MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİDAVA : Davacı, ihbar tazminatı, kötüniyet tazminatı ile evlilik yardımı, fazla mesai ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.Yerel mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Hüküm ve temyiz talebinin reddi kararı süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I A) Davacı İsteminin Özeti:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının 17.03.2008- 05.01.2014 tarihleri arasında davalı şirkete ait iş yerinde bilgi işlem sorumlusu olarak, iş sözleşmesinin feshi tarihinde aylık brüt 4.190,00 TL ücret ile çalıştığını, davacının iş sözleşmesinin 05.01.2014 tarihinde haksız olarak feshedildiğini ve davacıya 19.837,05 TL kıdem tazminatı ödendiğini, davacının 16.10.2010 tarihinde evlendiğini ve evliliğin işverenin bilgisi dahilinde olduğunu, davalı şirketin davacının hamile olması nedeniyle iş sözleşmesinin feshettiğini ve yapılan feshin kötüniyetli olduğunu ileri sürerek, ihbar tazminatı, evlilik yardımı, fazla çalışma ücreti ve kötüniyet tazminatı alacaklarını istemiştir.B) Davalı Cevabının Özeti:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın hak düşürücü süre geçtikten sonra açıldığını ve dava şartı yokluğu nedeni ile davanın reddi gerektiğini, davacının iş sözleşmesinin haksız olarak feshedilmediğini, davalı şirketin tasfiye sürecinde olduğunu ve davalı şirketin çalışanlarının iş sözleşmelerini feshetmesinin doğal olduğunu, davacının iş sözleşmesinin 16.09.2013 tarihinde feshedildiğini, davacının fesih bildirimini imzalamaktan imtina ettiğinin tutanak altına alındığını ve fesih bildiriminin noter aracılığıyla davacıya ihtar edildiğini, davacının sonrasında şirkete gelerek feshin iptal edilmesinin ve izin dönüşünde sözleşmesinin feshedilmesini ve bu sayede SGK’dan doğum ödeneği alabileceğini, ihbar süresinin hamilelik izninde kullanmak istediğini belirttiğini ve davalı şirket tarafından davacının talebinin kabul edildiğini, davacının iş sözleşmesinin karşılıklı olarak anlaşıldığı üzere 23.09.2013 tarihinde feshedildiğini, iş sözleşmesinin feshi sonrasında kıdem tazminatı, izin ücreti, maaş gibi bütün haklarının davacıya ödendiğini, taraflar arasında akdedilen iş sözleşmesi ile fazla çalışma ücretlerinin aylık ücrete dahil olduğunun hüküm altına alındığını savunarak,davanın reddini istemiştir.C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:Mahkemece toplanan deliller,tanık beyanları,bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamının değerlendirilmesinde;davacıya ait SGK kayıtlarına göre davacının 17.03.2008-06.01.2014 tarihleri arasında davalı iş yerinde çalıştığı, giydirilmiş brüt ücretinin ise 4.547,49 TL olduğu,davalı tarafından davacının iş akdinin 16.09.2013 tarihli ihtarname ile şirketin küçülmeye gitmesi gerekçesiyle feshedildiğinin bildirildiği, davacı tarafından davalı şirkete hitaplı düzenlenen 17.09.2013 tarihli yazıda, iş akdinin doğum izninin bitim tarihi olan 06.01.2014 tarihi itibariyle feshedilmesini talep ettiği, taraflar arasında akdedilen 18.09.2013 tarihli protokol ile 16.09.2013 tarihli fesih işleminin tarafların karşılıklı anlaşması ile iptal edildiği, davacının 11.10.2013-05.01.2014 tarihleri arasında istirahatli olduğu, istirahat dönemi sonrası 06.01.2014 tarihinde ise iş akdinin feshedilmiş olduğu anlaşılmakla, 17.09.2013 tarihli protokol gereği tarafların iş akdinin feshi tarihi için karşılıklı olarak anlaşılmış olduğu ve akdin anlaşma yoluyla sona erdiği anlaşılmakla davacının ihbar tazminatı hakkının bulunmadığı kanaatine varıldığı,gerek davacının iş güvencesi hükümlerinden yararlanıyor olması ve gerekse iş akdinin karşılıklı anlaşma yoluyla sona ermiş olması nedeniyle, kötü niyet tazminatı talebinin reddine, davalı iş yerinde evlilik yardımı konusunda iş yeri uygulaması bulunduğu anlaşılmakla, davacının 16.10.2010 tarihinde evlenmiş olduğu, izin belgelerinde 14.10.2010-18.10.2010 tarihleri arasında evlilik / mazeret izni kullandığı, işverence bu konuda bilgi sahibi olunmuş olduğu ve ayrıca iş yeri uygulaması halindeki evlilik yardımı konusunda işverence eşitlik ilkesine aykırı hareket edildiği kanaatine varılarak, evlilik yardımı talebinin kabulü gerektiği,taraflar arasındaki iş sözleşmesinde fazla çalışma ücretinin aylık ücrete dahil olduğu kararlaştırılmış olup, bunun yıllık 270 saatle sınırlı olabileceği düzenlemesi karşısında, davacının bu 270 saati aşan fazla çalışmasının varlığı somut ve inandırıcı delillerle ispatlanamadığından fazla mesai ücreti talebinin reddine karar verilerek hüküm kurulmuştur.D) Temyiz:Kararı ve ek kararı davacı vekili temyiz etmiştir.E) Gerekçe:5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu'nun 8.maddesine göre iş mahkemesinden verilen kararlar tefhim ve tebliğ tarihinden itibaren 8 gün içinde temyiz olunabilir. Bu süre içinde temyiz dilekçesinin hakime havale edildikten sonra temyiz defterine kaydının yaptırılması ve harcının yatırılması gerekir. 