Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 21745 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 30178 - Esas Yıl 2016
Y A R G I T A Y İ L A M IDAVA : Davacı, borçlu olmadığının tespitine, %40 icra inkar tazminatının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Yerel mahkeme, isteği hüküm altına almıştır. Mahkeme kararının davalı tarafça temyizi üzerine Dairemizin 16.06.2014 Tarih, 2012/17825 Esas, 2014/19557 Karar sayılı kararıyla yerel mahkeme kararı onanmıştır. Dairemizin kararından sonra davacı vekilince tavzih talebinde bulunulması üzerine mahkemenin Tashih Şerhi başlıklı 19.04.2016 tarihli kararıyla istek kabul edilmiştir. Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Mahkeme hükümlerinin tashihi ve tavzihine ilişkin yasal düzenlemeler 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 304., 305. ve 306. maddelerinde yer almaktadır.“Hükmün tashihi” başlıklı 6100 sayılı 304. maddesine göre “(1) Hükümdeki yazı ve hesap hataları ile diğer benzeri açık hatalar, mahkemece resen veya taraflardan birinin talebi üzerine düzeltilebilir. Hüküm tebliğ edilmişse hâkim, tarafları dinlemeden hatayı düzeltemez. Davet üzerine taraflar gelmezse, dosya üzerinde inceleme yapılarak karar verilebilir.(2) Tashih kararı verildiği takdirde, düzeltilen hususlarla ilgili karar, mahkemede bulunan nüshalar ile verilmiş olan suretlerin altına veya bunlara eklenecek ayrı bir kâğıda yazılır, imzalanır ve mühürlenir.”“Hükmün tavzihi” başlıklı 6100 sayılı 305. maddesine göre “ (1) Hüküm yeterince açık değilse veya icrasında tereddüt uyandırıyor yahut birbirine aykırı fıkralar içeriyorsa, icrası tamamlanıncaya kadar taraflardan her biri hükmün açıklanmasını veya tereddüt ya da aykırılığın giderilmesini isteyebilir. (2) Hüküm fıkrasında taraflara tanınan haklar ve yüklenen borçlar, tavzih yolu ile sınırlandırılamaz, genişletilemez ve değiştirilemez.”Aynı Kanun’un 306. maddesinde tavzih talebi ve usulü konusunda hüküm bulunmaktadır. Anılan düzenlemede tavzih talep dilekçesinin bir örneğinin cevap süresi mahkemece belirlenmek suretiyle karşı tarafa tebliğ edileceği, cevap verilmesi durumunda bu cevabın da tavzih talebinde bulunan tarafa tebliğ edileceği, dosya üzerinde inceleme yapılarak karar verileceği ancak gerekli görüldüğü takdire tarafların sözlü açıklamalarını yapabilmeleri için duruşma yapılacağı, tavzih talebi yerinde görülürse 304. maddesi uyarınca işlem yapılacağı belirtilmektedir.Somut uyuşmazlıkta davacı vekili Dairemizin onama kararından sonra 10.07.2015 tarihli dilekçesiyle mahkeme kararında davalı aleyhine %40 icra inkar tazminatına hükmedildiği, ancak icra inkar tazminatı olarak net miktar belirtilmediği net miktarın belirtilmemesinin eda hükmünün uygulanmasını engellediği gerekçesiyle bu miktarın tavzih yoluyla “%40 icra inkar tazminatı olan 2.000 ABD doları olarak davalıdan alınarak davacıya verilmesine” şeklinde düzeltilmesini talep etmiştir.Mahkemece söz konusu dilekçe davalı tarafa tebliğ edilmeden cevap hakkı tanınmadan talep kabul edilmiştir. Yukarıda yer alan düzenlemeler dikkate alındığında davacının dilekçesinin davalı tarafa tebliği gerekir. Kaldı ki bu 6100 sayılı HMK’nun 27. maddesinde yer alan hukuki dinlenilme hakkının da gereğidir. Mahkemece tavzihe ilişkin usule uyulmadan tavzih kararı hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir. F)SONUÇ:Temyiz olunan 19.04.2016 tarihli tashih şerhi başlıklı kararın yukarıda yazılı nedenlerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 08.12.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.