MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİDAVA : Davacı, ilave tediye alacağının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Yerel mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I A) Davacı İsteminin Özeti:Davacı vekili, davacının davalıya ait İşlerde davalının yasaya aykırı olarak taşeronluk ilişkisi kurduğu birçok şirketin sigortalısı olarak çalışmaya başladığını, davacılar gerçekte davalı şirketin işinde onun görevlendirdiği çalışanların denetimi ve planlaması altında davalının kadrolu işçileri ile aynı işte çalıştığını, açma-kesme çalışanı olduğunu, davacının davalı işverenliğin 4857/2 ile Alt İşveren Yönetmeliğine aykırı ve muvazaalı şekilde taşeronluk ilişkisi kurduğu şirketlerin sigortalısı olarak çalıştırıldığını, davalı ile taşeronlar arasındaki ilişkinin muvazaaya dayandığı ... Sen’in İş ... Kurulu Başkanlığına yaptığı başvuru sonucu düzenlenen 10.5.2011 tarihli raporla tespit edildiğini, bu raporun tebliğinden sonra davalı şirket muvazaanın tespit edildiği raporun iptali için dava açt??ğını, bu davanın 7.2.2013 tarihinde redle sonuçlandığını, bu karar mevzuata göre kesin olduğunu. davalının muvazaaya dayanan taşeronluk ilişkisi kurduğu şirketlerin sigortalısı olarak çalışan davacı dahil işçiler baştan beri davalının işçileri sayılacağını, dolayısıyla davacı 6772 sayılı Kanunun kamu işçilerine tanıdığı ilave tediye alacağına hak kazandığını, buna dair işverene başvurulmuşsa da bir ödeme yapılmadığını, davacının ücreti emsal kadrolu işçilerin ücretinden daha düşük belirlendiği gibi taşeron şirketler ücretleri tam olarak sigorta kaydında göstermediklerini, emsal ve gerçek ücret belirlenerek hesaplama yapılması gerektiğini belirterek ilave tediye alacağının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. B) Davalı Cevabının Özeti:Davalı vekili, zamanaşımı ve husumet itirazı yanında, muvazaa gerekçesi olarak müfettiş raporuna karşı açtıkları itiraz davası olup tespit niteliğinde olduğunu, Yargıtay denetiminden geçmemiş bir karar olduğu için dayanak alınamayacağını, ihale konusu işlere yönelik yapılan hizmet alımı ihale sözleşmeleri yasa, yönetmelik, genelge, talimat ve şartnamelere uygun olduğunu, bu konuda İdare Mahkemesinde açılan dava reddedildiği ve Danıştay aşamasından geçerek kesinleştiğini, davacı dava dışı asıl işverenin işçisi olup davalı şirketin işyerinde işveren olarak taraf olduğu ... den yararlanma istemi İş Kanunu düzenlemesi açısından mümkün olmadığını, davacı serbest iradesiyle taşeron firmalarda hizmet akdi imzalayarak çalıştığını, bu sözleşme koşullarıyla bağlı olduğunu, tüm taleplerini hizmet akdinin tarafı olan taşeron firmalara yönlendirmesi gerektiğini, şirket ihale yasasına tabi olarak taşeron firmalarla sözleşme imzaladığını, ihale sözleşmeleri ve eki şartname hükümlerine göre yüklenicinin çalıştırdığı tüm personelin özlük haklarıyla ilgili hususlar yükleniciye ait olduğunu, şirketin İhale yasasına tabi olarak davacının muvazaa iddiası yerinde olmadığını, dava dışı firma veya firmalar ile Bedaş arasında akdedilen ihale sözleşmesi hükümlerine göre bu işin tamamı ihale edildiğinden dava dışı firmalar alt işveren olmayıp başka il ve ilçelerde bu nevi işleri yapan ve istihdam eden asıl işveren olduğunu, davacıyı istihdam eden anahtar teslimi iş kendisine ihale edilen işleri yapan ve böylece asıl işveren olan firmalar olduğunu, Bedaş ise ihale makamı olduğunu, Bedaş' ın hiçbir sorumluluğu olmadığını, davanın reddi gerektiğini savunmuştur. C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti: Mahkemece yapılan yargılama sonunda, davacının çalıştığı bir kısım işverenleri tarafından açılan davada, taşeronlar ile Bedaş arasındaki sözleşmelerin muvazaalı iş ilişkisine dayalı olduğu hususunun ... l.nci İş Mahkemesinin 2011/681 Esas ve 2013/16 karar sayılı ilamı ile kesinleştiği, davacı ve davacı gibi çalışan kişilerin artık ilk çalışmaya başladıkları tarihten itibaren davalı Bedaş’ın işçisi olarak kabul edilmeleri gerektiği, davacı ve davacı gibi çalışan işçilerin yaptıkları işlerin aynı iş olduğu ve ancak alt işveren olarak adlandırılan ve muvazaa konusu olan işi yüklenmiş olan işverenler nezdinde çalıştıkları dikkate alındığında tüm çalışma dönemleri için aynı koşulların mevcut olduğu düşünülerek ilk işe girişten itibaren muvazaalı bir akde istinaden davalı işveren işçisi gibi kabul edilerek buna göre muhtemel hesaplama ve değerlendirmelerin yapılması ve davacının emsali olan işçinin almakta olduğu ücret ve diğer haklar nazara alınarak davacının da bu işçi gibi davalı işyerinde çalışmış olsa idi alması gereken haklarının belirlenmesi gerektiği gerekçesi ile davanın kabulü ile zamanaşımı da dikkate alınarak alınan hesap raporu doğrultusunda alacağın tahsiline karar verilmiştir. D) Temyiz:Kararı davalı vekili temyiz etmiştir. E) Gerekçe: 1.Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir. 2. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda ilave tediye alacağının hesaplanmasına esas ücret, emsal sendika üyesi işçinin ücreti esas alınarak belirlenmiş ve buna göre hesaplama yapılarak davaya konu işçilik alacakları kabul edilmiştir. Asıl işveren alt işveren ilişkisinin muvazaaya dayanması sebebiyle davacı işçi baştan itibaren asıl işverenin işçisi sayılsa da davacının toplu iş sözleşmesinden yararlanması sendikaya üyeliğinin işverene bildirildiği tarihten geçerlidir. Bu nedenle davalının işçisi olarak çalışan ve daha önceki sendikaya üyeliği sebebiyle önceki toplu iş sözleşmelerinde de yaralanan işçi ücretinin emsal alınması doğru olmaz. Bu nedenle öncelikle davacının sendika üyesi olup olmadığı ve üyeliğinin işverene bildirilip bildirilmediği araştırılmalı, bu durum sabit ise davacının sendikaya üye olduğu tarihte almakta olduğu ücretine, toplu iş sözleşmesinden yararlanmaya başladığı tarihte yürürlükte olan toplu iş sözleşmesi hükümleri uygulanmak suretiyle artışlar yapılmalı ve tespit edilen ücretlerine, sendika üyeliğinden önce ise sendika üyesi olmayan emsal işçi ücretine göre davaya konu işçilik alacakları hesaplanmalıdır. Davacı sendika üyesi değil ise tespit edilebilirse üye olmayan emsal işçi ücret, edilmez ise fiilen aldığı ücret üzerinden hesaplama yapılması gerekir. Eksik inceleme ile davacı işçinin tüm süre üzerinden toplu iş sözleşmelerinde de yaralanma sonucunu doğuracak şekilde ücret tespiti ile hüküm kurulması hatalıdır.F) Sonuç:Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 19.12.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.