6100 Sayılı HMK geçici 3. Madde 1. Fıkrasına göre; “Bölge adliye mahkemelerinin, 26/9/2004 tarihli ve 5235 sayılı Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanunun geçici 2 nci maddesi uyarınca Resmî Gazete’de ilan edilecek göreve başlama tarihine kadar, 1086 sayılı Kanunun temyize ilişkin yürürlükteki hükümlerinin uygulanmasına devam olunur.” 2. Fıkrasına göre; Bölge adliye mahkemelerinin göreve başlama tarihinden önce aleyhine temyiz yoluna başvurulmuş olan kararlar hakkında, kesinleşinceye kadar 1086 sayılı Kanunun 26/09/2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 454 üncü madde hükümlerinin uygulanmasına devam olunur. Miktar ve değeri temyiz kesinlik sınırını aşmayan taşınır mal ve alacak davalarına ilişkin nihai kararlar HUMK.nun 427/2 maddesi uyarınca temyiz edilemez. Kesinlik sınırı kamu düzeni ile ilgilidir. Temyiz kesinlik sınırı belirlenirken yalnız dava konusu edilen taşınır malın veya alacağın değeri dikkate alınır. Faiz, icra (inkar) tazminatı, vekalet ücreti ve yargılama giderleri hesaba katılmaz. Birleştirilen davalarda, temyiz sınırı her dava için ayrı ayrı belirlenir. İhtiyari dava arkadaşlığında, temyiz sınırı her dava arkadaşının davası için ayrı ayrı belirlenir.Karşılık davada, temyiz sınırı asıl dava ve karşılık dava için ayrı ayrı belirlenir.Tespit davalarında, temyiz sınırı tespit davasının öncüsü olduğu eda davasının miktar ve değerine göre belirlenir.Temyiz sınırından fazla bir alacağın tamamının dava edilmiş olması halinde, hükümde asıl istemin kabul edilmeyen bölümü temyiz sınırını geçmeyen tarafın temyiz hakkı yoktur. Kısaca temyize konu edilen miktara bakılarak kesinlik belirlenir. Alacağın bir kısmının dava edilmesi halinde, kısmi davada kesinlik sınırı dava edilen miktara göre değil, alacağın tamamına göre belirlenir. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu’nun 06.06.1975 gün ve 1975/6-8 sayılı içtihadında, “ 5521 sayılı yasada açık düzenleme olmamakla birlikte, bu yasanın 15. maddesindeki düzenleme gereği HUMK.nun 427 maddesindeki kesinlik sınırının iş mahkemelerinde verilen kararlarda da uygulanması gerektiği, grup halinde açılan davaların salt iş mahkemelerine özgü bir dava türü olmadığı, bu nedenle seri olarak açılan davalarda her dosya için kesinlik sınırına bakılması gerektiği” açıkça belirtilmiştir. Dosyanın incelenmesinde ... İş Mahkemesi’nin 2014/208 Esas,2016/350 Karar 11.07.2016 tarihli Ek Kararı ile karar kesin olarak verildiğinden temyiz talebinin reddine karar verilmiş ise de; temyize konu edilen miktar dava dilekçesi ile istenen 100 TL ihbar tazminatı,500 TL fazla mesai ücreti ve 1000 TL kötü niyet tazminatı ve ıslah dilekçesi ile artıralan 1.400,00 TL evlilik yardımı olmak üzere toplam 2.900,00 TL olup, karar tarihi itibariyle 2.190 TL kesinlik sınırını aştığından davacının temyiz isteminin reddine dair EK KARARIN kaldırılmasına karar verilerek yapılan temyiz incelenmesinde; 1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.2- Taraflar arasında ihbar tazminatı noktasında uyuşmazlık bulunmaktadır. Somut uyuşmazlıkta mahkemece 17.09.2013 tarihli protokol gereği tarafların iş akdinin feshi için karşılıklı olarak anlaşıldığı ve akdin anlaşma yoluyla sona erdiği gerekçesiyle davacının ihbar tazminatı talebi reddedilmiş ise de; iş sözleşmesinin karşılıklı sona erdirildiğine dair bir protokol bulunmadığı gibi söz konusu protokolün işveren feshinin davacı işçinin doğum izni sonrasında sonuç doğuracak şekilde kararlaştırıldığı dolayısıyla iş sözleşmesinin işveren tarafından feshedildiği ve önel süresinin izin,raporlu gibi olgularla çakışmaması hususunun gözardı edildiği gerçeği karşısında geçerli bir protokolden de söz edilemez.Davacıya ihbar öneli kullandırılmadığının anlaşılması karşısında ihbar tazminatının kabulü yerine reddine karar verilmesi hatalıdır.3-Davacı kısmi olarak talep ettiği evlilik yardımı alacağını 12.01.2016 tarihli sayman mutemedi alındı belgesinden anlaşıldığı üzere ıslah etmek suretiyle 1500 TL olarak talep etmiştir. Davacının ıslah ile artırdığı miktar dikkate alınmadan kısmi davada talep edilen miktarın hüküm altına alınması da isabetsizdir.F) Sonuç:Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 13.12.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.