu konuda tanık beyanları gözetilmeli ve işçinin meslekte geçirdiği süre, işyerinde çalıştığı tarihler, meslek unvanı ve fiilen yaptığı iş bildirilerek sendikalarla, ilgili işçi ve işveren kuruluşlarından emsal ücretin ne olabileceği araştırılmalı ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek bir sonuca gidilmelidir.Somut uyuşmazlıkta; davacı, aylık ücretinin net 3.250 TL olduğunu iddia etmiş; davalı ise davacının asgari ücret ile çalıştığını savunmuştur. Ücret bordroları imzasız olup, davacıya ait hesap ekstresi incelendiğinde asgari ücret dışında "hesaba aktarılan" kaydı ile başka miktarlarda da ödemelerin yapıldığı görülmüştür. Davacı tanığı Hüseyin, kendisinin 2011 yılında işten ayrıldığını ve davacının bu tarih itibari ile net 2.750 TL ücret aldığını bildirmiştir. Mahkemece, davacının aylık net 3.250 TL ücret ile çalıştığı kabul edilmiştir.Davacının kıdemi, davacı tanığının beyanı ve hesap ekstresi dikkate alındığında davacının bordrolarda yer alan ücret ile çalışmadığı şüphesi ortaya çıkmaktadır. Mahkemece, davacının fiilen yaptığı iş, kıdemi ve işyerinin özellikleri belirtilerek; ilgili kurum ve kuruluşlar ile meslek odalarından emsal ücretin ne olabileceği araştırılmalı ve tüm deliller ile değerlendirilerek sonuca gidilmelidir.Eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir. F)SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepden dolayı BOZULMASINA, davalılar yararına takdir edilen 1.350.00 TL. duruşma avukatlık parasının karşı tarafa yükletilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 20.12.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.